8. Bölüm Part1

2.1K 135 87
                                    

8. Bölümü iki part halinde yazacağım smut bir sonraki partta olacak. Onu da gece yarısına doğru yayınlarım. Şimdi ilhamım Everest'e kaçtığı için onu geri getirmek için dağ tırmanışı yapmam gerekiyor. Part 1 in keyfini çıkarın bebeklerim 😘

Jongin kara tahtaya yazdığı şey hakkında konuşurken dalgınca kalemimi çevirmekle meşguldüm. Sınıfta benim dışımda esmer profesörle ilgilenmeyen tek bir canlı olduğunu sanmıyordum. Uçan sinek bile onun etrafında dolaşıyordu. Profesör ise derslerinde benimle çok fazla ilgilenmezdi bu yüzden dikkatimin tamamen dağınık olduğunu fark edeceğini sanmıyordum. 

Neredeyse 3 aydır profesör ile kesinlikle tam olarak ne olduğunu bilmediğim bir ilişkinin içindeydik ve ben dönem uzatmak pahasına bu dersi bırakmayı düşünüyordum. İlişkimizin muallakta olması mezun olduktan sonrası için beni biraz endişelendiriyordu. Onu bir daha göremeyecek miydim? Jongin'nin beni odasına çağırmasının 4 senenin sonunda olmasının sebebi ben mezun olduktan sonra bu ilişkinin doğal olarak biteceği ve ayrılık, öyle bir şey varsa aramızda, işlerinin kolay olması için miydi?

İlk zamanlarda bu tarz düşünceler kafamın içini bırakın aklımın ucundan bile geçmiyordu. Ama mezuniyetim yaklaştıkça ona daha çok alışmıştım. Ben televizyon izlerken tekli koltukta dergisini okuyuşunu, pazar kahvaltısını yaparken elinden düşmeyen gazetesi, bana gözlerini hatırlatan kahve molaları ve daha saymadığım nice alışkanlığı...

 Bunlar artık benimde alışkanlıklarım olmuştu. Jongin'nin dergide okuduğu şeyleri onunla tartışmayı, pazar kahvaltısında göz ucuyla gazetesini okurken onu izlemeyi, ne zaman elime bir kahve alsam gözlerini hatırlamayı...

Durup dururken mezun olduktan sonra ailemin yanına döndüğümü düşünüyordum. Yanlış anlamayın beni onlarla sürekli görüntülü konuşmama rağmen çok özlüyordum. Evden ayrıldığımdan beri uyuz abimle bile yılda en az bir kere görüşüyordum. Ama artık uyandığım evin Jongin gibi kokmayacak olması beni korkutuyordu. Artık tostumu annem pişirecekti, kahve yasak olduğu için kahve molası veremeyecektim.

Jongin dersin bittiğini söylediği zaman üzerine tek bir kelime bile yazmadığım defteri tekrar kapatıp çantamın içine sıkıştırdım. Sizde farkındasınızdır son zamanlarda pek de keyfim yerinde değildi. Bu yüzden sınıftaki herkesin boşalmasını beklemedim. Az önce kafamda dolaşan sözlerden sonra Jongin'nin yanında ağlayabilirdim bile. Ve bunu göze alacak cesaretim yoktu. Şuan ihtiyacım olan yorganı burnuma kadar çekip uyumaktı. Depresyona mı giriyordum? Büyük ihtimalle.

Koridor bu gün normalde olduğundan daha kalabalıktı. Birkaç grup öğrenci pencerelerin önünde kümelenmiş sohbet ediyorlardı. Bazıları göğsüne sıkıca bastırdığı kitaplarıyla aceleci bir şekilde yürürken bazıları arkadaşları ile sohbet ede ede geçiyordu yanımdan. Normalde bu dersten Jongin ile birlikte çıkardım. Bütün öğrenciler çoktan sınıfı terk ettiği için koridor da pek fazla dolu olmazdı. Biranda kendimi bu koridora ait bile görememiştim.

Hava bu gün çok güzeldi. Ben depresyondayım diye yağmur falan yağmuyordu. Hava kararmamış kara bulutlar tepemi sarmamıştı. Aksine güneş parıl parıl tepemizde, insanların neşeli konuşmaları her yerdeydi. Çünkü aslında insanlar depresyona girince hava kararmazdı. Onların içi kararırdı, yağmur gözlerinden akardı. İşin edebiyat boyutuna da girdiğime göre kesinlikle depresyondaydım.

Daha fazla düşüncelerimde baş başa kalmak istemediğim için bir taxi çevirip eve gittim. Eğer evde bir yabancı bulacağımı bilseydim eve asla gelmezdim. Jongin bana birinin geleceğini hiç söylememişti. Özellikle evde kimsenin olmadığını düşünürsek içeri anahtarıyla girmiş olmalıydı. Jongin'nin anahtarının onda olması ise tekrar ağlamak istememe sebep oluyordu.

 Telefonu çok sık çalmazdı zaten profesörün. Profesör Lee ile bile evin içinde hiç görüşmedi. Büyük ihtimalle benim de evde olmamdan dolayı diye düşünmüştüm. Ama şimdi fark ediyordum ki Jongin'nin başka arkadaşını bilmiyordum.

"Jongin'nin misafiri olduğunu bilmiyordum." ağzımın içinde geveledim salonda oturan bedeni gördüğümde. 

Yabancı beni fark ettiğinde şaşkın bir yüzle ayağa kalktı. Sarı saçları iki yana ayrılmış güzel yüzünü ortaya çıkarmıştı. Gömleğinin ilk iki düğmesini açmış göğsünde güzelce sarkan iki kolyeyi gözler önüne seriyordu. Üzerinde basit beyaz bir gömlek ve kottan başka bir şey yoktu ama şimdiden beni büyülemeyi başarmıştı. 

"Aynı şeyi ben de söyleyebilirim. Jongin bana misafiri olduğunu söylememişti. Hatta anahtarının başkasında olduğunu bile bilmiyordum."

Boğazıma oturan yumrunun inmesi için sertçe yutkundum. "Aslında ev arkadaşı sayılırız." Bunu neden söylediğimi bilmiyordum. Birden Jongin'le birlikte kaldığımı belirtmek istemiştim. Bu evde, o ve ben...

Beklediğimin aksine yabancı kocaman bir kahkaha attı. "Ev arkadaşı mı?"

"Komik olan ne?" çantamı omzumdan çıkarıp tekli koltuğa doğru attım. Jongin eğer burada olsaydı canımı okurdu ortalığı dağıttığım için. Ama daha 3 saat içinde gelmeyecekti nasıl olsa. 

Yabancının gözleri birkaç saniyeliğine çantama kaysa da yüzünde asılı kalan gülümsemesiyle bana göre döndü. "Biri Jongin'nin ev arkadaşı olacağını söylerse böyle gülerim demiştim çünkü. Jongin bu eve Taemin de dahil hiçbir arkadaşını getirmedi. Salonuna çantanı attığını görse nasıl tepki verir merak ediyorum." 

"Peki o zaman sen kimsin?"

"Öncelikle tahminen senden 15 yaş falan büyüğüm yani bana hyung demelisin en azından. Ben Kim Jongdae, Jongin'nin abisiyim." 

Birden bütün sistemim durup az önce öğrendiği bilgiyi sindirmek için sistemi yeniden başlattı. Şimdi ben Jongin'nin abisine sen kimsin mi demiştim. Yooo bence yeterince normal bir tepkiydi. Neyse yine rezil olduk. Genelde Baekhyun yüzünden rezil olduğumu düşünüyordum ama meğer kendi kendime de güzel rezil olabiliyorum. Hem de kafedeki tanımadığım rastgele insanlara da değil. Aşık olduğum adamın abisine. Ne güzel... Depresyonuma tam sürat giriyorum.

"Çok özür dilerim efendim, kabalık ettim. Ben Oh Sehun. Profesör Kim'in öğrencisiyim."

"Sadece öğrencisi mi?"

"E-evet."

"Pekala Profesör gerizekalı Kim'in sadece öğrencisi Oh Sehun. Sanırım kardeşim buraya gelene kadar biraz konuşabiliriz."

Profesör Kim//SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin