Gökyüzü mavidir, deniz mavi, insanların gözleri mavi... Huzurun rengi mavidir. Nedense hep maviyi çok sevmiştir. Ne görmüştü ki mavi de, ne hissetmişti kimse bilmiyordu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Otel de yine temizlik günü yaparken babam, Doğan abime baktı. Dalgın dalgın camı siliyordu. Babam dayanmadı. İçeriye geçip telefonunu eline aldı. İç çekiyordu abim.
Ona Kartal abimde diğer camı silerken eşlik etti. Babam biraz sonra geldi. "Doğan, bir gelsene oğlum" dedi Doğan abim camdan inip babamın peşinden ilerlemeye başladı.
"Gerçekten mi?" diye bir ses çıktı içeriden. Doğan abim daha sonra yanımıza koşarak geldi. "Bırakın temizliği, kız istemeye gidiyoruz" dedi gülerek.
"yine mi ya" dedi alaca abim.
"Sen konuşma ama gittiğimiz zaman" dediğinde Alaca abim sinirle Doğan abime baktı.
Hazırlanıp gidecekken abim çiçekleri Kartal abime çikolatayı da Şahin abime vermişti. Arabaya bindik. Eve geldiğimizde Doğan abim, İkizlere baktı. "Çiçeği verin çocuklar" dedi. Abilerim bana baktılar. Doğan abime baktılar.
"Ne çiçeği" dedi Şahin abim. Doğan abim bir hışımla geri döndü.
"Çiçek nerede lan" dedi "Ya çikolata"
Kartal abim ile Şahin abim tutuştular. "Tamam evden hemen alırız" diye Doğan abime döndüler.
Babam işe el attı. "Doğan, Mavi, Kartal ve Şahin siz çiçeği çikolatayı hepsini alın getirin yüzükleri felan unutmayın. Bizde içeri girip onları oyalayacağız. İşte Doğan'ın sürprizi varmış deriz olur mu?" dediğinde hepimiz onayladık. Doğan abim, abimlere söylene söylene arabaya bindi. Arabada hala söyleniyordu. Otele geldiğimizde babamın kapıyı kilitlediğini gördük. Onun odasındaydı çiçek ile çikolata o da odasını kilitlemişti. Ee anahtarı bizde olmadığına göre. Doğan abim ağlamaya başladı. "Ne yapacak ben ya" diye.
"Abi, Çiçekçiye gidelim tekrardan çiçek yaptıralım" dediğimde hepimiz yeniden kalktık, Çiçekçiler aramaya başladık ama çiçekçiler kapatmıştı. Bir bahçenin yanından geçerken, abimi durdurdum.
"Kartal, Şahin gidin çiçek toplayın" dedi. Biz de demir kapının aralarından bakıyorduk. Duvardan atladılar. Çiçekleri toplarken bir hırlama sesi duyduk. "Abi" dediğimde doğan abim bağırdı. "Sakın arkanıza bakmayın" diye.
Kartal abim elinde çiçek ile arkasını dönünce, köpek ile burun buruna geldi. "Koş koş" dedi Şahin abim. İkisi de elinde çiçek ile koşmaya başladılar. Şahin abim duvarın üstüne çıktı, Kartal abimde çıkacakken "Iyyhhhh" diye bir ses çıktı. Köpek Kartal abimi, tam da oturma yerinden ısırmıştı. Abimi acile götürdük. Kuduz iğnesi vurdurtup, yarasını sarıp, çikolata almaya gittik.
Abim açık pastane de bulamadı. En son bir tane bakkal bulduk, bakkalda dolgu şeker varmış. Onu aldık. Şahin abim ne olur ne olmaz diye, kesme şeker de almış. Eve geldiğimizde aşağıya indik. Turna abim kapıda bizi bekliyordu. "Nerede kaldınız Davut abi sinirli zaten"
