oy ve yorum lütfen...
-KARTAL ÖZSOY-
Ne yaparsak yapalım babam bizi seviyordu. Şu an babam bizi yemeğe götürüyor. Karşıdan bakınca ordu gibi değil de Nuh'un gemisi gibi gittiğimiz belliydi ama aileydik. Otelin ilerisindeki küçük lokantaya girdiğimizde ayağa kalktım. "Gel la lavaboya gidelim" diye Şahin'i çekiştirdim.
"Oğlum biz kız mıyız?" diye söylendi ama beni hiçbir zaman yalnız bırakmadığı için yine peşimden geldi. Tuvalet kapısının önüne geldiğimizde elimi çeneme koydum. "Oğlum nasıl anlıyorduk" kapının birinde xx yazıyordu diğerinde xy ikimizde birbirimize bakmaya başladık.
"Biri gelsin hangisine girerse bakalım" o kadar vakit olduğunu zannetmiyordum. Çok fena halde sıkışmıştım.
"Yürü yürü babama tuvalet tıkalıymış deyip başka bir yere gidelim"
Babamların yanına gelince Şahin konuştu "baba buradan hemen gidelim bir pis tuvaletleri tıkalıymış ben burada yemek yemem"
"İyi oğlum başka yere gidelim" diye ayaklandı hemen çaprazında ki lokantaya geçtik. Şahin ile birlikte tuvalete gittiğimizde kapılarda bu sefer muhabbet kuşu resmi vardı. Elimi kafama koydum. "Lan dalga mı geçiyor bunlar bizimle"
"Nasıl anlıyorduk lan ayağına mı bakıyorduk" Şahin kapıları inceliyordu. Biraz bekledik ama ben çok kötüydüm. "yürü yürü babama başka bir yere gidelim diyelim"
Söylenerek masaya doğru ilerledik. Ben kuş üreticisiyim sanki nereden bileceksem. İnsan adam gibi erkek kadın yazar. Konuşmaya takatim kalmadığı için babama yine Şahin söyledi. "Iykk baba" diye atıldı. Doğan abimin başı bizi buldu. "Tuvaletin hemen yanında mutfak var ben burada yemem"
"Lan sokacağım sizi tuvalete" diye doğan abim sinirle kalktı.
"Tamam başka yere gidelim bugün ailecek yemek yiyeceğiz inşallah" diye babam sinirlenmeye başlıyordu. Oradan da kalkıp ilerdeki başka lokantaya geçtik ikimiz tuvalete gittik. Birinde ok işareti diğerinde artı vardı tuvaletlerin kapısında.
"acaba artı bir insanız bu erkek olabilir kardeşim"
"Lan oğlum delireceğim bu adamların nesi var"
"Buradan da kaldırırsak babamı bizi boğar, gerçek anlamda boğar kardeşim"
"Kardeşim bence başka bir yere gitmeliyiz"
Babamların yanına geldiğimizde babam başını bize doğru kaldırdı sinirliydi tek göz seğiriyordu.
"Iykkk baba" dedi Şahin.
"Lan başka bir şey bulsaydın ya"
"Çok kötü tuvalet taşmış mutfağa gitmiş ben burada yemem"
"Sizin yüzünüzden 3 yer değiştirdik" diye Turna abim kalktı. Alaca abim telefonunu sıkıyordu.
"Siz böyle yemek istiyorsanız" demesine kalmadan babam kalktı.
"Tamam bu son ama eğer ki bir şey bulursanız tuvalet rezervuarına kafanızı sokarım" Şahin bana ben Şahin'e baktım. Birlikte başka bir yere gittiğimizde koşarak tuvalete geçtik. Hadi nolur erkek kadın yazılmış olsun nolur, derken kapıda bu sefer de buda heykeli vardı.
"Millet kafayı yemiş kardeşim" diye yandan gülen ikizime bakmadım. "Bu da mı gol değil" diye espri yaptı birde ama ben dayanamıyordum.
"Etrafı gözle" diye çiçeğin dibine bıraktım. Rahatlamış bir vaziyette masaya oturduğumda babam bir şey diyip demeyeceğimize bakıyordu.
"eee"
"Baba ağır bir şey yeme" diye Mavi onu uyarıyordu.
"Aaaa biri çiçeğe işemiş dışına taşmış" diye ses duyuldu.
Babam konuşmaya başladı "Ne terbiyesiz insanlar var, ikizler bile yapmaz böyle bir şey" Şahin yukarıya bakıyordu ben yere.
"Onu hemen bulurum" diye lokantanın sahibi olduğunu sandığım kişi geldi. "Kameralara bakalım" Gözlerim kocaman oldu. Şahin'i dürtmeye başladım.
"Çeksin cezasını" dedi Doğan abim sinirle.
"Baba" dedim tüm gururumu ayaklar altına alarak. "Yapmasınlar baba"
"Neyi yapmasınlar oğlum" diye bana doğru döndü. Mavi anlamış olacak ki elini ağzına koydu. Sonra babamda anlamış olacak ki bana döndü. "Yuh artık lan kaç yaşındasın sen"
"Bir sor ama neden yaptım"
"Sen mi yaptın" diye Alaca abim bağırınca herkes bizim masaya döndü. Turna abim gülüyor, Doğan abim sinirle tıslıyordu.
"Bakın buraya" diye babam olaya el attı. "bu ikisi deli tamam mı akılları yerinde değil lokantanın sahibine öyle diyeceğiz deli gibi davranın lan sizde" deli mi?
Lokantanın sahibi yanımıza doğru gelirken ben Şahin'e baktım. "Lan" diye babam kızınca yutkundum seslice. Şahin ile ayağa kalktık el ele tutuşup bağırmaya başladık "Bizim köyün imamı, üstten çıkar dumanı, alttan gelir imamı tek mi çift mi?" diye lokantanın sahibine sorduk.
Turna abim gülmemek için kendini zor tutuyordu. "Hemen de role girdiler" diye Alaca abim şaşkındı.
"Çift" dedi Lokantanın sahibi.
"Bir sorun mu var" babam adamın ismini söylemesini bekliyordu.
"Telat" dedi adam.
"Talat
"Hayır Telat" diye düzeltti. "Oğlunuz" diye beni baştan aşağıya süzdü.
"İkisinin de akli dengesi yerinde değil bir kusurumuz mu oldu"
"Bir olay olmuş da neyse problem değil." Derin bir nefes verdim Telat arkasını dönünce sonra tekrar bize döndü. "Pek de deli gibi durmuyorlar" Şahin'in ellerini bırakıp üzerimdeki gömleği yırttım. Babam gözleri kocaman olmuş bana baktı.
"Yırttım" dedim ona bakarak.
"Fark ettim" dedi babam sinirle.
"Siz Mavi otelinin sahibisiniz değil mi İlker Özsoy" babam başını salladı. "Biz kasabaca otel sahiplerinin toplandığı bir yer organize ettik sizi ve çocuklarınızı da davet ediyoruz"
"Bu ikisi gelmese olur mu?" diye babam konuştu.
"aaa olur mu öyle şey hepiniz davetlisiniz." Babam mecburen adam gitsin diye kabul etti ama bana hala sinirle bakıyordu. Şahin yandan dürttü. "Lan yapan sesin deli olan benim"
"Olur mu kardeşim anca beraber kanca beraber"
"Kardeşim" diye kollarını açtı onunla sarıldık.
"Çabuk yiyin şu yemeği kalkalım şuradan"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ
Fiksi RemajaGökyüzü mavidir, deniz mavi, insanların gözleri mavi... Huzurun rengi mavidir. Nedense hep maviyi çok sevmiştir. Ne görmüştü ki mavi de, ne hissetmişti kimse bilmiyordu...