Ozanla Hüseyin beni sakin kalmaya zorluyorlardı fakat kendileri benden daha fazla korkmuş durumdaydılar. Kızı yanımdan kaçırdılar ve ben bunu farkedemedim mi? Ben, ben iğrenç bir insanım. Olayın ardından hemen polise gitmiştik ve soruları cevaplamıştım
Hüseyin: Helenay, bu elimizde olan bir şey değildi, sakinleş
Ben: Yanımdaydı, birlilte televizyon izlerken uyuyakaldık, evimize birileri girdi, görünüşe göre arbede çıktı, Esini kaçırdılar ama ben hiçbir şekilde uyanmadım öyle mi? Duymadım hiçbirini?
Ozan: Tamam artık, olan oldu, suçlusu sen değilsin
Ben: Suçlusu değilim ama engeli olabilirdim
Hüseyin derin bir nefes alıp beni kendine çekti. Kafamı omzuna gömüp ağlamamaya çalıştım. Hüseyin başımı okşadı. Geri çekilip sinirle konuşmaya başladım
Ben: Ne oldu şimdi, polisler ne dedi?
Ozan: 48 saat olmasını bekleyeceklermiş
Ben: Ne?! Saçmalık! Ben gidiyorum!
Ozan: Bizimle kalıyorsun, o eve bir daha girmeyeceksin
Bu bir soru değildi bu yüzden inkar etmek anlamsızdı. Hem kendimi daha güvende hissedeceğim. Olduğum yerde durup düşünmeye başladım. Sorun neydi, neden, kim... kafam o kadar karışıktı ki ayakta zor duruyordum. Ozanla Hüseyin yanıma geldiler, ellerimi tutup iyi hissetmemi sağlamaya çalıştılar. Buruk bir gülümsemeyle karakol bahçesinden ayrıldık. Ozanların evine geçtik. Bizimkine nazaran konforlu olan evlerine ilk gelişim değildi, belli ki son da değil...
Hüseyin: Aç mısın Hell?
Ozan: Açız da, ben mi yapıyorum sen mi
Birbirlerine baktılar
Ben: Ben yapıcam
Ozan: Olmaz canım sen şimdi o modda değilsin
Ben: Kafam dağılır. Bir müzik açıp yemek yapmak istiyorum sadece, izin verin
Başlarıyla onayladılar. Kalabalık etmemek için içeri geçtiler. Dolaptaki malzemelere göre hareket ederek güzel iş çıkardım. Gerçekten de yemek yapmak çok iyi gelmişti. Ozan mutfağa girip etrafı kokladı
Ozan: Mmm neler yaptın ya, bu ev ne zamandır böyle güzel kokmadı!
Ben: Yaptım bir şeyler işte
Hüseyin de mutfağa geldiğinde birlikte sofrayı kurduk. Normalde masada Esinin oturduğu boş sandalyeye bakıp daldım. Çocuklar bunu farketmiş olacaklar ki konuyu dağıtmaya çalıştılar. Bir şekilde yemeğimiz bittiğinde masayı topladık ve konuşmaya başladık. Bir anda araya girip söyledim
Ben: Benim eve gitmem lazım
Hüseyin: Ne!?
Ozan: Dünyada olmaz!
Ben: Eşyalarımı topralayacağım. Yanıma almam gereken şeyler var!
Hüseyin: Kıyafetlerini alınca ne kazanacaksın? Böyle aptal bir şey için seni asla gönderemeyiz kusura bakma
Ozan: Bak canım daha Esini bulamadan seni de kaybedemeyiz, dikkatli olmak zorundayız. Bu bir şaka değil, gerçek. Sonuna kadar...
Haklılar. Eğer birileri orayı biliyorsa her an orda olabilirler. Aklıma bir fikir geldi
Ben: Beraber gidelim?
Birbirlerine baktılar
Hüseyin: Senden kurtulamayacağız değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esvera Berva
AdventureHer hareketimiz her zaman o kadar da mantıklı olmayabilir, olmadı. Merak ettim ve gördüm. Doğruyu bulana dek yanlışlar yapacağım, Yapmak zorunda kalacağım...