6.

29 7 21
                                    

Merhaba... Umarım beğenirsiniz... İyi okumalar...
~~~

Gökyüzünün karanlığın da valizimin tekerliğinin çıkardığı seslerden ve yürümekten yorulan ayaklarıma bakarak ofladım.

Daha fazla yürüyecek gücü kendimde bulamadığım için artık durmaya karar vermiştim.

Etrafıma baktığımda sağ tarafım da taştan örülü, eskiye benzer ve üst tarafları yıkık olan bir duvar gördüm. Son gücümü de kullanarak duvara doğru yürüdüm.

Pek fazla sağlam gibi görünmese de yaslanmamın bir zarı olmayacağını düşünerek duvarın dibine oturdum sırtımdaki çantamı çıkararak.

Cebimden telefonumu zor da olsa çıkararak şarjına bakmak için açtığımda gördüğüm şey ile sinirim bozulmuştu.

-Kahretsin. Şarj %31 mi?

Telefonumun şarjını bitirmemek için sırt çantamın eski ve bozuk olan fermuarını güçlükle açarak içine kattım.

Sırt çantamın küçük gözünden bir tane çikolata çıkardım. Bir kaç dakikamı üstünde ki yazıları okuyarak geçirdikten sonra ambalajını açtım.

Gökyüzüne baktığımda yıldızların çok ve parlak olduğunu görüyordum. Bu beni mutlu etmişti. Ayın şeklinin tam yuvarlak olmasını sevmiştim. Dolunayı severdim.

Çikolatamı ısırırken duvardan dökülmüş küçük taşları elime alıp yolun karşı tarafını atıyordum.

Her zaman ki gibi gökyüzüne bakmak ve ay ışığını görmek beni rahatlatmıştı. Ay ışı sanki bütün negatifliğimi, sinirimi ve yorgunluğumu çekmiş gibiydi. Bir mıknatıs gibi görevde bulunmuştu.

Mia‘ nın da benim gibi acıkabileceğini düşünerek valizin içine kattım kedi maması çıkararak kedi kafesinin içine Mia’ ya yetecek kadar mama koyarak gökyüzüne bakarak derin bir nefes aldım.

Genelde bu sokaklarda koşturan çocuklar, yürüyen insanlar, her türlü arabanın geçişine ve trafiğine tanıklık etmiş gürültü olan sokak bu gece korkutucu denilebilecek bir gariplikte sessizdi.

Biten çikolatamın ambalajını atmak için yerden destek alarak kalktım. Ellerime batan küçük çakıl taşlarına aldırmadan yolun karşısın da ki çöpün yanına gittim.

Arkamdan duyduğum ses ile sokaktaki ölüm sessizliği sona ermişti. Etrafıma bakınca bir şey görmemiştim.

Eşyalarımın yanına giderek aynı şekil de yere oturdum. Kolumda ki saate bakarak ofladım. Dakikalar geçmesine rağmen insan sesleri kesilememişti.

Seslere dayanamayarak ayağa sinirle kalktım. Eşyalarımı duvarın kenarına bırakarak sesin geldiği yere doğru yürüdüm. Yürürken ayakkabılarımın çıkardığı ses ile gördüğüm manzara sadece bakakalmıştım.

-Neler oluyor burada

Dediğim sesi duymamışlardı. İki adam bir adamı ördüresiye dövüyorlardı. Yanlarına yaklaştım.

Yerde duran taşı yolun diğer tarafına doğru attım. Zayıf olan adam sesi duyarak attığım taşın yanına doğru gitmeye başladı. Bu fırsatı değerlendirmeyi düşünerek konuşmaya başladım zayıf adamın uzaklaştığını anlayınca.

-Merhaba

Bana dönüp baktıklarında alayla gülümsedim. Bana garip bir şekilde bakıyorlardı.

-Bir kişilik boş yeriniz var mı?

Dediğim anlamamış olacak ki yüzümde bakmaya devam ediyorlardı. Yerde duran sopayı alarak şişman olan adamın kafasına vurarak yerde  yaralı olarak yatan henüz bayılmamış genç oğlanın yanına gidip elinden tutup kaldırdım.

Bunları nasıl yaptığımı anlayamamıştım. Her şey çok hızlı gelişmişti.

Olabildiğince hızlı koşmaya çalışarak oradan uzaklaşıyorduk. Arkamızdan sadece sesler geliyordu.

Arkama baktığımda kimseyi göremeyince durup derin bir iç çektim. Olduğum yere baktığımda valizlerimin bulunduğu yere geldiğimizi fark ettim.

Elini tutuğum gencin elini bırakarak yüzüne baktım. Sol kaşı ile dudağı patlamış kolların da morluklar vardı.

-İstersen git arkandan gelecekler galiba.

İlk önce bana bakarak kahvenin tonların da ki gözlerini valizimi ve Mia’ nın kedi kafesine baktı.

-Sende gitmelisin sana da zarar verebilirler.

Alayla güldüm kahve tonların da ki gözlerine bakarak.

-Giderim tabi ki de ben.

Yerde duran sırt çantamı yavaş bir şekilde sırtıma asarak sağ elime valizi  kedi kafesini ise sol elime alarak sokağın sessizliği ve karanlığın da her zaman ki zaman yürümeye başladım.

-Kalacak yerin yok değil mi?

Alayla güldüm kahve tonların da ki gözlerine bakarak

-Bunu da nerden çıkardın.

-Öyle hissettim

Sesinin tonundan acı çektiği belliydi. Derin bir nefes aldım. Ve valizimin tekerleklerinin çıkardığı ses ile yürümeye devam ettim.

Aniden kollum da hissettiğim el  ile hemen arkama dönüp baktım. Genç oğlan kolumdan tutuyordu. Kanayan elinin kanı benim koluma damlıyordu.

-Beni öldüreceklerdi. Sen hayatımı kurtardın. Yanlış anlama ama kalacak bir yerin yoksa bulasıya kadar benim evim de kalabilirsin.

~~~
Yorum
Ve
Görüşlerinizi
Belirtirseniz sevinirim
Beni aşağıdaki küçük yıldıza layık görün...
Teşekkürler....

Mavinin En Güzel TONU & KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin