Fısıltılı gelen seslerin varlığı ile gözlerimi açmak istemedim. Canım eşim ile kızımın hâllerini görmek istesem de şu anki durumumun sürmesi tatlı bir his bırakıyordu içime."Baba, annem ne zaman uyanıcak..."
"Birazdan uyanır Papatyam-"
"Ama ben şimdi uyanmasını istiyorum. Hem kahvaltı yapıcaktık. Sana yardım ettiğimi söyliyecektim babacım. Zeytinleri ayırdığımı-"
Kolumun üzerinde hissettiğim tatlı kızımla gözlerimi aralamaya başladım. Kuşumu üzmüş müydüm ben? Hemen yanıma dönüp kızımın saçından öptüm.
"Annem uyandı!"
Canım eşimin gülüşüyle gülümsemem büyümüştü. Meryem'im kollarını bana sardığında küçük bedenini çabucak kavradım. Gözlerim eşime gitmişti. İçten gülümsemesiyle bize bakıyordu. Gözlerini bana odakladığında gülümsemesini büyüttü.
"Hayırlı sabahlar Gönül Şenliğim..."
"Hayırlı sabahlar Güzel Yüreklim..."
Güzel gözlerini bir an olsun benden çekmiyordu. Gözlerim gözlerinde takılı kalırken kızımın sesiyle duraksadım.
"Anne... Kardeşim ne zaman gelicek?"
Başımı kızıma çevirip karnımdaki elini kavradım.
"Az kaldı kızım..."
"Anne karnından çıksa biraz oynasak olur mu? Sonra söz tekrar girer karnına... Hı..."
Sözleri üzerine kıkırdadım. Yerinde hareketlenip yanağıma öpücük bırakan kızıma dudağımı aralayacağım vakit tatlı sesi kulağıma geldi.
"Hem onu da böyle öperim. Olmaz mı?"
Anlamadığım bir anda gözlerim doluverdi. Gözlerimi eşime çevirmeden çoktan kızımı kucağına almıştı.
"Hadi kızım ellerini yıka. Kahvaltı yapalım... Dikkatli ol, tamam mı Papatyam?"
"Tamam!"
Babasının yanaklarına öpücük kondurup kapıya doğru koşmuştu. Odadan çıktığında ellerimi yüzüme götürdüm.
"Pınarım..."
"Bu aralar kendimi tutamıyorum Ateş..."
Burnumu çekip ellerimi yüzümden çektim. Yüzündeki gülümseme eşliğinde yanağımı okşamaya başladı. Bu hâline içten gülümsemiştim. Alnıma yaklaşıp uzunca öptü. Yüz yüze baktığımızda beni kucağına almasıyla gülümsedim. Gittikçe ağırlaşsam bile beni taşımaktan geri durmuyordu. Doğrulurken zorlanacağımı bildiğinden bu son zamanlar kucağında taşıyordu beni. Oğlumuzun gelmesini heyecanla bekliyorduk. Meryemimizin kardeşi olsun istiyorduk.
Kollarımı boynuna sarıp karnımın müsaade ettiği kadar sarıldım ona. Rabbim sana şükürler olsun. Yüzümü gülümseten bir eş nasip ettiğin için...
...
"Anne şundan da ye..."
Başımı sallayıp kocaman gülümsedim. Canım kızım...
Yerinden kalkıp babasının tabağına da zeytin koymuştu. Bu hâline içtenlikle gülümsedim.
"Sende ye baba..."
Babası saçının üstünden öpmesiyle gülerek yerine geçmişti. Mutluluğunu hareketlerinden anlayabiliyordum. Tatlı kuşum...
Tabağıma bıraktığı üç tane zeytine bakarken karnımda keskin bir ağrı hissettim. Allahım...
"Anne zeytin sevmiyor musun? Baba, anneme bir şey mi oldu?"
Kızımın telaşlı gelen sesiyle ne yapacağımı bilememiştim.
"Kızım, anne iyi olacak..."
Kapattığım gözlerimi hemen aralamaya çalıştım. Kızımın korkmasını istemeyerek gülümsemeye çabaladım. Allahım yardım et...
Kızımın ağlayışları canımı acıtıyordu. Kolumda hissettiğim baskıyla yanıma döndüm.
"Pınar..."
Telaşlı gelen sesiyle yanaklarımdan süzülen yaşları hissettim.
"Ateş... Meryem..."
"Geliyorum Pınarım... Derin nefes al..."
Başımın üstüne öpücük bıraktı.
"Kızım sen annenin yanında dur. Ben hemen geliyorum..."
Kızım hızlı bir şekilde başını salladığında Canım eşim mutfaktan hızla çıkmıştı.
"Anne kardeşim ağlıyor mu? Neden ağlıyorsun?"
Gülümsemeye çabalayarak dudağımı araladım.
"Kardeşin geliyor kızım..."
Ellerini karnıma getirip okşamaya başladı. Başını karnıma yasladığında tatlı sesini duydum.
"Ağlama. Biz daha oyun oynıyacağız..."
Başımın üstündeki esintiyle başımı çevirdim. Canım eşim saçlarımı örttüğünde minnetle ona baktım. Telaşlı hâliyle kollarımı kapatacak kabanı giydirmişti bana. Beni kucağına aldığında sesini duydum.
"Papatyam hadi kapıyı aç..."
Kızımın ayak sesleri kulağıma dolduğunda gözlerimi eşime çevirdim. Alnımı öptükten sonra başımı içine gömdü.
"Dayan Pınarım... Allah'ın izniyle kucağımıza alacağız oğlumuzu. Seni seviyorum..."
...
Gözlerimi aralamaya başladığımda elim karnıma gitti. Ben oğlumun ağlayışlarını duymuştum. Dolan gözlerimle doğrulmaya çalıştım. Güçsüz düşen kollarımla dayanamayıp sırtımı yatağa bıraktım. Aklımdaki düşünceleri savmaya çalışıp iyi düşünmek istedim. Allahım...
Kapının aralanmasıyla burnumu çekip dikkatle kapı ardına bakmaya başladım. Bakışlarımı ordan çekemiyordum. Eşim ile kızım gelmişti. Onların gelişiyle heyecanlanarak gözlerimi kırpıştırıp gülümsedim. Eşimin kucağındaki bebekle kalp atışlarım hızlanırken kızımın neşeli sesi kulaklarımı doldurdu.
"Anne! Kardeşim geldi..."
Hızla bana doğru koşup yanıma ilişti. İçtenlikle gülümseyerek kızıma döndüm. Yanağıma öpücük kondurup boynuma sarıldı. Bunun üzerine mis gibi kokan saçından öptüm. Kıkırdayıp kollarını benden ayırdı. İçten gülümsememle ona baktım. Fıstığım...
Burnuma dolan kokuyla başımı çevirdim. Canım eşim bebeğimizi yanıma bırakmıştı. Gözlerim hızla dolarken gözlerimi oğlumun yüzünde oyaladım. Öyle güzel, öyle tatlıydı ki. Meryemimin kokusunu unutmadığım gibi oğlumuzun kokusunu da unutmayacaktım. Kokusunu içime çekerek uzunca başını öptüm.
"Hoş geldin Talha'm..."
Saçımda hissettiğim hareketlilikle yanıma döndüm. Güzel yürekli adamım saçımı okşuyordu. Yüzündeki gülümseme içimi ısıtırken kızımın meraklı gelen sesiyle hep beraber gülmeye başladık.
"Anne, kardeşim karnına hiç girmiyecek de mi?"
🐥
Selamün Aleyküm Kardeşlerim
Özel bölüm ile karşınızdayım.
Hoş geldin Talha👼
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya yazabilirsiniz.
Meryem'in hikayesini anlattığım "AYKIZ" kitabıma hepinizi davet ediyorum💚
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 🌿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PINAR
SpiritualTamamlandı✓ "Bu bileklik sadece sizde mi var? Ya-a-ni..." "Evet. Yani ben yapmıştım. Satın almadım." Yüzüne anlamlandıramadığım bir hüzün kapladı. Anlayamadım. Soruyu sorma nedenini sormak için tam dudağımı aralamıştım ki cebinden çıkardığı beş lira...