¤¤¤
31 Ekim 2016Saçları yer yer beyazlamış kadın yanında duran korumasına tutunarak yürüyordu. "Bir daha."dedi aksi bir sesle. "Cisinlenme diye bir şey istemiyorum Arian. Dizlerime iyi gelmiyor."
"İyi de Bayan Sarrow."dedi yanındaki takım elbiseli adam. "Başka nasıl gelebiliriz?"
"Süpürgeye de binemeyeceğime göre Muggle ulaşımını kullanabiliriz."dedi Maeve. "Burası için uçuç tozu konu bile olmaz."
Arian saatine baktı." Bir saat sonra vermeniz gereken bir konser var Bayan Sarrow. Acele etseniz iyi olur."
Maeve elini salladı." Bugünlük iptal et onu."
"Ama Bayan-"
"Sözümu dinle Arian. Bu yaşlı kadının artık kendine zaman ayırması gerekiyor."
"Bayan Sarrow biletler çoktan satıldı. Bütün büyücülük dünyası orada olacak. Ben ne diyeceğim şimdi onlara?"
"Öldüğümü söylersin."dedi Maeve aksi bir şekilde. "Şimdi beni biraz yalnız bırak Arian."
Arian geride dururken Maeve kolunu genç adamın kolundan çıkardı. Saçına düşmüş beyazlara, yüzündeki kırışıklıklara rağmen fazlasıyla dik duruyordu. Maeve Sarrow'un hayatında Sirius Black öldüğünden beri pek çok şey değişmişti.
Bunlardan biri tabii ki de aradan geçen zamandı. Yirmi yıl herkesin hayatına bir şeyler katmış ve bir şeyler götürmüştü. Maeve Sarrow bu zaman içinde büyücülük dünyasına müziğiyle adını duyurmayı başarmış, bununla kalmamış Mugglelar için bile konserler vermişti.
Hayatına başka adamlar da girmişti. Üç evlilik yapmış, en uzunu iki yılı geçmemişti. Evlilik konusunda pek yıldızı tuttuğu söylenemezdi ama o yine de fazlasıyla memnundu bu hâlinden. Yalnız-ki bu çok sevdiği bir şeydi- ve varlıklı bir kadın oluvermişti.
Öğlen saatleri olmasına rağmen havanın bu kadar soğuk olmasına bağlı olarak kimsecikler yoktu mezarlıkta. Maeve elindeki çiçeklerle ilerleyip bir mezarın başına geldi.
Mezar taşına özenle Sirius Black ismi işlenmişti. Maeve elindeki çiçek buketini mezarın başına koyduktan sonra "Bahse varım ki bu kadar yaşlandığım için benimle dalga geçiyorsun Black." dedi.
"Her neyse."dedi elini sallayarak. "Umarım gittiğin yerde arkadaşlarınla mutlusundur. "
Maeve gözünü diğer mezara çevirdi. Lily Potter ve James Potter diye yazılmıştı o mezar taşına da. Hafifçe gülümsedi. Sirius'un mezarının üzerindeki yaprak parçalarını temizledi.
Ayağa kalktı. "Geçen yıllar boyunca benden kurtulabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun Black. Her yıl geleceğim."
Maeve mezarın başından ayrılırken gözüne karşıdan ona doğru gelen bir aile çarptı. Yetişkin Harry Potter ve karısı Ginevra el ele tutuşmuştu. Yanında çocukları vardı.
Maeve hafifçe başını sallayarak selam verdi. "En büyükleri nerede Harry?"
Harry'in yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. "Hogwarts'ta artık Maeve."
Geçen süre boyunca Maeve ile Harry fazlasıyla konuşmuş ve arkadaş kadar yakın olmuşlardı. Maeve arada genç Lily Luna Potter'a keman dersleri verirdi. Kızın başını okşarken "Size iyi günler."dedi. "Şükran gününde çocukları alıp bana uğramayı unutma Harry."
Harry kafasını sallayarak onayladı. Maeve onların yanından ayrılırken onu bekleyen Arian'ın koluna girdi. "Cisimlenme yok. Muggle araçları falan vardı. Onlardan istiyorum. Ve Arian konser vermeyeceğim."
Arian oflayarak üstünün dediğini kabul etti. İkili Muggle araçlarından birine binerek yol aldılar.
13 Eylül 2020'de Maeve Sarrow hayata gözlerini yumdu. Geriye büyücü dünyasına bıraktığı müzikleriyle her zaman hatırlandı. Potterlar'ın aile dostu olarak da hatırlandı. Hayatı boyunca Sirius Black'i unutmadı. Büyücu dünyasına da unutturmadı.
Ama hayatı boyunca biraz daha erken olursa Sirius'u belki de kurtarabileceğini de unutmadı. Yine de ölmeden önce gittiği yerde Black'i göreceğinden oldukça umutluydu.
¤¤¤
Beni bu kitabı yazmam için gaza getiren arkadaşlarıma -onlar kendilerini bilir- teşekkur ediyorum. Umarım hikayeyi beğenmişsinizdir.¤¤¤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten | Sirius Black
FanfictionSirius Black tülün arkasına düştüğünde hâlâ yaşayabildiğine fazlasıyla sevinmişti. Ama orada geçirdiği günler artarken bu sevinç, kırgınlığa ve hüzne dönüştü. En sonunda da bir umutsuzluk kapladı içini. Ta ki tülün diğer tarafından gelen keman notal...