05 | 'The' Baby

500 43 23
                                    

Diana'nın eşinin ismini değiştirdim. Başka bir hikayemde de Alaric isminde karakter var ve yazarken benim aklım devamlı oraya kaydı mcmdkd Başta fark etmemişim sanırım.

Diana, Mason Nott ile evli. Alaric değil artık beyciğimizin ismi. Şimdiden teşekkürler

•••

   Evden son çıkışımın üzerinden 2 ay geçmişti. Mason, bahçede söylediğim şeyleri ciddiye almış ve ilk günden itibaren bana yakınlaşmak için çaba harcamaya başlamıştı. Bunu teklif eden ben olduğum için onu suçlamıyordum fakat... Yapamıyordum da. Öpüştüğümüzde bile kalbim ateşler içinde kalıyor, ellerim titremeye başlıyordu ve onu itip kendimden uzaklaştırıyordum. Bu onu daha çok kırıyordu farkındaydım ama dediğim gibi... Yapamıyordum. Üstelik bu 2 ay boyunca diğerlerinden bir haber almamış olmak canımı sıkıyordu. Mason sık sık görevlere çıkıyordu ve her seferinde yaralarla dönüyordu. Bazı günler barındırdığı sinirden onun Sirius ile karşılaştığını anlayabiliyordum. Sirius'un nasıl olduğunu öğrenememek ise en zor kısmıydı.

    Evde bunaldığım ve nadir güneşli Londra havasını bugün yakaladığım için dışarı çıkmıştım. Diagon yolunda biraz dolaşıp belki bir iki alışveriş yapmayı umuyordum. Zaten bankaya da gitmem gerekiyordu. Mason, yine, bana mücevherler almıştı. Gösterişli takıları sevmediğimi söylememe rağmen alıp duruyordu ve ben de her seferinde onları bankaya bırakıyordum. Takmayacağım şeylerin evde yer kaplamasına gerek yoktu.

    "Diana." Duyduğum fısıltıyla adımlarım yavaşlarken istemsizce kaşlarım çatıldı. Arkama dönüp baktığımda kimseyi görememiştim çünkü burası dükkanların olmadığı bölgeydi. Yanlış duymuş olabileceğimi düşünerek önüme dönmüştüm ki aynı sesi tekrar duydum fakat bu sefer nereden geldiğini anlayabilmiştim. Bakışlarım solumda kalan karanlık ve dar sokağa kaydığında asamı çıkardım. Burada böyle bir yer olduğu bile yeni fark ediyordum. Lumos büyüsü ile karanlık alanı birazda olsa aydınlattığımda gördüğüm gözlerle nefesimin kesilmesine sebep oldu. Buradaydı! İyiydi!

    Etrafı kontrol edip hızla yanına gittim ve bende karanlığın içine saklandım. "Burada ne işin var? Delirdin mi?" Cevap vermedi. Gözlerim karanlığa yavaş yavaş alışsada yüz ifadesini hala göremiyordum. "Doğru mu?" Ben mi kendimde değildim yoksa o mu? "Ne doğru mu? ... Sirius şu an nerede olduğunun farkındasın değil mi?" Sonunda yüzünü seçebilecek duruma geldiğimde hafifçe yutkundum. Sağ kaşının üstünde kabuk bağlamış bir yara vardı ve dudağı da patlamıştı. Kalbim sızlarken dişlerimi sıktım. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

   "Melinda. Şu an düzgün düşünebildiğim bir anda değilim. Doğru mu değil mi? Kocanın söyledikleri..." Bakışları karnıma kayarken gözlerini hiç kırpmıyordu bile. "Hamile misin?" Kulaklarım yanmaya başlarken sinirle onu göğsünden geriye ittirdim. "Sana ne! Buraya bunun için mi geldin? Kendini tehlikeye atamazsın duydun mu beni? Aptalca davranmayı kes!" Bileğimi tutarak beni kendine çektiğinde nefesimi tuttum. Kokusu ciğerlerime doldukça mantığımı kaybediyordum. "Eğer hamileysen görevi senden almaya geldim. Böyle bir durumda bebeğini riske atamazsın. Bize bunu baştan söylemen gerekirdi. Asıl aptalca davranan sensin!"

    Bileğimi elinden çekerken derin bir nefes alıp ondan olabildiğince uzaklaştım. Şu an ona hamile olduğumu söyleyip onaylamam gerekirdi. Böylece aramızda az da olsa kalan o ihtimal tamamen yok olurdu. Dile dökmese de hala bir ümidi olduğunu biliyordum. Peki... Neden istemiyordum? Neden bir kez olsun kendimi ve kendi duygularımı düşünmek istiyordum. "Görevi sana veremem. Ne duydun bilmiyorum ama hamile değilim." Yüzünde sinirli bir gülümseme oluşurken "Bana yalan söyleme Diana. Bizzat kocan bu haberi bana büyük bir zevkle verdi. Görevi devam ettiremezsin." dedi.

MELINDA | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin