5

966 53 16
                                    

Yabancılaşmak kendine,evine,hayata.. şu yarım saatte yaşadığım tam olarak buydu.Evime gelmiştim 23 yıldır yaşadığım,doğup büyüdüğüm evime ama evim gibi hissetmiyordum.Hatta ben genel olarak hiçbir şey hissetmiyordum.Bugün yaşadıklarım ahh bugün yaşadıklarım Emir'in ölümü canımın yanması gerekmiyor muydu?Ben tamamen hissizdim oysa.Ağlayamıyordum bile.

Elimi yandaki şarap şişesine attım ve önümdeki kadehi tazeledim.Eve sürüklenişim ardından kaç dakika geçmişti bilmiyorum.Mutfak masasında oturmuş düşünmeye çalışıyordum ama beynim çalışamayacak kadar boş, gözlerimse ağlayamayacak kadar kuruydu.Kadehi ağzıma götürüp o yakıcı tadın boğazımdan geçişini bekledim.Allahım ne yapacaktım ben şimdi,Emir yoktu.Evet Emir yoktu.Bu,bunu kabullenmem gerekiyordu.Karnımda onun bebeği vardı.Sıkıntıyla nefesimi verip,kadehe tekrar uzandım.

Elimden çekilen kadehle şaşkınca bakışları çevirdim.Emrah abi karşımdaydı.Tek kolu sargılıydı ama şükürler olsun ki iyiydi.Hızla yerimden kalkıp ona sarılmak istedim ama sadece istedim.Emrah abi beni yavaşça ittirdi.Şaraptan dolayı dönen başım ve ekşimiş midem yüzünden sendeledim ve masanın kenarına tutundum.Anlamsız gözlerle ona döndüm.

"Bu kadar mı düştün sen,hayatlarını seni korumak icin öne atan insanların üzerine kurşun yağdırtacak kadar mı düştün İpek?"

Her şeyi yanlış anlamıştı işte.

"Emrah abi ben böyle olsun istemedim.Ben Emir'e böyle yap demedim.Yemin ederim"

"Çok pişman olacaksın"

Emrah abi bana kısa bir bakış atıp,kucağında ki bilgisayarı masa üzerine bıraktı.Şarap ve kadehi aldı ve çıkmadan bana döndü.Elindekileri göstererek

"Ayıl biran önce Yağız abi geliyor"

Kendimi tam anlamıyla bok gibi hissediyordum.Artık kalbim ve beynim beni terk etme noktasına gelmişlerdi.Bıkkınlıkla kafamı masanın üzerine koydum.Görüş alanıma giren Yağız abimle vücuduma yayılan tiksinme hissine engel olamadım.Onlara baktıkça aklıma tek gelen sey Emir'di.

Abimde beni umursamayarak Emrah abinin bıraktığı bilgisayara uzandı,bilgisayarı açtı.Biraz bilgisayarla uğraştı ve bilgisayarı bana döndürüp beni yattığım masadan kaldırdı.Bilgisayarın ekranını görebileceğim şekilde dikleştirdi.

Ekranda oynayan videoya kitlendim.Güvenlik kamerası kaydıydı bu.Annem..annemle babam arabaya biniyorlardı.Kıyafetleri o günkü kıyafetleriydi.O alçak olayın olduğu gündü.Beni terk ettiğini düşündüğüm göz yaşlarım geri gelmiş ve bir daha beni hiç bırakmak istemezcesine akıyorlardı.

İzlemek istemiyordum bunu.Kalkmak için yeltendiğimde sandalyeye tekrar oturtuldum."sadece izle" Kulağıma fısıldanan kelimelerle göz yaşlarım durdurulamaz bir şekilde akmaya devam ediyorlardı.

Annemle babam arabaya binerken abim video ekranını yakınlaştırdı.Sağ arka çaprazlarında beyaz bir araba vardı.Annemle babamın arabası biraz ilerledikten sonra beyaz arabadan biri indi ve önünden geçen annemle babamın içinde olduğu arabayı patlayana kadar izledi.Aman Allahım Emir'di bu.Hayır hayır olamazdı.Bilgisayarı şaraptan ve yaşadığım şoklardan dolayı uyuşmuş ellerimle kendime doğru çektim.Emir annemle babamı takip etmişti gerçekten.

"Doğru değil bu"

Kafamı iki yana sallayarak ondan cevap bekledim ama sadece yüzüme bakmakla yetindi.

"Doğru değil diyorum sana bilerek yapıyorsun canımı yakmak için"

Yağız abim alaycı bakış attı bana.

"Artık canını yakmak için bile uğraşacağım bir insan değilsin.Gerçekse senin bize tercih ettiğin o piçin annemle babamın başına gelenlere yardım etmiş olması"

Çarpışma■Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin