Şuraya bir tarih bırakalım:
07.02.2021 19:43
Merhaba,
Ben Alev.
Bugün sizlerle 478'i paylaşıyorum. Yaklaşık bir yıldır yazıyorum ve her seferinde daha iyisi olsun diye siliyorum. Sanırım artık kurgusu ve olay örgüsünü tamamen oturtmayı başardım. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim. Bu yolculukta bizleri yalnız bırakmayın. Hazan'ın sizlere anlatacak çok şeyi var.
İyi okumalar...
***
"Bugün elimde gördüğünüz bu kutudaki hap, yarın belki de tüm dünyayı şekillendirebilecek bir hap olabilir. Evet, yanlış duymadınız, buraya onun hakkında ne duyarak geldiyseniz hepsi doğru! İnsanlıktan yüzyıllardır saklanmış bu eşsiz değeri, bugün sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum," birkaç adım attım. Rastgele biriyle göz göze geldim. "Bugün burada, hepimiz onun için toplandık. Dünya bizi onun için izliyor. Artık onu herkesin duymasının zamanı geldi," küçük kutuyu çıkardım. Mat, koyu yeşil, küçük hapı çıkarıp, tam ışığa tuttum. Derin bir nefes aldım. Sakın sesim titremesin, sakın! "Karşınızda 478!" bol coşkulu sesime kalabalık da büyük bir coşku ile karşılık verince kararlılıkla baktım onlara ve zaferime. "Ya öleceksiniz ya da bu dünyada sizin de onlardan bir farkınız kalmadan yaşayacaksınız. Bugün kaderin size ördüğü ağlardan ya devam edeceksiniz ya da hayatınızın iplerini ellerinize alıp, kendi ağınızı kendiniz öreceksiniz. Ölseniz bile birileri değil, kararı siz vermiş olacaksınız," deyince daha da alevlendi kalabalık. 478'i kutuya geri koyup, onlara baktım. Gülümseyerek, "478, sizi gerçek hayatla tanıştıracak, ona inanın," deyip alkışlar eşliğinde sahneyi terk ederken kalbim avuçlarımın arasında büyük bir hızla atıyordu...
Tolstoy derki; "Gerçek hayat, minik değişiklikler meydana geldiğinde yaşanır." Bu kitapta anlatılanlar, bu sözü hayata geçirmeye çalışanların çıktığı bir yolculuk. İtiraf etmeliyim, sözün etkisinde biraz fazla kaldık. Amacımız; sözü hayata geçirmekti ama biz sadece bununla kalamadık. Amacımızın dışına biraz fazla çıktık. Minik değil, dünyayı değiştirecek bir değişiklik yaptık. Her şey tam da planlandığı gibi gidiyordu. Tüm dünyaya kendimizi birkaç saat önce duyurduk ve şimdi olduğumuz yere bakın! Birkaç saat önce o kürsüde zaferimi ilan ediyorken şimdi burada ölüme atlıyorum. Hem de bir avuç kalmış sevdiklerimle! Oysa hikâyemiz, birimizin doğum günüyle başlamıştı şimdi hepimizin ölümü ile bitecek. Hepsi onun suçu! Bizi bu yola sokan oydu, onun yüzünden bu tahta, yıkık dökük köprüden atlamak zorundayız. 478. Yaşadığımız kayıplar, aldığımız darbeler farkında olmadan bizi buraya getirdi. Onlar. Belki de hala bizimle olabilirlerdi! Bu yola hiç girmemeliydik. Aşağısı çok korkunç görünüyor. Yolun sonuna geldik ve ben düşünmeden edemiyorum, bazı şeyleri değiştirebilseydik burada olmayabilirdik. İlk hata? Dinliyor musunuz beni? Öyleyse şimdi size soracağım bu soruyu beni tamamen dinledikten sonra cevaplamanızı istiyorum olur mu? Çünkü ancak o zaman aşağı gönül rahatlığı ile atlayabilirim. En azından bizi anlayacak birilerinin olduğunu bilerek atlarız. Soru basit: Bizim yerimizde siz olsaydınız, siz ne yapardınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
478
General FictionBu kitap, küçük hayatlarında büyük değişiklikler yapmak için yola çıkanların kitabıdır. Siz hayatınızın iplerini nerede ele almaya başladınız? İlk ne zaman büyüdünüz? İlk hatayı nerede yaptınız? Sevmeyi hiç bilmeyen birine sevmeyi öğretebilir misini...