3 AY SONRA"Pınar... Uyan hadi uykucu. Kahvaltı hazır."
Saçlarımı okşayan Duygu'nun tatlı sesiyle gözlerimi aralamaya çalışıyordum. Hafif kızgınlık barındıran sesi benim bir an önce uyanmam gerektiğini söylüyordu. Ah ben neden hâlâ yataktaydım?
"Kuzum yaa işten izinliyiz diye bana yapılır mı bu... Alışverişe gidecektik unuttun mu? Teyzemin kızı evleniyor. Yanına gideceğiz daha... Pınaaaaar..."
Gece uyuyamamanın karşılığı olarak uyuyakalmışım. Tabi bu son aylar uyuyamıyorum ki doğru düzgün... Bugünde izinli olmanın verdiği rahatlıkla beynimle anlaşmışım ki düğünü unutmuşum. Biraz daha kalkmazsam Duygu'nun...
"Yaa!.."
Üzerime sarı sürahiye doldurduğu suyun bir kısmını dökmesiyle yerimden sıçradım. Odamızdaki sarı sürahi... Yetişememiştim iyi mi? İki elimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturmaya başladım. Bir yandan da konuşmayı ihmal etmiyordum.
"Duygu ya! Biraz bekleseydin kalkacaktım. Haklısın uyuyakalmışım. Ne yapayım bilerek olmadı ama... Şimdi ıslak ıslak şu hâlime bak..."
Ellerimi gözlerimden çektikten sonra Duygu'nun tuhaf gülüşlerini gördüm. Bu kız neye gülüyordu?
"Ne oldu kız? Niye gülüyorsun? Çok mu komik gözüküyorum?"
"Sırılsıklam..."
Bu kız kafasını bir yerlere mi çarptı acaba...
"Evet ıslandım. Hem ne diye bıyık altından gülüyorsun? Çıkar ağzındaki baklayı..." deyip yataktan doğruldum.
"Sen değil de..." deyip hızla odadan kaçmaya başladı. Hızla aldığım yastığı ona doğru firlatırken Cemile Teyze'ye gelmesiyle dudağımı kemirmeye başladım. Ah Duygu...
"Kızım bu hâl ne? Hem bu kız ne diye kaçtı? Sabah sabah enerjiniz yerinde Maaşallah..." deyip tek kaşını kaldırdı.
Arkasına baktığımda Duygu kıvranmış hâlde masum kedi bakışı atıyordu. Görünmemeyi de ihmal etmiyordu hani... Cemile Teyze'nin meraklı bakışları altında kalmamak için boğazımı temizleyip konuştum.
"Cemile Teyze'm Hayırlı Sabahlar. Uyuyakalmışım da..." dememle gülümseyip üzerime baktı. Sonra başını iki yana sallayarak konuştu.
"Ah siz hiç büyümeyeceksiniz bu gidişle..." deyip odadan çıktı. Bende ağzım açık Duygu'nun nerede olduğunu düşünüyordum. Nereye kayboldu bu kız...
Sol yanağımda hissettiğim ıslaklıkla hemen soluma döndüm. Duygu gönlümü almak için başını eğmiş parmaklarıyla oynuyordu. Tabi sulu sulu öpmesi de dahil...
"Yapma şöyle yaa... Tamam sıkıntı yok. Bir daha saçma sapan konuşma yeter..." deyip sağ elimin işaret parmağını salladım. Bu hareketimle başını kaldırıp boynuma atladı.
"D-duygu ne-e-fes alamıyorum. Bırak beni!.."
Benden hızla ayrılıp omuzlarımdan tutarak konuşmaya başladı.
"Canım benim yaa. Arkadaşına da kıyamazmış. Ama boşuna dem-..."
Söyleyeceklerini duymamak için ağzını kapatıp odanın kapısına kadar uğurladım kuzumu. Dışarı çıkardığımda konuşmasına fırsat vermeden kapıyı suratına kapattım.
"Kusura bakma arkadaşım. Hazırlanmam gerek malum kahvaltı, sırılsıklam(ıslak)..."
Ben ne diyorum yaa! Duygu'nun kapı ardındaki gülüşünü duyunca Cemile Teyze'nin duymamasını umarak bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PINAR
SpiritualTamamlandı✓ "Bu bileklik sadece sizde mi var? Ya-a-ni..." "Evet. Yani ben yapmıştım. Satın almadım." Yüzüne anlamlandıramadığım bir hüzün kapladı. Anlayamadım. Soruyu sorma nedenini sormak için tam dudağımı aralamıştım ki cebinden çıkardığı beş lira...