¤¤¤
Az önce çok tuhaf bir şey oldu. Tanrım çok tuhaftı. Ellerim hâlâ titriyor.
Pekâlâ sanırım en başından başlamalıyım. Belli aralıklarla keman çalan kişi buraya gelmeye devam etti. Sanırım onun geldiği aralıklar mesai saatleri arasında olduğu için günleri çıkarmaya başladım.
Her notaları duyduğumda yeni bir gün başlıyor demekti bu. Bir süre bu durum devam etti. Ama sonunda çalan kişi kemerin önüne gelmeye akıl etti.
Sanırım benim buraya düştüğümden haberdar. Bir anda bir şeyler konuşmaya başladı. 'Öldüğünü biliyorum ama yine de bir şeyler söylemek istedim. Tanrım tam bir aptalım,ne yapıyorum ben?'
Bu cümleleri kurdu. O kadar çok heycanlandım ki dediği her şeyi ezberlemiş olabilirim. Bana babası hakkında birkaç derdini anlattı. Konuştukça açıldı ve bir anda konu ergenlikte hoşlandığı çocuklara kadar gitti.
Benim cevaplarımı duymadığına göre kendi kendine konuşuyordu ve bu ona taktığım deli lakabının hakkını fazlasıyla veriyor. Adının Maeve olduğunu da söyledi.
Daha birçok gerekli gereksiz konudan bahsetti. Ağzı açılınca bir daha susmuyor sanırım. Benim yaşamadığıma o kadar inanmıştı ki kurtulmak ile ilgili hiçbir şey demedi.
Ama en sonunda merakı ağır basmış olacak ki elini tülden içeriye soktu. Tül tek taraflı olduğu için ben geri çıkamıyordum ama başka birini içeriye alabiliyordu.
Uzun parmaklı bir el gördüğümde etine atlayan vahşi bir hayvan gibi ele yapıştığımı söylemeliyim sanırım. Eh, bu da onu fazlaca korkuttu. Ufak bir çığlık atıp elini hemen geri çekti.
Koşarak kemerin yanından uzaklaştığını adım seslerinden anladım. Sanırım şu an kafasını toplaması gerek. Ama biraz vakit geçince hâlâ yaşadığımı anlayacağına eminim. İste o zaman Maeve adındaki mükemmel notaların yaratıcısı beni buradan kurtaracak.
¤¤¤
¤¤¤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten | Sirius Black
FanficSirius Black tülün arkasına düştüğünde hâlâ yaşayabildiğine fazlasıyla sevinmişti. Ama orada geçirdiği günler artarken bu sevinç, kırgınlığa ve hüzne dönüştü. En sonunda da bir umutsuzluk kapladı içini. Ta ki tülün diğer tarafından gelen keman notal...