4.BÖLÜM

695 49 14
                                    

☆Yorumlarınız gerçekten benim için çok değerli lütfen esirgemeyin😊

Karşımdaki kocaman adamı dikkatle süzercesine izliyordum.Üzerinde kolları
dirseklerine kadar kıvrılmış beyaz gömlek onun üstünde kahverengi bir yelek,kahverengi pantolonu ve siyah deri çizmeleri vardı .Ayriyeten kemerinde bulunan kılıç ve saat ona aristokrat bir hava katmış gibiydi.Hem bu dünyaya benziyor ,hemde hiç olmadiği kadar yabancı duruyordu .Özellikle masmavi gözleri ve kısa sarı saçlarıyla ben İngilizim diye bağırıyordu adeta .

O sırada kaşının sonunda elmacık kemiğine kadar inen yara izini fark ettim .Nasıl bir olay yaşamıştıda bu hale gelmişti yüzü ,büyuk ihtimal benim gibi masum insanları kaçırdığı için Tanrı o kusursuz yüzunde derin bir iz bırakmıştı.Ama o kusurlu dediğim iz bile kusursuzluğuna mükemmelliyet katmış gibiydi.

Hiç diğer korsanlara benzemiyordu açıkçası;
Düzgün bir beyfendi gibi giyinişi,temiz ve bakımlı olması en önemli etkenkerden birisiydi.Diğer gördügüm korsanlar aklıma gelince yüzümün buruşmasına ve burnumun kıvrılmasına engel olamıyordum ,bu adamın ne kadar farklı olduğunu kat be kat daha iyi anlıyordum.En azından onlar gibi pasaklı ve dişleri sarının her tonundan değildi.

Biryandanda tayfalara emir yağdırıyor,gemideki düzeni sağlıyordu. Gemide ileri geri giderek halatların bağlanmasını yelkenlerin rüzgarın narin ellerinde yönünü bulmasını sağlıyodu.Davranışları hırçın bir deniz gibiydi,bazen durgun bir haldeyken bazen de sarp ve dik kayalıklara vurar gibi önüne çıkanı ezip geçicek bir güce sahipti.Tanrım gerçekten adam o kadar cüsseliydiki herhangi bir sinir patlamasında insanı ezip geçecek bir devdi benim gözümde.

Derin bir iç çektim.Adamı bu kadar inceleyeceğime kurtulma planları yapmaya başlasaydım şimdiden Saint Martin Adasi'na varmış olucaktım. Aptal kafam adam gòz hapsine tutmuş yaklaşık 20 dakika gözü kırpmadan hafif meşrep bir sokak kadını gibi dikizlemiştim.

Kaptan Alex'e dönerek

"Şu hizmetçiyi kamaraya götür. Matmazel de benimkine yerleşecek."

Margaret itiraz etmeye fırsat dahi bulamadan alel acele iki korsan tarafından kaptanın emrettiği kamaraya götürülürken,kadıncağîz adamlardan kurtulabilmek icin can havliyle çırpındı, sağa sola tekme savurdu, ama bu güçlü kuvvetli adamlarla başa çıkmasına imkan dahi yoktu. Birdenbire içimi kaplayan mühiş bir korkuya kapılmıştı. Güvertenin korkulukların önüne gelip kendini denize atabilirdi.En mantıklı çözüm yolu gibi gözuküyordu .Ama bir adimı dahi atamadan adi korsan sanki içimden geçenleri okumus gibi.

"Böyle şeyler için daha çok gençsiniz, Matmazel"

Sözlerini ardından Kaptan kızı kolundan tutup kamarasına götürdü.Kamara küçük ama bir korsanin odasina göre şaşılacak derecede düzenli ve temizdi. Kaptan Karina'yı
uzunca bir masanin onundeki sandalyeye oturttu. Kocaman iki kadehi kırmızı şarapla doldurduktan sonra kadehlerden birini Karinaya verdi. Bu uzun masanın aynı zamanda çalışma masası olarak kullanıldığı anlaşılıyordu.Úzerinde farklı yerleri gösteren eski haritalar ,pergel ve pusula bulunmaktaydı.Karina bakışları masadan çekip kaptana bakmaya başladı.
Kaptan ise oturduğu sandalyenin arkalığına yaslanıp dikkatli dikkatli Karina'yı süzdü. Genç kız da erkeğin donuk mavi gozlerine baktı.Korsanın onu dikkatle incelemesinden tedirgin ve huzursuz olmuştu, yüzünün kızardığını hissetti.Yüzünün cayır cayır yandığını neredeyse emindi.

Düşüncelerini bölen Kaptanın , havadan sudan söz ediyormuş gibi umursamaz bir tavırka konuşması oldu.

"Tayfamdakiler başka bir gemide güzel bir kız gördüklerini söyledikleri fakat yüzündeki o kapkara lekeye rağmen güzelliğini nasıl keşfettiklerini anlayamadım."

KORSANIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin