"Yoğunluk"

11 2 1
                                    


İyi okumalar🧡

Sabah tam saat 05:50'de eğitim alanında Emre Hocayı bekliyordum. Gözlerimden hâlâ uyku akarken koluma yaslandım ve 10 dakikacık da olsa kestireyim diye düşündüm. Çok rahattı şuan. Tam mutlu mutlu uyuduğum sırada apır bir darbeyle yere düştüm

Ben: Ne oluyor be!?

Kendimi düzeltip arkama baktım. Kollarını katlamış yukardan bana bakan Emreyle karşılaştım

Emre: Burası kreş değil istediğin yerde yatıp uyuyamazsın

Ben: Beni fırlatmanız gerekmiyor ama?

Emre: Çok konuşma. Ben gelene kadar ısınmışsındır diye düşünüyorum. Koş!

Ben: N-e ama-

Emre: HEMEN KOŞ!

Bu şekil bağırmasından korktuğum için koşmaya başladım. Ben ısınmadım ki, ne biliyim sabahın köründe çağırdın zaten birde ısınmak için geceden gelmem lazım herhalde! Alanda üç tur koştultan sonra Emre beni durdurdu

Emre: Dünkü yaptırdıklarımın aynısını yap, hafızan kuvvetlidir umarım. Çünkü soru sormanı istemiyorum

Dün biz ne yaptık? Hiçbir şey hatırlamıyorum... Emreye melül melül bakarken göz devirip nefes verdi ve konuştu

Emre: Öyle olsun, bugün de önderlik yapacağım. Haftanın geri kalanında her şeyi hatırla. Bir dahaki hafta bildiklerin prk işine yaramayacak çünkü program ağırlaşacak. Her hafta böylr olacak ve ay sonunda seni kaya gibi göreceğim

Ben: Açıklama için teşekkür ederim

Emre: BARFIKSE GEÇ!

Emre eski hödük haline geri dönmüştü

Çekelim bakalım eziyet...

Emre: Şu lanet telefonunu birdahakine kapatmazsan fırlatacağım!

Emrenin telefonumu gözüme gözüme sokarak elime verdi. Batuhanın ismini gördüğümde anında açtım

Ben: Alo, pek müsait değilim şua-

Batuhan: Bittin sen, bittin! Kork benden!

*************

Batuhan sabah kapının çalmasıyla uyandı. Tahminen Helany çıkmıştı. Genç adam uyku sersemliğiyle ensesini kaşıyarak deli gibi çalan kapıya gidip sonuna akdar açtı. Kapıda İsmet ve üsten birkaç asker vardı

İsmet: Batu-

İsmet dehşete düşmüş gibi garip garip Batuhanı süzüyordu. Askerlerden biri mimiksiz ve şok olmuş bir şekilde telefonunu çıkarıp bir flaş patlattı. Batuhan ise hâlâ uykulu vücuduyla saçlarını karıştırıyordu

Batuhan: Ne var?

İsmet: Khm, şey öhm, yani abi üstün

Batuhan aniden aklına gelen şeyle kendine gelip hızla kapıyı kapattı. Üzerine bakıp ellerini başına koydu. Acilen üzerindeki şorttan kurtuldu ve pantolonunu giymeye başladı. Bu sırada masanın üzerinde duran kağıt parçasına gözü takıldı. Alıp üzerindeki notu okudu. Sinirle soluyarak Helenayı aradı

Helenay: Alo, pek müsait değilim şua-

Batuhan: Bittin sen, bittin! Kork benden!

Telefonu kapatıp kapıya çıktı. İsmet gülmemek için kendini o kadar zor tutuyordu ki alnındaki damarı belirmişti

Esvera BervaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin