- -Nasıl yani sen ölmemiş miydin?
- -Evrim ne saçmalıyorsun kızım ya beni öldürecek kadar iyi seviştiğini düşünmüyorsun herhalde
-Ama ben, ben seni öldürdüm yani öldürmüş olmalıyım duvardaki kan lekeri onlar senin değil mi? Derken Buğra’yı kenara itip yatak odasına yönelmişti bile.
Yine tüm acıyan içtenğiyle ‘Allah kahretsin’ dedi. Buğra arkadaşımız iç mimarlık okuyordu evinin havasından sıkılmış olacak ki duvarlarına kan lekelerini andıran kırmızı boyayla kaplamıştı. Anlayacağınız güzel kızımızın akşamdan kalma zihni ona bir tür cinayet senaryosu yazdırmıştı. Buğra’nın yüzüne bakmadan çıkıp gitti. Dolmuş beklediği yerde durup kendi kendine nasıl böyle saçma bir yargıya vardığını düşünürken son parasınıda iç mimar bozuntusunun evine gelirken dolmuşa verdiğini düşündü. ‘Hadi bakalım Evrim Hanım tabana kuvvet doğru bankamatiğe’ dedi. Bu cinayet senaryosu aklını dağıtmaya yetmişti. Artık karın üstünden kaymadan nasıl yürüyeceğini bile düşünmeye başlamıştı.
Birden buzun üstünde kayıp düştü. Kalçası baya acımıştı doğrusu ama hemen bunu unutup etrafında kimse gördü mü acaba diye bakınırken bunun sadece kaderin bir oyunu olduğunu fark etti. Çünkü hemen sağında Buğra’yla ilk tanıştığı kafe duruyordu. Aynı zamanda eski sevgilisinden ayrıldığı kafeydi burası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimi Aynalarda Ararken
Teen FictionHikayemizin ana karakteri Evrim`in hayatin aynalari arasinda akip giden yasami ve bir sure sonra bizi cikmaza iten olaylar diziniyle ilk bakista klasik gozuken daha sonra ise yok artik dedirtecek bir hikayeyle basliyoruz...