10 bölümlük hikayeyi bir yılda bitirdim resmen hahahahhaha
Yüzümde gergin bir gülümsemeyle Baekhun'nun beni süreklediği yere doğru ilerledim. Seçtikleri restoran biraz fazla lükstü. Ama bunun iki profesörün de bize katılıyor olmasının bir etkisi olduğunu düşünüyordum. Modern bir dizayna sahip yer ağırlıklı olarak siyah,bej ve kahverengi renklerine sahipti.
Zeminin ahşap kaplaması ona şık, doğal bir hava katmıştı. Ama asıl mekanın yıldızı lobide sizi karşılayan ve içeriye güzel bir gece manzarası sunan cam çatısıydı. Yalnızca lobinin olduğu bekleme yeriyle sınırla olsa da sizi büyülemeye yetiyordu.
Klüpte düzenli olarak tartışmalar düzenler o haftanın konusu hakkında münazaralar yaparız. Okuldaki hatırı sayılır izleyicimiz sağ olsun yapılan bahislerden iyi para kazanıyoruz. O paralarla da klüpçe yemeğe çıkarız. Psikoloji klübünün parasının buraya nasıl yettiğine dair hiçbir fikrim yoktu gerçi. Sorgulayacak da değildim sonuçta benim için bedava yemekti.
Baekhyun beni Chanyeol ile aralarındaki boşluğa otutturdu. Gözlerim masanın çevresindeki tanıdık simaların üzerinde dolaşarak hepsini basit bir baş selamıyla karşıladım. Oturduğumuz masa yuvarlaktı. Tahminen Profesör Kim ve Profesör Lee için ayrılan iki sandalye benim oturduğum yerin karşısında kalıyordu.
"Bana geç kaldığımı söyledin?"
"Çünkü geç kaldın."
Bakışlarımla boş sandalyeleri gösterdim. "Daha profesörler gelmemiş bile."
"Onlar profesör Sehun. İsterlerse tatlıya gelirler ama sen kulübümüzün en çok tartışma kazanan öğrencisi olarak burada olmak zorundasın."
Baekhyun'nun yorumuna gözlerimi devirerek karşılık verdim. Kalçamdaki vibratör hareketlerimi oldukça kısıtlıyordu. Özellikle bütün arkadaşlarımın önünde inlemek istemediğim için neredeyse heykel gibi hareketsiz duruyordum. Yoksa diğeriyle küçük bir kavganın içine girmekten çekinmezdim.
"Gerçekten Profesör Kim'in dersinden neden geçemediğini anlamıyorum." Kyungsoo birkaç sandalye yanımda oturuyordu. Ona cevap vermeden ona doğru döndüm. Yuvarlak masanın avantajı birinin yüzünü görmek için masaya eğilmek zorunda olmamaktı.
"Sanırım kaydırma yapıyorum."
"Klasik sınavda mı?"
Omuzlarımı silktim tekrar önüme dönmeden önce. Aslında bu soruya vereceğim yalanlar almış başını gitmişti bu yüzden artık hangisini kime söylediğimi bilmediğim için böyle saçma sapan cevaplarla yanıtlayarak ilerliyordum.
Klüp başkanımız ve sınıf birincimiz Junmyeon önümüzdeki hafta için tartışma konularından bahsediyordu Profesör Kim'in Profesör Lee ile sohbet ederek önlerinden giden garsonu takip ederek masaya doğru geldiklerini fark ettiğimde. Birden dikkatim Suho'dan tamamen uzaklaşmıştı. Profesör Lee'nin söylediği şeye gözlerini kısarak gülümseyen esmer adam beni çoktan etkisi altına almıştı.
Baekhyun baktığım yeri fark ettiğinde hemen karşısında oturan başkanımıza kaş göz hareketi yaparak Profesörleri işaret etti. Yani bunu ben de yapabilirdim ama Jongin'nin basit bir kumaş pantolon ve gömlekle ne kadar mükemmel göründüğünü düşünmekle meşguldüm. Ama üzgün değildim.
Suho mükemmel bir gülümsemeyle yerinden kalkarak profesörlere hemen yanındaki boş sandalyelere yönlendirdi. Daha önceki yemeklerimizde hiç bir profesör bulunmadığı için açıkçası garip bir hava vardı masada. Normalde klüp hakkında kararlar almaktan bahçedeki saçma heykele kadar her şeyden bahsederdik. Özellikle işin içine alkol girdiği zaman konular daha da saçma bir hal alırdı. Ancak bu gün gördüğüm kadarıyla Suho menüye alkol bile eklememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesör Kim//SEKAI
FanfictionDudakları dudaklarıma yaslıyken parmaklarının sımsıkı kavradığı kalça yanaklarımı ikiye ayırdı. Nefesimi tutmuş bir sonraki hamlesini bekliyordum. "Acımayacak Sehun" diye fısıldadı deliğime doğru Jongin. Deliğime çarpan nefesi dudaklarımdan tutmaya...