¤¤¤
Kaç gün geçtiği hakkında hiçbir fikrim yok.
Hiç kimse gelmedi, hiç kimse...Öldüğümü zannediyorlar sanırım.
Belki de ölmüşümdür, emin değilim. Eğer inanlardan olsaydım burası araf diye bahsettikleri yer olabilirdi. Sonsuz bir bekleyiş içindeyim gibi geliyor bana. Sanki böyle beklemeye mahkum edilmişim gibi.
Sisin arkasına gitmeyi bir kez daha denedim, yapamadım. Dediğim gibi çığlıklar duyuyorum sürekli. Artık insan çığlıkları olduğuna eminim. Bilemiyorum belki benim gibi düşen insanlar vardır burada. Yani biraz saçma bir düşünce gibi geliyor kulağa ama kemer yüzyıllardır burada olduğunu varsayınca mantıklı olmaya başlıyor.
Mide bulantısından bahsetmiştim değil mi? Daha da arttı. Yer sürekli tepreniyor. Başım dönüyor sanırım.
Acıkmadan hala durabildiğime göre çok da fazla gün geçmemiş olsa gerek. Belki de zaman kavramı normal dünyayla pek aynı değildir, emin değilim.
Hala umudum var. Remus'un beni buradan kurtarmak hakkında fikri vardır. Beni burada bırakacaklarını sanmam.
¤¤¤
¤¤¤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten | Sirius Black
FanfictionSirius Black tülün arkasına düştüğünde hâlâ yaşayabildiğine fazlasıyla sevinmişti. Ama orada geçirdiği günler artarken bu sevinç, kırgınlığa ve hüzne dönüştü. En sonunda da bir umutsuzluk kapladı içini. Ta ki tülün diğer tarafından gelen keman notal...