Umarım beğenirsiniz. Yazmam geç sürdü bazı nedenlerden dolayı özür dilerim. Sizlere iyi okumalar 💜
~~~~~~~~~~~~~~~~
Bir yere gidemiyeceğim için yaralı genç ile gitmek zorunda kalmıştım. Karşımada ki oldukça büyük 2 katlı, kurumuş bahçesi olan eski eve bakarak gülümsemeye çalıştım. Ama endişem ve korkum yoğun bastığı için gülümsememin önüne geçiyordı.
- Sen burada mı kalıyorsun
Yaralı gence baktığımda ellerini cebine katarak eve baktı.
- Evet daha Türkiye'ye yeni geldim.
- Korkmuyor musun?
Sorduğum soruya gülerek bavulumu aldı ve kolumda tutarak beni içeriye doğru sürüklemeye başlamıştı.
Evin içine girip ikinci kata çıktığımız da siyah kapılı bir odanın önünde durmuştuk.
Bavulumu kapının önüne koydu ve tam gideceği sırada dönüp Mia yı işaret ederek konuşmaya başladı.
- Bu arada evde köpeğim var kedin ile iyi anlaşabilirler mi bilmiyorum.
Derin bir nefes alarak bu sefer ben konuşmaya başlamıştım.
- Bu arada teşekkür ederim.
- Rica ederim
Diyerek odamın yanında ki odaya geçerek kapıyı kapatmıştı.
Bende karşımda ki siyah renkli kayı açarak içeriye girmeye çalışıyordum Mia ile.
İçeride karşılaştığım manzara ile şaşırmıştım. Etraf toz içinde ve eşyalar dağınıktı . Ama sokaktan kalmaktansa burası daha ideal görünüyordu.
Mia yı ve bavulumu kenara koyarak derin bir iç çektim ve kendime yatabilecek bir yer hazırlamak için temizlik yapmaya başladım.
Temizlik işi bitince telefonumdan saatte bakmıştım. Tam olarak 2,5 saattir bu odayı temizlemek için uğraşıyormuş. Vay anasını.
Çantamdan şarj cihazını çıkararak telefonumu şarja taktım ve günün yorgunluğundan kurtulmak için Mia yı yanıma alarak temizlediğim yatağa yattım.
Göz kapaklarıma meydan okumayarak kendimi uykunun kollarını teslim ettim.******
- Uyansana. Heyyy
Göz kapaklarımı zoraki bir şekilde açınca etrafıma bakındım. Karşımda dünkü yaralı çocuk duruyordu.
- Noluyo be
Yataktan doğrulmaya çalışarak oturur pozisyona geçtim.
- Kahvaltı hazırladım hadi.
Kolumdan tutarak beni dün akşam ki gibi yine sürüklemeye başlamıştı. Yeni kalktığım için dengemi sağlamakta güçlük çekiyordum.
- Bir dakika dur musun?
Bana dönerek baktı.
- Sorun nedir?
- Lavobo nerede?
- Benim odamın yanında ki oda lavabo seni aşağı da bekliyorum
Bana teşekkür etme fırsatı bile vermeden merdivenlerden koşarak aşağıya inmişti.
Lavaboya girdiğimde elimi yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama bakmıştım.
Oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu. Kendime acımıştım.
Lavaboda işimi bitirip aşağıya indiğimde gördüğüm manzara ile kısa bir şok geçirmiştim.
Masanın üstünde kahvaltıya dair hiçbir şey yoktu.
- Lan bunlar ne?
- Yemek.
Elini başına götürerek saçlarını karıştı ve konuşmasına devam etti.
-Aslında bu kadar özenmem yemek yaparken. Misafirim olduğun için ilk kez özenerek yaptım.
Şaşırarak masadakinlere tekrar baktım.
- Bana makarna mı yedirceksin sabah sabah?
- Hayır. Ramen yidircem.
Bana bakarak gülümsediğinde ilk kez fark etmiştim. Kare gülüşü, mavi dağınık saçı, burnundaki beni ve çekik gözü ile oldukça yakışıklıydı.
- Sen yabancı mısın?
- Evet. Koreden geldim yeni.
Şaşkın ve meraklı bir şekilde baştan aşağıya süzerek gözlerinin içine baktım.
- Adın ne senin?
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arkadaşlar
Lütfen
YORUM
YAPIP
BEĞENİR MİSİNİZ???Bunları yaparsanız çok severim. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Okuyan arkadaşlar sizleri çoooook seviyorum. 💜💜💜💜