02 | #SaveSirius

540 43 9
                                    

    "Hey Diana! Boş parşömenin var mı?" Bana seslenen Avery'e umursamaz bir bakış atıp, parşömenlerimden birini uzattım. Mulciber ile birlikte bina puanın düşmesi için özel bir çaba harcıyor gibilerdi. Sadece dersler konusunda değil, davranışlarıyla da. Zayıf gördükleri büyücü ve cadılara saldırmak onlara bir eğlence gibi geliyordu. Acınası.

   Sırıtarak parşömeni aldığında flörtöz bir tavırla göz kırparak "Sağ ol Di." dedi. Diğer Slytherin oğlanları kahkaha atarken Mulciber alaycı bir gülümseme ile bana bakmıştı. Kütüphanedeyiz aptallar. Sessiz olmak diye bir şey biliyor musunuz?

    "Aslan ruhlu yılanımızı kızdırmak istemezsin Arthur." Tepkisizce Mulciber'a bakmaya devam ederek cevap verecektim ki sert bir ses sözümü kesti. "Çenenizi kapatıp işinize bakın. Ve Avery... Ona bir daha Di dersen, dilini karanlık ormandaki yaratıkların ziyafetleri için kullanırım." Birkaç kişi ergen tepkiler verirken ben çatık kaşlarımla ona bakmakla meşguldüm. Bu tavırları beni sinir ediyordu.

    Arkasında kalan masalardan birinde Sirius ile göz göze geldiğimde, bir sorun olduğunu belli etmemeye çalıştım ama çok geçti. Ayağa kalkarken yanında oturan James'in de yakasını tutarak, kendisiyle birlikte kaldırdı ama James bu ani hareket yüzünde sırt üstü yere düştü. Başka zaman olsa bu sahneye kahkahalar atabilirdim çünkü Sirius onun düştüğünü bile fark etmemiş hala bize bakıyordu. Bu birkaç saniye içersinde gerçekleşen sahneye bakmayı kesip tekrar beni izleyen büyücüye döndüm ve sinirimde anında geri geldi.

    Yüzünde her zamanki gibi bir gülümseme vardı fakat mavi gözleri tehlikeli parıltılarla doluydu. Kahverengi saçlarıyla tezatlık oluşturan beyaz teni, uzun boyu ve şekilli yüzüyle birçok kız onun peşindeydi. Keşke onlardan biriyle ilgilenmeye karar verseydi. Böylece beni rahat bırakabilirdi. "Başkalarıyla olan ilişkilerime ve iletişimime karışmamanı söylemiştim Nott. Beni tekrar uyarıda bulunmak zorunda bırakırsan o savurduğun tehditi senin üzerinde uygularım."

    Söylediğim şeyleri umursamadan yanıma oturarak kolunu masaya, kafasını da eline yasladı. En iyisi onu görmezden gelmek olacaktı. Onunla tartıştıkça yüz buluyormuşçasına daha çok yılışıyordu. "Hogsmeade gezisinde birlikte dolaşmaya ne dersin?" Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarken duyduğum ses ile tüm vücudum gerildi.

   "Nott." Mason gözlerini yumarak sinirle gülümsedi ve omzunun üzerinden Sirius'a bir bakış attı. Gerçekten birbirlerinden nefret ediyorlardı. "Black." Sirius, gözlerini ondan ayırmadan bana ithafen konuştuğunda kitabımı kapattım. "Bir sorun mu var Linda? Uzaktan canın sıkkın gibi duruyordun." Gerilimin çok net farkında olduğum için hızla olaya el atıp eşyalarımı topladım ve gülümsedim. "Hayır. Nott ile dersler hakkında konuşuyorduk ve bitti. Ben de gidiyordum zaten. Bana eşlik etmeye ne dersin?"

   Sirius ve Mason bir süre daha sinirle birbirlerine bakmaya devam ettiler. Birisi ufacık bir hareket yapsa ortalık karışacaktı. Sonunda Sirius o sinir bozucu gülümsemesini yüzüne yerleştirip yanıma gelerek kolunu omzuma doladı. "Tabii ki sana eşlik ederim."  Mason'ın sinirden delirdiğini tahmin edebiliyordum ama o bir şey söylemeden kütüphaneden çıktık.

    Gerginlikten gerilen kaslarımı zar zor hareket ettirerek, çıktığımız an ondan uzaklaştım. Devamlı ortamda gerilim yaratmasından bıkmıştım. Üstelik uzun zamandır yüzüme bile bakmıyordu! Birden ortaya çıkıp kıskançlıklar yapması beni çileden çıkacak duruma getirmişti.

   "Şunu yapmayı kes Black!" Sirius şaşkınca bana bakarken yumruğumu sıktım. "Ben ne yaptım şimdi? Nott ile sohbetini böldüğüm için kızdın mı yoksa?" Ona bir süre inanamıyormuş gibi baktıktan sonra elimdeki kitaplarla kafasına vurmaya başladım. Bir yandan da koridorun ortasında sinirle bağırıyordun. "Senden! Nefret! Ediyorum! Sirius! Black! Mankafanın tekisin!"

MELINDA | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin