7. Bölüm

21 2 0
                                    

Gece olduğunda uyumak istemiyordum. Sabah olacaktı ve Joseph'i görecektim. Bunun için çok sabırsızdım.

"Uyu artık Elisa."

Sabah kalktığımda son hatırladığım şey bunlardı. Üstümü değiştirip hemen hazırlanmak için yatağımdan kalktım. Nicholas ve Beth içeri girdiklerinde yüzlerinden ters giden bir şey olduğunu anlamıştım.

"Bugün davası var. Ve sanırım 15 yıl orada kalabilirmiş."

"NE!"

Nefes alış verişim hızlanmıştı. Gittikçe herşeyin zorlaşacagını bilmeliydim. Ayakta duracak halim yoktu, yatağıma oturdum.

"Hayır! Bu olamaz!"

"Sadece eşek şakasıydı. Seni bırakacağımı nasıl düşündün?"

Kapıya baktığımda karşımda Joseph duruyordu. Bir eşek şakası yapmışlardı ve bana pis pis gülüyordu. Az önce kalbimin yavaş yavaş attığını bilmiyordu tabi. Ama herşey düzelmişti. Gözyaşlarım onu gördüğüm için akıyordu. Ona doğru hızlıca koşup sımsıkı sarıldım. O kadar hızlı koştum ki bir iki adım geriye gitti. Sonra oda bana sımsıkı sarıldı. Ama aklımda sorular oluşuyordu.

"Nasıl çıktın?"

"Bak ya. "Ben seni özledim. Seni gördüğüme sevindim." gibi sözler beklerken duyduğum cümleye bak."

"Tabikide sevindim. Sarılmamdan anlamadın mı? sadece merak ediyorum."

"Babam beni orada sensiz bırakamazdı. Elisa seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum."

Bugünün hafta sonu olması çok iyi olmuştu. Hep birlikte kahvaltı yapıp gezebilirdik. Nich arabayı getireceğini söyleyip çıktı. Beth ve bende hazırlanıyorduk. Joseph ise beni kapıda bekliyordu. Tişörtümü giyerken onun sadece iki adım uzağımda olması çok hoşuma gitmişti. Onu gerçekten seviyordum. Ben aşık olmuştum. En çok uzak durmaya çalıştığım şeydi. Ama hiç olmadığım kadar mutluydum.

Beth hazır olduğunu söyleyip çıkıyordu. O çıkınca içeri Joseph girdi. Bana doğru yürüyordu ve ondan neden etkilendiğimi anlıyordum. Her kız bu bakışlardan etkilenirdi. Bana gülümsedi ve kollarını açıp bana sımsıkı sarıldı.

"Seni özledim."

Dudaklarından çıkan her kelime onun için çıkıyordu. Onunla mutluydum. Onsuz nasıl yaşardım bilmiyordum. Ögrenmeyi zaten asla istemezdim. Artık bende hazırdım. El ele tutuşup yurttan çıktık. Beth ve Nicholas arabada bizi bekliyorlardı. Arabaya bindigimizde herkesin yüzü gülüyordu.

Beth'in ağzından;

Mutlu olması gercekten hosuma gidiyordu. Ama sevdigimi sandıgım adamla olması canımı acıtıyordu. Buna alışkın olan bendim ve hersey güzel gidiyordu. Bunun bozulmasını istemezdim.

Nicholas durmadan bana bakıp aşkını ilan ediyordu. Ben ise ona sadece gülümsemeyle cevap veriyordum. Cafe'ye geldigimizde bir az olsa da rahatlamıstım. Dakota ve arkadaşlarıda oradaydı. Bu kız canımı gercekten çok sıkıyordu. Elisa onu görünce Joseph'in kulağına fısıldadı ve Dakota'nın yanına gitti.

Ben ise okulun en iyi arkadaşları ve en popüler çocuklarıyla yalnız basıma oturuyordum. Joseph ve Nicholas ben yokmuşum gibi kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Ama onları pek dinlemiyordum.

"Tabiki de gidiyoruz."

Elisa daha fazla dayanamayıp yanımıza geldi ve Joseph'i öperek yanına oturdu.

"Nereye gidiyorsunuz?"
"Vanessa'nın partisine bebegim."

Konustukları ve dinlemek istemedigim konu bir partiydi. Neden bize söylemeden hemen karar vermislerdi.

"Bu harika olur. "

Ne zamandan beri Elisa parti kızı olmustu. Gerçekten onunla biraz daha takılmaya devam edersem bir kavga çıkarabilirdim. Çünkü biz buna alışmıştık. Kendi adıma söylemem gerekiyorsa ben buna alıştım. Elisa ile asla iyi kardeş rolü yapamam. Bir an önce masadan kalkıp buradan uzaklasmalıydım.

"Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum. Sanırım ben gelmeyecegim."
"Beth sensiz olmaz."
"Ne zaman benimle bir partiye gittin Elisa? Şu en son ki ağlayarak çıktıgını saymazsak."
"Beth!"
"Ne oldu Nich? Bir anda onun koruyucusu mu oldun?"

Ayağa kalkmıstım. Elisa'ya son bir kez bakmak istedim. Ama bakmadım çünkü yüzünü tahmin edebiliyordum. Yavru bir kediden farkı yoktu. Cafe'den çıktığımda sinirli olduğumu anladım. Ama düşündüğümde sadece geçmişe sinirlendigimin farkindaydim. Biraz yürümeye ihtiyacım vardı. Arkamı dönüp baktığımda kimsenin olmayışına şaşırmıştım. Eğer Elisa olsaydım ikiside olurdu diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Yurda geldigimde bahçede arkası dönük biri vardı. Biri benim için gelmişti. Ona doğru gittigimde arkasını döndü.

"Joseph. Ben iyiyim."
"Seni içeride sanıyordum. Elisa'yı bekliyorum."
"Tabi ya. Sen Elisa'yı bekliyorsun."
"Evet. Sen nereden geliyorsun."
"Cafeden. Yürüyerek geldim."
"Yolda göremedik seni. Neyse partiye gelmiyor musun?"
"Hayır."
"Nich sana bakmak için kalkmıştı ama sonra seni görememiş geri geldi. Nereden geldin?"
"Uçtum Joseph. Tamam mı?"

Bu tabiki de doğru değildi. Sadece ona sinirlenmistim. Yanından hızlıca gecip yurda girdim. Odanın kapısını açıcakken Elisa açtı ve beni görünce sadece gülümsedi. Karsımdaki kişi bana benziyordu. Saçı hariç herşeyiyle bendi. Ve onu bu şekilde görünce bir kez daha içimdeki kinin nedenini anlamıştım.

İkimiz aynıydık ama o bir melekti. Herkese bir yıldız gibi gözüküyordu. Doğru kişiydi, her zaman dürüstdü. Benim tersime o her zaman seçilen Elisabeth'di.

BİR İSİM İKİ İNSAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin