¤¤¤
Çok halsiz hissediyorum.
Sürekli başım döndüğü için kafamı bile kaldırmayacak hâldeyim. İlk zamanlarda ölüm bana korkunç geliyordu ama şimdi ölmeyi istemeye bile başladım.
Uykuya dalarsam bir daha uyanamayacağımı biliyorum. Eğer hayattan vazgeçmek istersem bu yola başvurabilirim. Ama asıl soru şu ki hiç çabalamadan uykuya dalıp bu dünyadan gitmek istiyor muyum?
Bazen bir yanım artık vazgeçmem gerektiğini fısıldıyor ama diğer yanım -tükenmek üzere olan- hâlâ devam etmemi öğütlüyor. Umut gerçekten tehlikeli bir şey. Azkaban'da beni hayatta tutan şey şimdi de görevini yerine getiriyor. Ama şimdiki umutlarımın boşa gitmesinden korkuyorum. Sonuçta kimse gelip beni kurtarmayabilir öyle değil mi?
Kafam çok karışık. Düşüncelerim sürekli birbirine giriyor. Uyursam bir daha uyanamayacağımın farkındayım ama uyumazsam da acı çekiyorum. Koca bir çelişkinin ortasında savrulup duruyorum.
En azından ufacık iyi bir şey olduğunu söyleyebilirim sanırım. Birkaç saattir durmadan keman sesleri ulaşıyor kulağıma. Öyle dinlendirici ve hüzünlü ki kendimi kaptırıp duruyorum. Düşüncelerimin dağılmasına da yardımcı oluyor. Hangi delinin esrar dairesinde keman çaldığı ile ilgili hiçbir fikrim yok ama bu deliliği bana yarıyor sanırım.
Umarım çalmaya devam eder. Çünkü dışardan sesler duymak - hele de böylesine güzel sesler- acı içindeki ruhumu dinlendiriyor.Her kimsen çalmaya devam et.
¤¤¤
¤¤¤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten | Sirius Black
FanfictionSirius Black tülün arkasına düştüğünde hâlâ yaşayabildiğine fazlasıyla sevinmişti. Ama orada geçirdiği günler artarken bu sevinç, kırgınlığa ve hüzne dönüştü. En sonunda da bir umutsuzluk kapladı içini. Ta ki tülün diğer tarafından gelen keman notal...