07| "iki hafta önce o söğüt ağacını kestiler."

505 80 122
                                    

Yavaş yavaş aşağı inen gözyaşları beyaz inci tanelerini anımsatıyordu.


Başlamıştı yağmur, yavaştı ama... Henüz kendine yalan söyleyebileceği kadar hızlı sayılmazdı.

Yeni yeni, yavaşça başlamış yağmurun tatlı toprak ve nem kokusu burnuna geliyordu.

Düğümlenen boğazı belki çözülür umuduyla öksürdü. Nefes almasını kolaylaştırmamıştı.

Hem de hiç.

Bir erkek bu kadar ağlar mıydı? Erkek adam ağlamaz derlerdi ya... Zırvalıktı. Erkek adam ağlamaz derlerdi çünkü yanında güçlü durması gereken sevdikleri olan erkekler vardır.

Ama Harry onlardan değildi.

Başını dikkatini dağıtmak iki yana sallarken derin bir nefes aldı. Cebinden bir kağıt parçası daha çıkardı.

Sadece kağıt parçası değildi onlar, ufak olmalarına rağmen hayatının en değerli dakikalarını içinde saklayan sihirli bahçelerdi... Onlar olmasaydı Harry nasıl ayakta kalabilirdi bilmiyordu.

"Beklenmedik yerlerden aniden çıkma gibi bir huyun var." dedi Harry burnunu çekerken. "Galiba bu huyun, o gün ilk defa işime gelmişti..."

"O gün, sen olmasaydın sıradan bir gün olabilirdi." Fotoğrafa bakarken mırıldandı. "Ama sen, o günü hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım bir gün olarak bana armağan ettin..."

🍀

24 Nisan 2000

Bazı ilkbahar günleri vardır bilir misiniz? Hani tatlı bir güneş açar, beyaz bulutlardan tek bir iz bile olmaz ve hava olağan dışı sıcaktır. Öyle ki üzerinize giydiğiniz kıyafetler boğucu gelmeye başlar ve kendinizi sıcak bir yaz gününde zannedersiniz.

Ama bu sıcaklığın uzun süre devam etmeyeceği bellidir. Yine de hava öyle güzeldir ki bir hafta sonra bir başka bahar gününde havanın gri bulutlarla kaplanıp yağmur yağacağına inanmak güçtür.

Ginny Weasley tam böyle bir bahar gününde hava almak için üniversite bahçesine adımını atmıştı.

Bir öğle paydosuydu, derslerden bunalan birçok öğrenci hunharca yemek yemek için kendini dışarı atmıştı bile. Bu nedenle okulda neredeyse hiç kimse yoktu. Çeşitli yemyeşil ağaçlarla dolu üniversite bahçesi o gün o kadar boştu ki.

Bu da onu, ağaçların neredeyse en sık olduğu bölgede, en sevdiği ağaç olan yaşlı salkım söğüdün altında, açık havada roman okumaya itmişti.

Kocaman bir ağaçtı bu, çok geniş bir gövdesi ve Ginny'nin sığabileceği kadar büyük bir kovuğu vardı. Belki de bundan dolayı bu ağaca sempati duyardı.

Oraya sempati duyan tek kişi Ginny değildi ne yazık ki. Kampüsün neredeyse tamamı oraya sempati duyuyordu. Ders aralarında hava almak için oraya gelen insanların arasında mutlaka ellerinde gitarla dolaşanlar da olurdu ve bir klasik olarak, etrafına kızları toplayıp zamanın güncel şarkılarından birini çalarlardı.

pieces of the memories | hinnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin