MELINDA | Sirius Black

03 | Quidditch's Day

Bu videoyu daha öncede koymuştum ama mutlaka izleyin. Sırf bu video yüzünden bile Diana'yı Amanda Seyfried yaptım diyebiliriz ldkdld Normalde daha çok videosu var diye başka bir oyuncu düşünmüştüm ama bu video çok hoşuma gitti. Ayrıca planladığım birçok sahneye uygun kısımları var. 💜 Ben Barnes işe aşırı yakıştıkları da inkar edilemez tabii.

•••

   Tezahüratlar kulaklarımı acıtırken baktığım tek kişi Sirius'tu ve onunda baktığı tek kişi bendim. Elindeki Bludger sopasıyla fazla... Çekici duruyordu. Vurculuk gerçekten tam da ona göreydi. Gözleri arkamda bir yere odaklandığında kaşları çatılmıştı. Merak edip omzumun üzerinden baktığımda Mason'ın da ona ters bakışlar attığını fark etmiştim. Doğru. Bu son dakika değişikliğinden büyük ihtimal haberleri bile olmamıştı. Johnston, sabah oda arkadaşıyla kavga edip sakatlandığı için onun yerine Mason geçmişti.

Gözlerim tekrar Sirius'a döndüğünde James'in ona bize bakarak bir şeyler söylediğini gördüm. Yüzündeki ifadeye bakılırsa mutlu gözüküyordu. Antrenmansız bir oyuncuya sahip olmamız şanslarını arttırmıştı. Kaşlarım çatılırken süpürgemi daha sıkı tutarak hafifçe öne eğildim. Konu Quidditch olduğunda her takım oyuncusu gibi fazla hırslı oluyordum.

   Sirius'un James'i, ona her ne anlatıyorsa, dinlemediği belliydi. Bu 'şu an seni duymuyorum' suratını biliyordum. Ben hazır pozisyonumu aldığım an bu yüzden bana bakıp gözleri kısılana kadar gülümsemiş olmalıydı. Beni komik mi buluyordu? Hırsımı arttırıyorsun Black!

    Yerlerimizi almamız istendiğinde ortaki yerime geçtim. Takımın ana kovalayıcısı bendim çünkü okulun en hızlı öğrencilerinden birisiydim. Arayıcılık ilgimi çekmiyordu. Ben asıl maçın içinde olmayı tercih ediyordum. Sonunda maç başladığında Yale, Quaffle'ı alıp hemen bana attı. Hızlı manevralarla aralarından sıyrılıp kaleye doğru giderken, Xavier ve Mason beni korumaya almışlardı. Xavier aniden bana çarpıp sağa savurduğunda hızla dönüp o tarafa baktım. Parvaati bizi sıkıştırmaya çalışıyordu.

    Sinirle burnumdan soluyarak önüme döndüm ve planladığım atağı gerçekleştirdim. Ani bir manevrayla aşağı uçtum ve sonrasında soldan sağa doğru çapraz uçuşa geçerek yükseldim. Gryffindor takımı önümü kesmek için bana doğru uçsa bile çok geçti. Dediğim gibi, ben en hızlılarından biriydim.

   Tutucuları olan McKinnon sol taraftaki çembere atacağımı düşünerek hızla oraya geçti ama benim hedefim zaten sağdaki çemberdi. Yukarı seviyeden aşağı doğru fırlattığım Quaffle çemberden geçtiğinde sevinçle büyük bir kahkaha atıp yumruğumu savurdum. Tezahürat ve alkışlar artarken dönüp baktığımda sarışın kızın sert bakışlarıyla göz göze gelmiştim. Bana değil kendine kızsa iyi olurdu.

    Tekrar Slytherin bölgesine dönerken Regulus'un ne alemde olduğunu kontrol etmek için etrafa bakındım. Snitch'i bulmuş gibi duruyordu ve bu konuda tek değildi. James'te yan tarafından hızla ona yaklaşıyordu ve bilin bakalım kime yakındı? Hızla James'e doğru uçtum ve onu yan taraftan itekleyerek yolundan çıkmasını sağladım. Bu birazda olsa onu engeller ve Regulus'a zaman kazandırırdı.

    Sayı kazanamayan Gryffindor'dan topu kapan Higgs bana doğru gelirken yan döndüm ve hazırda bekledim. Göz göze geldiğimiz an Quaffle'ı bana attı ve ben de aldığım gibi minik bir manevrayla hızla çemberlere doğru uçmaya başladım. Tabii takım geride kaldığı için beni koruyan birisi yoktu. Kafama doğru fırlatılan Bludger son anda kulağımın yanından geçtiğinde dengem bozulmuştu. Uçmayı kesip öylece kalakaldığımda rüzgarın yarattığı çınlamayı atlatmaya çalışıyordum. Gryffindor'un bu seneki diğer vurcusu şaka yapmıyordu demek?