|ACI|

3.2K 235 49
                                    


"Anne daha hızlı! Baba sende daha güçlü it!"

En sevdiğim yeşilin içerisindeydim. Burası çok geniş bir ormandı. Yeşili bol ağaca kurulmuş salıncakta sallanıyordum. Önümde annem, arkamda babam. Güzel yüzlü annem gülümseyerek salıncağı itip beni babamın güvenli ellerine bırakıyordu. Açık küt saçlarımdan öpen babam, beni biricik eşi olan anneme geri gönderiyordu. Bende bu hâlden memnun olup kahkahalar atıyordum. Gülmekten düşmemek için küçücük ellerimi kalın iplere sıkıca sardım. Bu ânın bitmemesini istercesine söylediklerimi tekrar ediyordum.

"Anne daha hızlı! Baba sende daha güçlü it!"

Gözlerimi kapatmış kahkahalar atarken salıncağın hareketinde yavaşlama olduğunu fark ettim.

"Ya anne, baba daha hızlı olsanıza!"

Gözlerim hâlâ kapalı, salıncağın hızlanmasını bekliyordu. Kahkahalar atacağım ânı bekliyordu. Salıncağın hareketi azalmış, durmak için can atıyordu. Durmadığı için hâlâ bekliyordum. Çünkü hareket ediyordu, var olduğunu gösteriyordu. Salıncak durduğunda yavaş yavaş gözlerimi araladım.

"Anne! Nerdesin?"

Ağlamaklı çıkan sesime inat içimdeki heyecan daha çok artıyordu.

"Anne, babamın yanına mı geçtin? Daha hızlı sallanmam için babama yardıma mı gittin? Hı? Anne... Niye konuşmuyorsun?"

Annem ses vermeyince hızla arkamı döndüm.

"Baba! Nerdesin? Anne!"

Arkamı döndüğümde ne annem vardı ne de babam. Korkuyordum. Dayanamayıp gözlerime dolan göz yaşlarımı serbest bıraktım. Kapatmıştım gözlerimi. Görülmeyen anne ve babamı görmek istemiyordum. Ben görülen annemi, görülen babamı görmek istiyordum. Bana gülümsemesede var olan annemi. Benim saçımı öpmesede var olan babamı. Ağlamalarım sesli bir hâl aldığında omuzlarımın sarsılışlarına engel olamadım.

"Ağlama..."

Duyduğum sesle ağlamam birden kesilmişti. Başımı ağır hareketlerle kaldırmış, kapalı olan gözlerimi de açmak için zorlamıştım. Yavaş yavaş aralanan gözlerimle sesin geldiği yöne doğru baktığımda benim gibi bir çocukla karşılaştım. Şaşkın hâlde çocuğa bakarken tekrar konuştu.

"Ağlama. Bak ben ağlamıyorum."

Omuzlarını kaldırmış, kocaman gülümsemesiyle bana bakıyordu. Kaşlarımı çatmış ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Nasıl yani? Senin annenle baban da mı görünmez oldu?"

Omuzlarını indirip kaşlarını kaldırmıştı.

"Hayır. Benim annemle babam evimizdeler. Bende annemden izin alıp dışarı çıktım."

Yüzüm düşmüş, etrafıma bakınıyordum. Bir elin yüzüme doğru hareket etmesiyle sıçradım. Karşımdaki çocuk sağ elini yüzüme doğru sallayıp duruyordu.

"Hey! Beni duymuyor musun?"

Karşımdaki çocuk şaşkın hâlde bana bakıyordu. Umursamaz bir yüz takınıp kollarımı birbirine bağlayarak konuşmaya başladım.

PINARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin