Şarkıyı açmayı unutmayın canlarım.
İnstagram: bmkhikaye, byzamlkkymk
İyi okumalar♥️♾
Yatılı okulun önüne geldik. Önce babam arabadan inip bana kapıyı açtı ve inmeme yardım etti. Sonra bagajdan valizimi alıp sürükleyerek yanıma getirdi.
Babama sıkıca sarıldım ve valizi elinden almak için elimi uzattığımda valizi geri çekti.
"Oğlum ayağın alçılı valizi nasıl götüreceksin. Bir elinde değnek bir elinde valiz. Olur mu öyle şey?"
Babam okula doğru yürümeye başladı. Sessizce yanında yürüdüm. Merdivenlerden çıkıp okula girdik ve babam durdu. Neden durduğuna anlam vermeye çalışarak babama baktım.
"En üst katta erkekler kalıyor her yatakhanede dört kişi kalıyor, her yatakhanede bir tane banyo var. Bir alt katta sinama salonları, öğrencilerin vakit geçirdiği salonlar ve etüt salonları var. Onun altında yemekhane ve tuvaletler var. Onun altında sınıflar var en alt katta da kız öğrenciler kalıyor. Erkeklerin kızların katına inmesi yasak kızlarında erkeklerin katına çıkması yasak." Babam bana okulu anlatmasıyla başımı salladım. Özel okul işte ne olacak? Her halinden belli.
*BMK ÖZEL YATILI OKUL.*
Babamla asansöre binip erkek öğrencilerin kaldığı kata çıktık. Koridora çıktığımızda durdum.
"Baba burdan sonrasına gelmene gerek yok." Tekrar babama sarıldım sımsıkı.
"Canım oğlum." Dedi kokumu içine çekerek. Aynı zamanda da sırtını sıvazlıyordu. Babama uzun uzun sarıldım. Bir daha görüşememe düşüncesiyle.
Ayrılan taraf babam oldu.
"Derse geç kalacaksın. Hadi valizini bırak da aşağıya inelim beraber." Babamla kalacağım yatakhaneye doğru ilerledik.
"Burası." Dedi babam başıyla koridorun sonundaki kapıyı işaret ederek. Başımı sallayıp kapıyı açtım ve içeri girdim. Babamda arkadan geldi. Odada şu an iki kişi yatakta uyuyor bir kişi de çalışma masasında ders çalışıyor. Çalışma masasında ders çalışan çocuk derse kendini o kadar kaptırmış ki biz içeri girince sıçradı. Bir süre kapıdan çocukla bakıştık. Baş parmağını damağına yerleştirip hafifçe yukarı itti.
"Buyrun." Dedi kalbini tutarak. Hiçbir şey söylemeden içeri girdim ve valizimi boş yatağın yanına koydum. Çocuğa açıklama yapma gereği duymadım.
"Aynı odada kalıyorsunuz." Dedi babam gülümseyerek. Arkamı döndüm ve valizimi yatağımın altına koydum.
"Hoşgeldin." Arkamı dönüp yapmacık bir şekilde gülümsedim.
"Hoşbulduk." Babamın yanına yaklaştım.
"Hadi inelim." Babam odada uyuyanlara baktı.
"Oğlum daha erken herhalde baksana uyuyorlar daha." Çalımla masasında oturan çocuk da uyuyanlara baktı ve sonra bize baktı.
"Daha çok erken. Dersin başlamasına 45 dakika var." Babam bana bakıp en içten bir şekilde gülümsedi. Bu, bana veda etme şekliydi onun.
"Siz oturup tanışın ben gideyim artık." Babam tekrar beni kollarının arasına aldı.
"Görüşürüz oğlum... kendine iyi bak." Görüşemeyeceğiz babam... dese de iç sesim. Bunu babama bu şekilde söyleyemem.
"Görüşürüz baba." Babam gülümseyerek yatakhaneden çıktı. Bende yatağımın üzerine oturup montumun cebinden telefonumu çıkarttım ve fotoğraflar uygulamasına girdim. Bahar ve benim Fotoğraflarımdan başka fotoğraf yoktu. Birlikte yemek yerken çekildiğimiz, lunaparkta, evde, bahçede, kafede, okulda... her yerde. Fotoğraf çekilmediğimiz yer kalmamış. Ne kadar güzel günlerdi... ama o günler artık geri gelmeyecek. Her şey benim yüzümden. Bunun bir cezası olmalı...
"Kız arkadaşın mı?" O kadar dalmışım ki. Çalışma masasında ders çalışan çocuk yanıma gelmiş ve omuzumun üstünden benimle birlikte fotoğrafa bakıyor haberim yok. Fotoğraflar uygulamasından çıkıp telefonu kapattım. İsmini bilmediğim çocuk hemen doğruldu.
"Affedersin bakmak istemedim. Birkaç kere ismini sordum duymayınca neye baktığını merak ettim." Ne hakla merak etti acaba bunu.
"İsmim Can." Dedim oldukça soğuk bir tavırla.
"Bende Samet." gülümseyerek elini uzattı. İstemsizce elini sıktım.
"Memnun oldum." Dedi gülümseyerek. Bende sahte bir gülümsemeyle karşılık verdim.
"Bende." Samet denen çocuk izin bile istemeden yatağımda hemen yanıma oturdu.
"Hemen yanındaki yatakta uyuyan yani şu horlayan çocuğun ismi Rüzgar. Benim yatağımın yanında uyuyan da Gökhan." Hiçbirini merak etmiyorum bana bunları neden anlatıyor ki. Başımı aşağı yukarı salladım.
"Kız arkadaşın mıydı o kız?" Dedi başıyla telefonumu işaret ederek.
"Evet."
"Baya aşıksın. Her halinden anlaşılıyor." Hüzünle başımı salladım.
"Kapatabilir miyiz bu konuyu." Kaşlarını çatarak yüzüme baktı ve kararlı bakışlarımla karşılaşınca anlayışla başını salladı.
"Ayağına ne oldu peki?" Gözlerim yatağımda uzattığım alçılı ayağıma kaydı.
"Ufak bir kaza." Dedim derinlere dalarak. Baya ufak bir kaza... sevgilimin üzerinde bomba patladı ve bende iki metre kadar uçunca ayağım o zaman çatladı. Gerçekten baya ufak. Samet başını salladı.
"Geçmiş olsun." Telefonundan saate baktı. "Ders saati yaklaşıyor ben şunları uyandırayım." Yatağımdan kalktı ve Gökhan ve Rüzgara doğru yaklaştı. Birden olduğunca sert bir şekilde ellerini birbirine vurdu.
"Kalk! Kalk! Kalk." Bu ne böyle sanki okul değil koğuş. Gökhan ve Rüzgar sıçrayarak uyandı ve korkuyla yataktan düştüler. Samet büyük bir kahkaha attı.
"Ne yapıyorsun abi ya?" Dedi Gökhan uyku sersemi bir şekilde.
"Koğuş mu okul mu belli değil." Rüzgar içimi okumuş gibi cevap verince şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. Gökhan ve Rüzgar aynı anda bana baktılar.
"Bu kim be?" Dediler aynı anda. Ayılmaya çalışır gibi gözlerini açıp açıp kapattılar.
"Yeni gelmiş. İsmi Can."
"Selam." Rüzgar yerde otururken uykulu uykulu el salladı ve kendini geri attı.
"Rüzgar kalk!" Dedi Samet ciddi bir ses tonuyla.
"Beş dakika daha." Diye mırıldandı.
"Fikret hoca mı şu?" Dedi Samet gözlerini kısıp boşluğa bakarak. Rüzgar panikle ayağa kalktı. Korkuyla da denebilir.
"Nerde? Hani? Gördü mü beni?" Gökhan ve Samet kahkaha atarken bende telefonumu çantama koydum ve koltuk değneğim yardımıyla ayağa kalktım.
"Nereye?" Diye sordu Samet kaşlarını çatarak.
"Sınıfa." Dedim katı bir sesle. Bu kadar karışılması ve bu kadar soru sorulması sinirimi bozuyordu. Resmen hesap soruyordu.
"Kahvaltı yapmayacak mısın?"
"Saatinde gelirim." Dedim ve kapıdan çıktım. Asansöre bindim ve yanıma biri daha bindi göz ucuyla baktım. Ve o şok görüntüyle karşılaştım.
"Bahar?" Dedim şaşkınlıkla.BÖLÜM SONU
Umarım güzel bir bölüm olmuştur canlarım♥️ yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Sol alt köşedeki yıldıza basarak oy verebilirsiniz.
Rüzgar ve Gökhanı tanıyanlar var mı? Yada hatırlayanlar kimler???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Kırıkları
Mystery / ThrillerDizilerdeki gibi değildi gerçek hayat. Yaklaşık üç gündür uçurumun kenarında bir evde alıkonuluyorum. Dizilerde bir senaryo olur, adam eliyle koymuş gibi bulur sevgilisini. Ama öyle değil işte! Koskoca bir şehir nasıl bulunabilirdim ki? Can beni asl...