22.text

685 42 11
                                    

Sakin ol.
Sakin ol.

İlk gelen ben olmuştum. Bu beni ezik gibi göstermezdi umarım.  "Hoşgeldiniz. Ne arzu edersiniz?" diyen garsona dönerek. "Teşekkür ederim. Bir arkadaşımı bekliyorum." dedim gülümseyerek.

Kafenin kapısı açıldı. Ve Ege girdi. Gözleri kafeyi tararken en köşede oturan beni buldu. Küçük bir gülümsemeyle ona bakarken yanıma gelmeye başlamıştı. Karşıma otururken konuşmaya başladı. "Çok bekletmedim umarım İpek." düz bir sesle. "Hayır ben de yeni gelmiştim zaten. Yemek mi yiyelim yoksa içecek türü mü?" sesimi normal tutmaya çalışarak. " Ben kurt gibi açım vallahi. Hamburger menüsü alacağım. Sen aç mısın?" dedi gözlerime bakarak.

Oğlum bakma gözlerime. Nolur.

"Iıı şey ya ben de açım ama yemek istemiyorum. Ama yerim galiba. Ama limonata da içerim. Tamam ya hamburger yiyeceğim ben de."  salak cümlelerimin sonunu büyük bir nefes verişle bitirmiştim. Rezilim rezil.

Ege bana afallamış gibi bakarken "Kusura bakma ya çok kararsızım ben." gülmeye çalışarak. Ege omuz silkerek "Sorun değil." dedi.

Yemeklerimiz gelmişti ve biz gelene kadar hiç konuşmamıştık. O telefonuyla ilgilenmişti.  Ben de ilgileniyor gibi yapıp onu kesmiştim.  Çok iştahlı yiyordu. Bense şaşırılacak derece hızlı yiyordum. İştahımı açmıştı Ege.

"Bence biz bu partiyi deniz kenarında yapalım. Ne dersin?" diyerek parti konusunu açtı. Boğazımı temizleyerek "Aslında olabilir ama mekan araştırmamız lazım. En önemlisi de bütçe. Okuldakilerin durumu orta halli. Çok pahalı bir yer olursa gelemeyenler olur." dedim.  "Mekan sıkıntı olmaz. Bizim Caner'in dayısının. Ufuk abi para bile istemez." arkaya yaslanıp kolasını içmeye başladı. "O zaman olur. Süse püse de gerek olmaz o zaman?" sorar gibi baktım. "Dışarısının ışıklandırması zayıf biraz. Işık alalım. 10 metrelik falan." diyip telefonunu eline aldı. Her hareketinden de etkilenmezsin İpek. "Tamam olur. Bizim evin orada ışık alabileceğim bir yer var. Ben oradan alırım. Olur mu?" zor çıkan sesimle konuştum. Telefonundan başını kaldırıp "Tamam olur. Ben de Ufuk abiye yazdım. Mekana gelebilir miyiz diye. Bizi bekliyor şuan. Bakmak istersin belki." gözlerini gözlerimden çekmeden.

Kalbim sıkışıyordu. Neden ki?

"Bakmak isterim. Olur." dedim. Garsona el işareti yapıp hesabı istedi. Çantama uzanıp cüzdanımı çıkarırken Ege "Hiç ben ödeyeceğim tartışmasına girmeyelim İpek. Ben halledeceğim." dedi. "Olur mu öyle  ya. Kusura bakma ben kendi yemeğimi öderim. Sen de kendininkini öde." inat sesimle konuşarak. Ege'nin tek yaptığı. He he dercesine kafasını sallamak oldu.

Aptal.

Sinirle sandalyeden kalkarken kapıya doğru ilerledim. Ege de geliyordu. Hissediyordum. "İpek." diyen sesiyle mest oldum. Sadece ismini söylüyor İpek. Sadece ismini. "Efendim?" dedim tersçe.

"Elini versene bir." dedi anlamadığım bir yüz ifadesiyle.

Elimi vereyim Ege. Al. Kalbimi de al.

🖤
bana ulaşmak için;
instagram: @lilishley

still love | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin