Medya : Mia
kaepjjangking_yoongibir kullanıcıdan bahset
RMJNSGJHPJMKTHJJKKitapta güzel yorumlarınız için ikinize de teşekkürler 💜💜💜
_________________________________
- Onun yanın yanına gidiyorum.
Ayağa kalktığımda Gamze bana şaşkın gölerle bakmaya başladı. Bu bakış tarzı oldukça sevimli ve komikti.
- Şaka yapıyorsun değil mi?
- Hayır.
- Onun yanına gidemezsin. Saçmalama.
- Bu beni durduracak bir engel değil bebeğim.
Gamzeye gülerek söylediğim bu söz ardından küçük sevimli burnunu sıktırdım ve adını bilmediğim çocuğun yanına doğru gitmeye başladım.
Uzaktan gördüm kadarı ile masasında başka sandalye olmadığından diğer masadan sandalye çekerek ismini bilmediğim çocuğun yanına oturdum.
Bana şaşkın ve tuhaf gözler ile bakmaya başladı. Ben bu şaşkın gözlere karşı tebessüm etmiştim sadece.
- Merhabalar. Ben Belinay.
- Seni tanıyorum.
Şaşkımlığımı merakımın arkasını koyarak ellerimi masanın üstünü koydum.
- Ben seni tanıyorum. Ama tanımaya geldim.
Sesizliğini korumaya devam etti.
- Arkadaş olabiriz. Ben 11 - C deyim.
Hiç bir şekilde konuşmuyordu.
- Gördüğüm kadarıyla hiç kimseyle konuşmuyorsun yalnızsın arkadaşın olabilirm.
Alaylıca güldü. Neden güldüğünü anlayamamıştım. Gülüşüyle aynı alay tonunda olan gözlerini gözüme dikti.
- Okulda popüler bir kızsın ama neden benim gibi ucubelerle, eziklerle takılıyorsun?
Dediği şeyler düşünmemi sağlamıştı. Ne yani herkesi mevkisine göre mi değerlendirmeliydik? Elini tutmamız gereken insanların elini iktirip reddetmelimiydik?
Kesinlikle yanlış düşünüyordu. Yanlız olan bir insanın omzunu elini koyarak yanında olmalıydık. Ama o bunu inkar ediyordu.
- Arkadaşlarım ucube değil.
- Bak senin hayattın pembe olabilir ama benim ki siyah. Ben kimseyle arkadaş olmam.
Derin bir nefes aldım.
- Herkesin içinde bir çocuk ve bir pembe ışık vardır.
Birden sinirle ayağa kalktı. Sinirinden ve hızından dolayı oturduğu sandalye yere düşmüştü. Sandalyenin çıkardığı ses korkmama olanak sağlamıştı.
Böyle seslerden ve kavgalardan korkardım küçükken yaşadağım travmalar yüzünden...
- Sen ucubelere, eziklere yardım ediyorsun sonrada onları terk edip öldürüyorsun.
Şaşırarak bende onun gibi ayağa kalkmıştım.
- Ne diyiyorsun sen?
- Kimseye yardım edemezsin sen sadece katilsin.
Önümde duran beden bir anda kayboldu. Kantinin içinde sadece " sen katilsin" sesleri yükseliyordu.
Korkuyla etrafıma baktığımda kantinde oturduğum insanların kaybolduğunu gördüm. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
Duvarlara baktığım da kanlar içinde kalmıştı. Duvara kanla yazılan " Öldür kendini" yazısı ağlamamı şiddetlendirmişti. Kendi hıçkırıklarım içinde kayboluyordum.
Yardım istiyordum kimse beni duymuyordu. " Sen katilsin" sesleri her dakkika daha da yüksekliyordu. Kapıya doğru koştuğum kapının kitli olduğunu gördüm.
Birden kantindeki camların tuzla buz olup kırılması ile kendimi korumak için masanın altına girdim.
Kapının açılma sesini duyunca kapıdan dışarı çıkıp kurtulurum umudu ile gözyaşlarımı silerek kapıya doğru koştum.
Koşarken camların ayaklarıma battıp kanamasını umursamadan kendimi kantinin kapısının dışına attım.
Atmamla birlikte kendimi sonsuz boşluğun içine düşüyor bir şekilde buldum. Yanımda bana eşlik eden ise göz yaşlarım ve hıçkırıklarımdı.
Duyduğum son ise " Öl"
****
Korkuyla uyandığımda yatağımda olduğumu fark ettim. Elimi anlıma ve yüzüme koyunca terleyip, ağladığımı fark ettim.
Yatağımdan kalkarak yatağımın yanındaki su şişesinden bir yudum su içtim. Dolaptan bir kaç kıyafet seçerek banyonun yolunu tutum.
Bu lanet rüyadan sonra soğuk bir duşun iyi geleceğini düşünerek duşumu alarak saçlarımı kurulamadan mutfağın yolunu tutum.
Sandalyenin üstünde yatan Mia'yı kucağıma alarak sevmeye başladım.
- Acıktın mı kızım?
Dediklerimi anlamış gibi miyavladı. Bu gülümsememe neden olmuştu. Dün eve getirdiğim kedi mamasından birazını kaba katarak yere koydum. Mia'nın iştahla mama yemesini gülümseyerek tezgahın önüne geçtim.
Dünkü mutfak ve ev için aldığım bir kaç şeyi dolaba yerleştirmeye başladım.
Yerleştirme işi bittince kendime kahve yapmaya karar verdim. Kahvemi yapınca televizyonun karşısındaki mindere oturup gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım.
İğrenç rüyaya, iğernç hayatta, iğrenç geçmişe lanet edip kahvemi yudumlamaya başladım. Telefonumdan son ses şarkı açarak kendimi yere attım.
Aradan geçen 10 dk sonra kapı çalmaya başladı. Her zamanki gibi yaşlı teyze şarkımdan rahatsız olup yine şikayette geldiğini sandım.
Kapıyı açma gereği duymadan yerde yatmaya devam ettim. Mia yanıma geldiğinde başını okşadım.
- Beni bekle biraz kızım
Ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım.
Kapıyı çalan kişi çalmayı bırakmıştı. Delikten baktığımda kimse yoktu. Kapıyı açınca karşımda sadece iki büyük kutu vardı.
~~~~~
Yorum
Ve
Düşüncelerinizi
Belirtirseniz sevinirim.
Şimdiden teşekkürler....
💜💜💜