0.3| Maeve'in Hayatından Kesitler

1.3K 113 84
                                    

¤¤¤

Bakanlıkta yürürken topuklularının çıkardığı sesle ritim tutmak oldukça keyif verici geliyordu genç kadına. Küçükken oynadığı çizgilere basmama oyununa benziyordu.

Uzun boyu sayesinde başını kaldırdığında ileriyi görebiliyordu. Siyah saçları dağınık bir topuzla toplanmış, elinde kemanını koyduğu çantası vardı. Kalabalıkta biri ona neredeyse toslayınca biçimli kaşlarını çatıp arkasını döndü. "Merlin'in donu aşkına Clend ne yapıyorsun?"

Kumral saçlı adam nefes nefese kalmıştı. "Sender geliyor." dedi yavaşça. "Sen ve beni arıyormuş. Sanırım yine şu saçma görevlerinden birini verecek."

Maeve bunu duyduğu an dudağını dişledi. Adamın kolundan tutarak "Hadi ne bekliyorsun?" dedi yavaşça. "Çabuk ol gidelim."

İkili insan kalabalığını yararak neredeyse koşarcasına ilerlemeye başladılar.

Maeve, Sihirli Afetler Dairesine çalışıyordu. Eh açıkçası insanların beğenmediği bu dairede bile çalışabilmek için fazlasıyla zorlanmıştı. Eski bakanlık çalışanı olan babasının araya girmesi gerekmişti. Çünkü S.B.D leri pek içler acısıydı.

Yanlış anlaşılmasın, Maeve aptal bir kadın değildi kesinlikle. Daha çok bütün derslerde uzaklara dalıp, hayal aleminde dolaştığı için böyleydi tüm bunlar. S.B.D'leri de pek umursamadığı sınav sırasında uyuya kalmasıyla kanıtlanabilirdi.

Zamanında Ravenclaw olması ve derslerinin fazlasıyla berbat olması yüzünden onun hakkında ucube bir işe yaramaz olduğu dedikoduları dolanmıştı çevrede. Eh, aslında Maeve'in başarısız olduğu tek konu dersler değildi. Neyin ucundan tutsa batırırdı o işi. Yetenekli olduğu hiçbir konu olmamıştı neredeyse.

Neredeyse kelimesine dikkat çektiğimi fark ettiniz sanırım. Çocukluğunda bir özenme ile gelen keman çalma isteği fazlasıyla büyümüştü içinde. Sonunda bu işlere atıldığında babasının bu yaptığına karşı çıkacağı korkusuyla kimseye söylememişti bir süre. Sadece tek başına gizli yerlerde, kulak aşinalığıyla duyduğu notaları çalmaya çalışmıştı.

Bir zamana kadar devam etti bu. On beşinci yaşının ortalarında şans bu ya, birinin onu çalarken yakalamasıyla başladı her şey. Hogwarts'ın boş sınıflarının birinde bir şeyler çalmak artık alışkanlık haline gelmişken olmuştu tüm olaylar. Tanımadığı bir çocuk sınıfa girmiş, neredeyse her gece koridorlarda duyduğu keman seslerinin ona ait olduğunu görünce şaşırmıştı. Tek söylediği kelime ise şu olmuştu. 'Berbat çalıyorsun.'

Her şey böyle olmaz mıydı? Hayatımızı bir şeye adamak için hareketlenmişken birinin kabaca ve düşünülmemiş birazcık bile zeka kırıntısından uzak kelimeleri bomba gibi düşerdi yüreğimize. Maeve o günden sonra uzun bir süre bırakmıştı çalmayı. Elini bile sürmemişti kemana.

Tabii, sürekli içinde yanan tutku ancak iki yıl uzak tutabilmişti onu müzikten. Tekrar almıştı eline kemanı. Bu sefer daha dikkat etmişti, kimseye yakalanmamak için. O zamanlar Hogwarts'ta yasak saatlerin başlamasına yakın koridorlarda usulca dolaşan sesleri herkes bilirdi. Ama kimse umursamaz, Hogwarts'ın tuhaf sırlarından biri daha zannederdi.

Mezun olmaya yakınken babası bir zamanlar neredeyse bakan olmanın ucundan dönmesi nedeniyle hırslanmış, Maeve'e derslerine çalışması için daha da baskı yapmıştı. Kadının, okul yıllarında aldığı notları görünce nasıl bir hayal kırıklığına uğradığını tahmin edersiniz sanırım.

Yine de adam vazgeçmemiş, statüsünü kullanarak kızını bakanlığa sokmuştu. Ama Maeve çalışmamak üzerine ısrar edip, üstlerine bile kök söktürünce genç kadının patronu, seksen yaşındaki Bay Sarrow'a sürekli mektup gönderir olmuştu. Çoğunlukla kızının hiçbir işe yaramaz bir deli olduğundan ve aklı varsa onu bakanlıktan almasını öneren mektuplar...

Hal böyle olunca Maeve sürekli patronunundan kaçardı. Adam angarya işleri yapması için zorlardı onu. Şimdi yanında duran iş arkadaşı diyebileceği Clend ise ona katılırdı. Çünkü bakanlığın pis işlerini kim yapmak isterdi ki?

Tam asansöre adımını atacakti ki biri arkasından resmen böğürdü. "Sarrow." dedi olabilecek en yüksek sesle. "Hemen yanıma."

Maeve arkasını döndü. Adamın yanına yaklaşırken "Oldukça fazla dosya var bugün bitirmem gereken." dedi. "Clend boş bugün. Çalışmaya da hevesliymiş."

Bay Sender onu hiçbir sözünü takmayıp "Esrar dairesine gidiyorsun." dedi kesin bir dille. "Kehanet kayıtlarının düzenlenmesi gerek."

Maeve dehşet içinde "Kehanet kayıtları mı?" dedi. "Onların ne kadar olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Düzenlemeye bütün bir ömrüm yetmez."

"Hemen-"

"Bay Sender, Clend'in kehaneti Olağanüstüydü. O yapabilir-"

"Hemen dedim Sarrow. "

"Yalvarıyorum-"

"Sarrow." diye kükredi adam. "Babana bir mektup daha gitmesini istiyor musun?"

Maeve kaderine mahkum bir şekilde arkasını döndü. "Aptal adam." diye mırıldandı kimsenin duyamayacağı bir sesle. İçindeki sıkıntıyla esrar dairesinin yolunu tuttu.

¤¤¤

¤¤¤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¤¤¤


Forgotten | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin