12. Bölüm

219 24 13
                                    

Sabah uyandığımda kafam çatlıyordu. Saçım başım dağılmıştı. Dün gece neler olmuştu hiçbir fikrim yoktu. İşe kıyafetlerimi çıkarıp duş almakla başladım. Duştan çıkınca daha iyi hissediyordum. Sıcak su iyi gelmişti. Bornozumu çıkartıp üstümü giydim. Birden hapşırmaya başladım. Fazla takmadan odadan çıktım. Deniz'e seslendim.

"Deniz, günaydın canım." ses gelmedi. Mutfak masasında bir not vardı. Elime aldım Deniz yazmıştı bunu. Notta: "Canım ablam, ablaların en güzeli; bir işim var o yüzden erken çıktım. Ama sana kahvaltı hazırlamayı unutmadım. Afiyet olsun!" içimden bir ses Deniz'in bir işler karıştırdığını söylüyordu.

Daha fazla kurcalamak istemiyordum. Tepsideki hazırlanmış kahvaltıyı aldım yanıma ve koltuğa oturup televivizyonun karşısına oturdum. Televizyonu açtım ve kahvaltımı yemeye koyuldum.

...

Kahvaltımı yapmış, koltuğa uzanmış film izliyordum. Keyfim zil sesiyle bölünmüştü. "Kim bu ya" diyerek kapıyı açtım. Karşımda Barış duruyordu. Niye gelmişti bu şimdi.

"Hayırdır niye geldin?"

Gülümsedi ve konuşmaya başladı, "Bir nasılsın deseydin bari o kadar kapına gelmişim. değil mi ama?"

Derin bir nefes aldım, "Nasılsınız Barış Bey? Umarım iyisinizdir. Bir de içeri geçin isterseniz tam olsun, he?"

"Olur, bana uyar." Burnumdan makas aldı ve gülümseyerek içeri girdi. Bu adam beni çıldırtacak bir gün gerçekten. Kapıyı hızla kapattım ve içeri girdim. Niye gelmişti bu ukala?

"Ee neden geldin sen?" güldü ve kafasını salladı.

"Dün gece olanlar için geldim." Kaşlarımı çattım. Dün gece ne yapmıştım ki ben? Sadece Barış'ı görüp daha fazla içmeye başladığımı hatırlıyorum ama sonrası yoktu.

"Ne? Ne oldu ki dün gece?"

Barış, Yaprak'ın dün gece hakkında bir şey hatırlamadığını anlayınca aklına çok güzel bir fikir gelmişti. Güldü sinsice ve devam etti, "Biz...dün gece birlikte olduk Yaprak."

Gözlerim kocaman olmuştu. "N-ne?" dedim sadece. Gerçekten öyle bir hata yapmış mıydım ben? "B-barış ne diyorsun sen?"

"Duydun işte Yaprak. Beraber-" sözünü bitirmesine izin vermedim. Uzaklaştım Barış'tan. Gözlerim dolmuştu. Kendimi çok...çok kötü hissediyordum.

Barış, Yaprak'ta bir sorun olduğunu anlamıştı. Neden böyle yapıyordu bir anda? Hemen doğruyu söylemeliydi. "Yaprak sakin ol. Öyle bir şey olmadı merak etme, şaka yapmak istemiştim sadece."

Ayağa kalkıp bana doğru gelen barış'a baktım. Şaka mı yapmıştı? Bu nasıl bir şakaydı? En büyük travmamı hatırlatacak bir şey söylemişti biraz önce ve sonrasında da şaka olduğunu söylemişti.

"Ne söylediğinin farkında mısın sen?!" omzuna vurmuştum.

"Yaprak sakin ol. Sadece bir şakaydı. Neden bu kadar büyüttün?"

"Sen iğrenç bir insansın! S-sen benim küçükken yaşadığım şeyi hatırlattın..."

"Ne diyorsun Yaprak, anlayamıyorum."

"Anlamanı beklemiyordum zaten." yere oturdum yavaşça, dizlerimi kendime doğru çektim. Aklıma olanlar gelmişti. Gözümde canlanmıştı ve bu durum ağlamamı sağlamıştı.

Barış olanları anlamaya çalışıyordu. Ne yaşamıştı Yaprak? Bu şu an en çok merak ettiği şeydi. Korkutmadan, yavaşça Yaprak'ın yanına çöktü. Yüzünü görmek için saçını kulağının arkasına yerleştirdi incitmeden. Biraz sakinleşmesini bekledi ve sonrasında sordu, "Yaprak, ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. İstemeden bir şey dedim, özür dilerim. Derdini anlatmak ister misin?"

Birkaç saniye ses gelmedi Yaprak'tan. Sonrasında ise konuşmaya başladı. "Gerçekten bilmek istediğine emin misin?" dedi yaşlı gözleriyle Barış'a bakarak. Barış  yutkundu ve cevap verdi, "Evet...evet eminim."








SELAAMM! Yeni bölümle geldim! :)) Nasılsınız bakalım kuşlarr?

Umarım yeni bölümü seversiniz. Bölüm hakkında düşüncelerinizi yazabilirsiniz. Sizce Yaprak ne yaşamış olabilir?

(Çok heyecanlı bir yerde bırakmışım ama meraklanın istedim bu sefer ckhdhbcdjh) Sizleri seviyorumm ve çok öpüyorum <3

Karanlık Dolu GecelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin