LUKE'TAN :
İki gündür baygın bir şekilde yatıyor teni solgun dudakları renksizdi, bir ölü gibi gözüküyordu teknik olarak ölüydü ama şu an cidden kötü gözüküyordu. Endişeli bir şekilde ona bakıyordum öyle masum gözüküyordu ki ya ona bir şey olursa diye düşündüm. Bu düşünceyle kafamı salladım ve düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. İki gündür uyumuyordum, ağırlaşan göz kapaklarım ve beynimi ele geçiren uyku beni onun yatağına doğru çekiyordu, yanına uzandım ve kokusunu içime çeke çeke uykuya teslim oldum.
****
JESSICA'DAN :
Gözlerimi açtığımda tüm vücudumda olan ağrı beni delirtiyordu. Luke yanımda uyuyordu o kadar tatlıydı ki gülümsemeden edemedim, Luke'u dudağından öptüm gözlerini açtı ve şaşırmış bir ifadeyle bana sarıldı.
"Luke fazla sıkıyorsun, daha ölmedim." dedim. Birden gözlerinden hüzün geçti ama yerini mutluluğa bıraktı.
"Ben varken sen zaten ölemezsin güzelim."diyerek gülümsedi. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim. Beklenmedik bir anda dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Şu an hissettiiğim duygular tarifsizdi, zaman dursun, bu an hiç bitmesin istedim...
"Sana bir süprizim var." diyerek sırıttı. Merakıma yenik düşüp hemen heyecanla "Ne süprizi ?" diye sordum.
Hemen yataktan kalkıp dolabımdan bir kutu çıkartıp, bana doğru uzattı. Heyecanla paketi açtım ve içinden uzun kırmızı bir elbise çıktı (medya) bu çok hoşuma gitmişti hemen Luke'a sarılım ve onu öptüm. Zafer kazanmış gibi bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve akşam sekizde hazır ol diyip, alnımdan öpüp odadan çıktı. Gülümseyerek arkasından baktım. Telefonumu alıp Kate'i aradım.
...
"Alo? Jess nerelerdeydin? çok korktum." sesi tedirgin çıkmıştı.
"Baygın yatıyordum sanırım." diyip kıkırdadım.
"Neyse benim kapatmam gerek, seni seviyorum Jess görüşürşüz."
Aynı şekilde karşılık verdim.
Saat beşti bende duş almaya karar verdim. Banyoya gidip küvetin tıpasını taktım ve suyu açtım içine çilekli duş jelimi döktüm ve dolmasını izledim. Dolunca kıyafetlerimi çıkardım ve küvetin içine girdim.Hala biraz başım ağrıyordu aldırmadan gözlerimi kapadım.
*****
Uyandığımda küvetteydim. Lanet olsun geç kalıcam diye korktum saat yediydi. Hemen çıkıp havluma sarındım, saçımı kuruttum. İçime kırmızı iç çamaşırlarımı giydim bana aldığı elbiseyi dolabımdan çıkardım ve hemen giydim. Altına siyah süet ayakkabılarımı elime siyah süet çantamı ve üstüme de boleroya benzer bir şey alacaktım.
Aynanın karşısına geçtim eyeliner sürüp kırmızı mat rujumu da sürdüm hazırdım. Parfümümü boynuma sıktıktan sonra çantama attım telefonumu, anahtarımı ve bir miktar parayı da çantama attıktan sonra merdivenlerden indim.
Arabasına yaslanmış beni bekliyordu, elinde sigara vardı beni görünce elindeki sigarayı yere atıp ağzındaki dumanı dışarıya üfledi. Bu halde çok yakışıklı gözüküyordu ve cidden şık olmuştu.
"Her zaman ki gibi çok güzelsin." yüzünde ki gülümseme iyice yayıldı.
"Sende her zaman ki gibi çok yakışıklısın." dediğimde yanakları kızardı, bu haliyle küçük bir çocuk gibi görünüyordu.
Kapımı açıp oturmamı bekledi, kapıyı kapatıp kendi koltuğuna doğru ilerledi. Çok mutluydum bu anımı hiçbir şey bozamaz diye içimden geçirdim.
****
Geldiğimiz otel çok lükstü vale arabayı alırken Luke çoktan koluma girmişti. İçeriye girdiğimizde garson iki kişilik bir masaya doğru yöneltti bizi. Lule sandalyemi çekip ben oturunca itti sonra o da kendi koltuğuna oturdu. Menüler gelince ikimizde bakınmaya başladık.
"Soslu spagetti yer misin? Burada çok güzel oluyor."
Bir düşündüm çünkü Luke'a rezil olmak istemem spagetti yemesi zor bir şeydi sonuçta. Luke düşüncelerimi okumuşçasına garsona iki tane az pişmiş biftek dedi. Gülümsedim o da bana aynı şekilde karşılık verdi.Yemeklerimiz gelene kadar sohbet ettik, onu ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım.
Yemeklerimiz geldiğinde az pişmiş olduğu için bifteğin biraz kanlı olduğunu gördüm. Gözlerimin renginin değiştiğini hissediyordum, Luke'a endişe dolu gözlerle bakarken sakin ol gibisinden bir bakış attı.
"Ne yapacağım?" Ellerimle yüzümü kapattım, tam bir umutsuz vaka olduğumu düşünüyordum.
İç çekerek "Lavaboya git orada birinin bileğinden beslen." dedi. Gerçekten çok açtım yoksa birine zarar vermek istemiyordum. Yerimden kalktım bakışlarımı yerden çevirmeden lavaboya doğru ilerledim.
Lavaboya girdiğimde sadece bir kız makyajını yapıyordu. Yavaşça yanına yaklaştım ve gözlerinin içine batım. "Sesini çıkarma, canın acımayacak ve ne beni nede bu anı hatırlamayacaksın." Kızın bileğini aldım ve damarlarından dişlerimi geçirdim. Kanının kokusu bir farklıydı ama aldırış etmeden içmeye başladım. Kızın kalp atışları yavaşlayınca bıraktım, ağzımı temizledim ve rujumu tazeledim.
Masaya doğru gittiğimde Karnımda bir ağrı hissettim ve aniden yere yığıldım. Gözlerim bulanıklaşıyordu, en son gördüğüm şey Luke'un endişe dolu bakışları ve bana koşuşuydu. Kendimi karanlığa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR SEVGİLİM
VampireJessica lise son sınıf öğrencisi Cadı vampir melezi bir genç kız. Luke adında vampir bir çocuğa aşık olan Jess'i zorlu zamanlar bekliyor.