•10•

777 52 16
                                    

Ay ben sizi unuttum ya wiwnaguwke

Yks sonuçları açıklandı sabah derken kendime yeni gelebildim. Bölüm de geç geldi kusura bakmayin.

•••

Sercan: Havuza girelim mi? Ne dersin?

Nisa: Harika olur. Hava da sıcak zaten. Ama benim mayom var mı ki?

Sercan: Selma koyduğunu söylemişti. Vardır vardır.

Nisa beni onayladıktan sonra bavulundan mayoyu bulunca zaferle gülümsedi. İkimiz de mayolarımızı giydikten sonra havuza indik.

Nisa'nın yüzme becerileri konusunda hepimiz hemfikir olmuştuk. O nedenle o yüzerken ben şezlonga uzanmıştım.

Öylesine etrafa bakınırken 3 kızla göz göze gelince hemen bakışlarımı ordan çektim. Durduk yere iş almayalım başımıza ya.

Bulundukları odanın balkonu tam olarak burdaki havuzu görüyordu. Bu tasarımı kim yaptı Allah aşkına?

Rahatsız olup ben de havuza Nisa'nın yanına gitmiştim. Biraz yüzdükten sonra beraber havuzdan çıktık. Havlu ile kurulanırken az önce balkondaki kızların tam olarak yan tarafımızdaki şezlonglarda oturduklarını gördüm.

Bence bana bakmıyorlardı. Evet evet kesinlikle olayın benle alakası yoktu. Hem kelim lan ben!

Nisa: Bebeğim şu an bir sarışın bir kumral bir de esmer kız sana bakıyor. Kendilerini tanıyor musun?

Nisa'nın yapmacık bir gülümseme ile söylediği cümle karşısında işi şakaya vurmaktan başka çarem olmadığını fark ettim.

Sercan: Temel fıkrası gibi olmadı mı? Hani hep derler ya bir İngiliz bir Fransız bir de Türk uçağa binmiş falan.

Nisa şakama karşılık yüzündeki yapmacık gülümsemeyi sürdürdü.

Nisa: Tanıyorsun sanırım.

Sercan: Yok ya tanımıyorum, nerden tanıyacağım?

Ben cümlemi bitirir bitirmez mevzu bahis olan kızlar yanımıza gelmişti.

Selin: Merhaba ben Selin. Arkadaşlarım Zeynep ve Melisa. Sercan Yıldırım dimi? Biz senin büyük hayranınız.

Zeynep: Seni burda görünce şok olduk gerçekten. Asla beklemiyorduk. Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?

Nisa'ya göz ucuyla baksam da fotoğraf çekilmek için gelen insanları kıracak halim yoktu. O yüzden onayladım.

Melisa: Canım sen çeker misin?

Melisa telefonu Nisa'nın eline tutuşturdu.

Nisa'nın yüzünden fotoğrafları elinden geldiğince kötü çektiği anlaşılıyordu. Hâlinden memnun olmadığı belliydi. Hatta özellikle kızların gözlerinin kapalı olduğu anları yakalamış bile olabilirdi.

Fotoğraf işini kaza bela gelmeden halletmiştik.

Zeynep: Biz seni Bursaspordan tanıyoruz aslında. Üçümüz de Bursa'lıyız. Hatta Bursa'nın şampiyon olduğu yıl okuldan kaçar kaçar maçları izlemeye gelirdik.

Sercan: Aa gerçekten mi? Sevindim şimdi. Sizin gibi taraftarlara sahip olduğumuz için kazandık zaten o yıl kupayı.

Selin: Teşekkür ederiz fotoğraf için. Biz sizi daha fazla rahatsız etmeyelim.

Kızlar yanımızdan ayrılırken Nisa kollarını göğsünde birleştirmiş halde şezlonga oturmuştu.

Sercan: Kıskandın mi sen o kızları?

Nisa: O kızların nesini kıskanacağım ben be! Ben kıskandıysam seni kıskandım.

Sercan: Sadece fotoğraf için geldiler. Biliyorsun değil mi?

Nisa: Hayran dediğin 12-13 yaşında olur! Hadi zorlaşan 18-20. 25 yaşında bi de model gibi hayran mı olur ya?

Sercan: Tamam tamam gel buraya.

Nisa'ya sarıldığımda ikimiz de gülümsedik. Kıskanma duygusu bana hep çocukça gelmişti bu zamana kadar. Ama sonra fark ettim ki insan harbiden sevdiğini kıskanıyor.

Tabi kıskanma kavramını da doğru anlamak çok önemli. Onu giyemezsin bunu yapamazsın şuraya gidemezsin demek kıskanmak değil bu alanen kısıtlamak ve baskı kurmak.

Benim bahsettiğim şey ise daha masum bi şey. Birinin başkasına bakışını kıskanmak gibi... Sevgiliniz Nisa ise başkası dediğim bazen bir avokado oyuncağı bile olabiliyor.

Nisa: Sercan Yıldırım beni bir bırakır mısın artık? Nefessizlikten öleceğim.

Nisa'nın cümlesiyle hâlâ Nisa'ya sarıldığımı fark ettim. Kollarımı biraz gevşetsem de bırakmadım.

Sercan: Hayır bırakamam.

Nisa: Herkes bize bakıyor. Farkında mısın?

Sercan: Baksınlar baksınlar. Bir daha böyle harika bir çifti zor görürler.

Nisa kaderine mahkum olup göğsümde yatarken etrafa bakınmaya başladı.

Nisa: Bir keresinde yarışmada düşmüştüm, hatırlıyor musun?

Sercan: Hangisi Nisa? O kadar çok düştün ki!

Nisa: Seninle oynuyorduk. Yüksek bi yerden düşmüştüm.

Sercan: Ay hatırladım. Çok korkunçtu. Bir de ben tam havuza girince düşmüşsün. Havuzdan çıkıp başımı bir kaldırdım Cemal ağlıyor çok kötü düştü diye. Elim ayağıma dolaştı. Parkurdan nasıl çıktım hatırlamıyorum bile.

Nisa: Ama güzel düşmüşüm. Geldikten sonra izledim ustalık eseri gibi.

Sercan: Hee bi de bana sor. O an Cemal'e bakıyorum ağlıyor. Sen zaten yerde yatıyorsun. Dedim gitti herhalde kız.

Nisa: Nereye gidiyorum ya? Ben kurtulmak öyle kolay mı?

Sercan: Senden kurtulmak isteyen mi var ya? Sen bir ömür düş ben seni bir ömür tutarım.

Nisa: Hee gördük nasıl tutuyorsun.

Bu cümle karşısında ikimiz de gülmüştük. Oğlum romantik bile olamıyoruz ya!

Sercan: Karıştırma yavrum onları. Onlar değerlendirme dışı.

Cheesecake (SerNis)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin