Dünya'nın en büyük mucitleri arasına gireceğini düşünen dahi Tony Stark farklı boyuta geçebilmeyi sağlayan bir makina icat etmeye çalışırken evinin yakınındaki ormanda eski bir altın saat bulur. Saatin tılsımlı olduğunu anladığında bir parça olarak...
Medyadaki yine twilight'ın sevdiğim müziklerinden biridir.
***
Tony, Grant'ın yardımıyla pegasustan inerken onun yüzündeki endişeyi fark etti. "Ne oldu Grant?"
Grant bakışlarını ona çevirdi. "Anılarım tam yerinde değil ama sanki buraya daha önce gelmiştim. Suyun, dağların ve soğuğun hakim olduğu bu yer bana birşeyler çağrıştırdı."
Tony "Umarım kötü bir anı değildir. Eğer öyleyse içeride bulacağımız şey bizim için tehlikeli olacak."dedi.
Grant "Sen ne olur ne olmaz kıyafetinin içindekini iyi sakla. Unutma o benim için çok değerli. Orada hatırlamadığım anılarım var. Geçmişim senin ellerinde."dedi.
Tony "Merak etme. Onu koruyacağım."dedi.
Grant, Thor ile yan yana yürüyerek kapıya önce vardı. Tony'i, Bucky'e emanet edip onun yanından ayrılmamasını söylemişti.
Grant, Thor'a bir bakış atıp "Nazik bir giriş mi yapacağız, yoksa kapıyı kırıp girmeyi mi düşünüyorsun?"dedi.
Thor "Kapıyı kıramayız. Daha önce denedim. Nazikçe nasıl yapacağımı bilmiyorum. Ben sonuç olarak bir savaşçıyım."dedi.
Bucky, Tony'nin kulağına fısıldadı. "Kafa var ama içi boş."
Tony gülümsedi. Thor'un pek düşünemediğini o da fark etmişti. Plansız saldırmayı tercih eden birine benziyordu.
Bir anda kar yağmaya başlayınca hepsi yüzünü göğe doğru çevirdi. Birden bire kar yağması tuhaftı. Havada sanki birşeyler olacağına dair ipuçları vardı.
"Evimin önünde ne arıyorsunuz yabancılar?"
Bu sesi duyar duymaz herkes arkasını döndü ve mavi derili, kırmızı gözlü buz şeytanını gördüler. Buz şeytanları çok tehlikeliydi. Özellikle de kralları. Söz dinlemekte zorlanan, asi buz şeytanlarına sadece en güçlü olanları hükmedebilirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Grant arkadaşlarının arasından o kadar hızlı geçti ki bir kar tanesi yere düşmeden önce buz şeytanının önüne geldi. "Ben Grant..."
Buz şeytanı gülümsedi ve elini onun yanağına koyarak usulca okşadı. Bu Grant'ı şaşırtıpsusturmuştu.
