Hıçkırıklarla ağlamam devam ederken çantamdan anahtarı çıkarmaya çalışıyordum. Kör olmuş gibiydim. Gözlerim yanmaya başlıyordu.
"Elisa!"
Koşarak bana doğru gelen biri vardı. Gözlerimi açamıyordum. Kolumdan tuttu ve elleriyle yüzümü kavradı. Bir anda bana sarıldı. Parfümü o kadar çoktu ki burnum kapanmış gibi olmuştu. Bende ona sarıldığımda sakinleştim ve gözlerimi açtım. Ona baktığımda senelerdir sarılmadığım kişi olduğunu fark ettim. Gözlerime bakarak beni daha çok sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Anahtarı buldum. Bekle."
Kapıyı göstererek girmem gerektiğini söyledi. Gözlerimdeki son yaşlarıda akıtıp yatağıma oturdum. Onu şaşkınlıkla izliyordum. Az önce yaptığı şey benim için çok önemliydi. Yanıma oturarak bana baktı. Herşeyi ona hıçkırıklarımla anlatmaya başladım. Joseph'in bana dediklerini kelimesi kelimesine söyledim.
"Çocuk sana aşık değil ve sen bunun için üzülüyor musun?"
"Hayır benim gibi hissetmiyor."
"Elisa o seni seviyor. Diğerleri gibi değildi. İntikam için onunla birlikte de değilsin. Ya da ben seviyorum diye... Anladın mı? Eskiyi bir daha kimseye yaşatma. Sana aşık olmasını istiyorsan sadece bekle."
"Eskiden yaptığım herşey için..."
Sözümü tamamlamadan yanımdan kalkıp yatağına yattı. Arkası dönük bir süre öyle durdu. Ondan özür dilemeyi bu zamana kadar düşünmediğim için pişmandım.
"Beth. Beni duyuyor musun? Uyudun mu?"
"Evet."
"Beth. Geçmişi unutup yeniden ikiz olsak."
"Kapa çeneni ve uyu."
"Beth."
"Ne var? İsmimi ezberliyormuş gibi konuşma!" Yüzüme bakıyordu ama çok sinirliydi. Günlerdir iyi davranan o olmuştu. Bende ona iyi davranmak istedim. Ona yakın olmak istedim.
"Ne var Elisa?"
"Beni duydun."
"Eğer ikiz olmak istemekten kastın yakın olmaksa..."
"Evet."
"Olmaz Elisa. Biz sadece ikiziz. Ve eskiyi unutamayız. Birbirimizi sevdiğimizi biliyorum. Ama ne zaman seni affedip iyi davransam aynı şeyleri yaşayacağız. Ve ben bunu istemiyorum."
"Senelerdir neden senden özür dilemedim bilmiyorum. Ama seni özledim Beth."
"Kapa çeneni ve buraya gel." Kollarını açmış beni çağırıyordu. Yatağımdan kalkıp onun yanına oturdum. Akan gözyaşlarımıza engel olamıyorduk. Ona sarıldığımda hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Kendisini yavaşça benden uzaklastığında ona sadece bakakaldım. O ise bana gülümseyerek yatağına yattı.
Sabah uyandığımda nedenini bilmediğim bir mutluluk vardı. Biliyordum Beth sayesindeydi. Koridordan gelen sesler rahatsız ediyordu. Kalkıp koridora çıktığımda Dakota ve Beth tartışıyorlardı. Beth beni görünce Dakota'ya bakıp sustular.
"Siz ne konusuyordunuz?"
Beth ve Dakota birbirlerine bakıp, oltayı kim atar diye düşünüyorlardı. İkiside çok suskundu. Kötü birşey olmuştu, bana söylemiyorlardı yada gizledikleri birşey vardı. Benim anlamadığımda ikisi ne zamandır böyle anlaşabilip birşeyi benden saklıyorlardı. En sonunda Beth bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Peki ben söylerim. Bu sabah Nicholas aradı ve Joseph'in tutuklandığını söyledi."
"Ne?"
"Korkulacak birşey yok eminim bir suçu yoktur."
Hazırlanmak için odama gittim. Dolabımı açtığımda gözlerimin dolduğunu fark etmiştim. Onu seviyordum. Bir sırrını açıklamıştı ve ayrılmıştım. Bana güveniyordu. Beth kollarımdan tutup kendisine döndördü.
"Ne oluyor Elisa?"
"Gitmeliyim!"
Beth'in ellerinden kurtulup hazırlanmaya devam ettim. Bir süre sonra çıkmak için hazırdım. Odadan çıktığımda karşımda Beth ve Dakota vardı. İçimde bir yanardağ vardı. Joseph'i merak ediyordum, onu görmeyi çok istiyordum. Etrafıma baktığımda takside olduğumuzu anladım. Aklım ondaydı ve ben kendimde değildim. En sonunda karakola gelmiştik. Dakota ve Beth'in gözleri bendeydi.
"Birşey biliyorsun!"
"Hayır Beth!"
Kapıda duran polise Joseph'i sordum. Eğer o hırsızı öldürdüğünü öğrenmiş olurlarsa seneler boyunca hapiste olabilirdi.
"Giremezsiniz."
"Nasıl giremezsiniz? Erkek arkadaşım tutuklanmış. Onu merak ediyorum görmem gerek! Anladın mı?"
"Giremezsiniz dedim."
Gözlerimden yaşlar hala akmaya devam ediyordu. Polise bağırıyordum ve içeri girmek için herşeyi yapabilirdim. Birden beni tutan birini hissettim. Beth kendisine doğru çekiyordu.
"Sakin ol. Nicholas'ı aradım ve içeride Joseph'in babası ile birlikteler. Şimdi buraya geliyor."
Bir anda sakinleşmiştim. Gözyaşlarım artık akmıyordu. Bir bank gördüm ve oraya gidip oturmayı denedim. Bir süre sonra Nicholas kapıdan çıkmış bana doğru gelip yanıma oturdu.
"Yarın sabah çıkıyor. Seninde burada olduğunu biliyor. Yurda gitmen gerek dinlenmen gerek Elisa. Bunları o söyledi."
"Onu görmek istiyorum."
"Sabah ilk işi yanına gelmek olcak. Bunu biliyorsun."
"Ona özür dilediğimi söyler misin?"
Nicholas onaylar anlamında başını sallamıstı. Rahatladığımı hissettim ve sabah onu görmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR İSİM İKİ İNSAN
Fanfictionİkiz kızların hikayesi... Ne kadar benzeselerde bir o kadar zıt kardeşler... Birbirlerinin yanında her zaman olmak isteyen ve bir kere de olsa sevdiğini söyleyemeyen ikizlerin hikayesi... Her zaman biri tercih edildi. Ama aslında öyle değildi... &qu...