✨15✨

137 10 11
                                    

Baybars Tütün

Aktan resepsiyondaki görevlilerle konuşurken ben dışarıdaki bahçeye göre küçük olsa dahi bana büyük gelen otelin girişinde oturup Aktan'ı beklemeye başladım. Aktan sonunda yanıma geldiğinde sıkıldığımı belli eden gözlerimi ona doğru çevirdim. Telefonumu bana doğru uzattığını görünce hemen telefonumu aldım.

"Şu arkadaşlarından mı birinden kimliğinin fotoğrafını iste."

Telefonumu cebime atıp cüzdanımı çıkardım ve kimliğimi Aktan'a doğru uzattım.

"Tamam o zaman telefonu geri ver."

"Yoo o nerden çıktı? Abartma bir şeyi bence. Zaten zorla getirdin bir de telefonumu alıyorsun."

"Zorla getirdim ama bugün Eddy ile konuşurken hiç zorla gelmiş gibi değildin."

"Sen konuşmuyorsun diye insanlar da öyle değil. Benimle konuşan kişiyle ben de konuşurum. Senin aksine insanlar pozitif enerji yayabiliyor etrafına."

Boş gözlerini bedenimden çekip tekrardan resepsiyona doğru ilerledi. İşlemleri hallettiğinde eliyle beni çağırıyordu. Oflayıp oturduğum koltuktan kalktım ve biraz hızlı adımlarla yanına gittim. Artık uyumak istiyordum.

"Kartı al çık sen. 12. katta oda. Kaybolma sakın bir de seni aramayayım boş boş. Odada bavullar var pembe bavul senin. İçinden ne istersen al. Arabayla gelirken hazırlattım merak etme hepsi bedenine uygun."

Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecektim ki kartı elime tutuşturup dışarı ilerledi. Bu adam benim bedenimi mi inceliyordu? Üstelik bilerek pembe bavul aldırdığına yemin edebilirdim. Sırf ben sinirleneyim diye yapıyordu. İç çekerek asansöre doğru ilerlerken omuzumda hissettiğim ağırlıkla hemen yana baktım. Eddy bana gülümseyerek bakarken ben biraz garipsemiş şekilde ona baktım.

"Siz de mi burada kalacaksınız?"

"Siz burda mı kalıyordunuz? Biz biraz otel aradık da Aktan en çok burayı beğendi. Yok neymiş golf oynayacakmışmış."

Gülüp asansörün düğmesine bastım.

"Bizimkiler de öyle ya. Neyse en azından seninle eğleniriz. Sonuçta en az 6 gün buradasınız."

"En az 6 gün mü? O nerden çıktı?"

"Aktan sana söylemedi mi? Bu otel en az 6 gün kabul ediyor. Yani 1-2 gün kalmana izin vermiyor."

Sinirle soludum ve sıkıntılı bir nefes verip sakin kalmaya çalıştım. Eddy bunu anlamış olacaktı ki hemen söze atladı.

"Eğer yorgun değilsen konsere gidelim mi? Nerdeyse her gece oluyor ve eğlenebiliriz."

Tam çok yorgun olduğumu ve odama çıkmak istediğimi söyleyecektim ki aklıma gelen fikirle duraksadım. Benden habersiz süreyi uzun tutmayı bilen Aktan Çirlet koca otelde beni aramasını da bilirdi herhalde.

"Biraz yorgunum ama konsere hayır diyebileceğimi hiç sanmıyorum."

"O zaman ileri!"

•••

"Ah çok güzeldi! Kesinlikle yarın da gelmeliyiz. Tabii sen Aktan'la vakit geçirmeyeceksen."

Hala arkadan müzik sesi gelirken dediklerini zar zor seçip kafamı salladım.

"Eğer ki müsait olursam mutlaka seni ararım. Bu arada biraz kumda mı gezsek? Deniz sesi beni rahatlatıyor da."

"Tabii gezelim. O sırada da sana sorular sor-"

"BAYBARS!"

Duyduğum yüksek sesle irkildim. Arkadan gelen sese rağmen çokça yüksekti ve herkes bize dönmüştü. Hızlı adımlarla bize doğru gelen Aktan'ı görünce fark etmeden biraz Eddy'nin arkasına doğru kaymıştım. Kolumdan kavrayıp beni kendine doğru çektiğinde kolumu Aktan'dan kurtarmaya çalıştım ama olmuyordu.

"Nerdesin sen bir saattir seni arıyorum? Odaya çıkıp dinlenecektin hani sen? Ne işin var senin burada?"

Eddy araya girip Aktan'ın görüş alanına girdiğinde kolumdaki eli biraz gevşemişti. Bunu fırsat bilip hemen kolumu ondan kurtardım.

"Aktan onun bir suçu yok. Ben davet ettim. Yorgun olduğunu ve odaya çıkmak istediğini söyledi ama ben ısrarcı oldum."

Beni bu vahşi hayvandan kurtarmak için yalan söylüyordu. Yorgun olduğumu söylemiştim evet ama gelmeyi ben kabul etmiştim. Israr falan da etmemişti aslında.

"Eddy bir dakika. Sadece odanın kaçıncı katta olduğunu söyleyip çektin gittin. Ben sana odaya gideceğim dememiştim sen odaya git ve dinlen dedin. Benim fikrimi sormamıştım. Bu yüzden beni suçlamaya hakkın yok."

Alnını ovup sakinleşmeye çalışırken daha nazik bir şekilde elimi kavradı ve Eddy'e döndü.

"Biz artık odamıza gidelim. İyi geceler."

Benim bir şey söylememe fırsat vermeden otelin içine doğru ilerlerken bir yandan da söyleniyordu. Söylenmelerini duymamazlıktan gelip sadece sessiz bir şekilde ilerledim. Bir süre sonra odaya geldiğimizde hemen elini bırakıp bavula ilerledim. Bavulu karıştırırken hala söylenen Aktan'a göz devirdim. Sonunda bir pijama bulduğumda tuvalete gidip üstümdekileri çıkartıp onu giydim ve tuvaletten çıkıp etrafa bakındım. Yatak o an dikkatimi çekmişti.

"Bu yatak neden çift kişilik? Burada sadece sen mi yatacaksın?"

"Hayır 2 oda almadım."

"O kadar zenginsin ama sen 'top' olarak adlandırdığın biriyle kalmayı mı tercih ediyorsun?"

Dediğim şeyle afallamış olacak ki boğazını temizleyip kapıya doğru ilerledi.

"Burada sen kal ben de yan odayı halledip geçerim. İyi geceler küçük fare."

"İyi geceler vahşi hayvan."

Sonunu fısıldayarak söylerken yatağa atladım ve gözlerimi kapattım.

"Sonda ne dedin?"

"Kapıyı kapatmayı unutma dedim. Hadi git artık uyuyacağım."

Kapının kapanma sesini duyduğumda rahat bir nefes verip kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Merhabaaaaaaa. Umarım güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorsunuzdur. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Unutursanız da canınız sağ olsun.

MANKEN//BxB(GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin