16 gün oldu...
5 gün sonra 2.yılımızdı...
Ve ben hala o gün geleceğine inanıyordum.
Arama çalışmaları devam ediyordu. Ama hiç bir iz yoktu. Çağrı her arama çalışmasına katılıyor bize bilgi veriyordu. Ben katılacak gücü bulamıyordum kendimde. O gün galataya gittikten sonra anılarım iyice kafamı yiyip bitirmeye başladı. İmge'yi bile okula İrem bırakıyordu.
Baransız nefes alamıyordum.
Ben Baransız yaşayamıyordum.
Bugün hava almak için İmge'yi almaya ben gidecektim. Üstümü değiştirdim ve aşağı indim.
İrem:Kuzum, emin misin ben alayım istersen?
Gökçe:Hava almaya ihtiyacım var.
İrem beni anlıyordu. Ailem anlamıyordu ama İrem anlıyordu. Bu yüzden üstüme gitmedi.
Okula doğru yavaş yavaş gitmeye başladım.
Okulun önüne geldiğimde çocuklar yeni yeni çıkmaya başlamışlardı. Her zaman beklediğim yerde İmge'yi beklemeye başladım.
Tüm çocuklar çıkmıştı ama İmge yoktu. O sırada okuldan çıkan Öğretmenini gördüm.
Gökçe :Merhaba, İmge okulda mı çıkışta göremedim de
Öğretmen :İmge'yi az önce biri arka kapıdan götürdü, siz değilmiydiniz?
Şok olmuştum. Babası gelmişti büyük ihtimal. Hayır hayır birini daha kaybedemezdim Baran'a verdiğim sözü tutmak zorundaydım.Öğretmene bile cevap vermeden koşmaya başladım .
İrem'i aramak aklıma gelmişti ama irem Çağrıya söylerdi onların benim yüzümden tehlikeye girmesini göze alamazdım. Gidip kendim halledecektim.
Büyük ihtimal o kıt beyinli babası evlerine götürmüştü. Hızlı bir şekilde hatta koşarak gitmiştim oraya. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ama bir şekilde İmge'yi bırakmasını gerekirse beni almasını söyleyecektim. Kapı aralıktı ve İmge'nin bağırışlarını duyuyordum. Bunu duymak beni daha fazla sinir etti ve merdivenleri koşarak çıktım.
Odaya girdiğimde İmge'yi sandalyeye bağlamıştı. Ve yüzünde parmak izleri vardı. İmge beni gördüğünde yüzü umutla doldu. O umut'u boşa çıkarmayacaktım. Onu kurtaracaktım. Canım pahasına dahi olsa...
Aykut(babası) : aaa kimler varmış burda.
Gökçe:Bir adet şerefsiz ve iki adet masum kız.
Aykut:hahah espride mi yaparmış minik kız?
Gökçe:Minik kız diyen o ağzını...
Aykut:Noldu Baranın kaçtı mı senden, seni hiç sevmiyordu zaten.
Gökçe :Laflarınla ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama İmge'yi bırak.
Aykut:Emredersin minik kız başka isteğin?
Gökçe :Artık rahat bırak birde bizi.
Aykut bu dediğimden sonra üstüme yürüdü.
Aykut:Minicik boyunla gelmiş bana karşılık veriyor hahahah
Gökçe :Boyum minicik olabilir beynim minik değil en azından. Ya da pardon beynim 'var' en azından.
Aykut:Çok kaşınıyorsun sen bak
Gökçe:İmge'yi bırak bana napacaksan yap.
Aykut:hahahahha o gerizekalı kız benim karımı öldürdü.
Gökçe: Olmayan beynin algılamıyor ama o kız hiç bir şey yapmadı onu bırak bana napacaksan yap.
Bu fikir aklına yatmış olmalıydı ki İmge'yi çözmeye başlamıştı.
Ben nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Galiba İrem ve Çağrıyı çağırmak zorundaydım. O İmge'yi çözerken telefondan iremi aradım.
Gökçe:İmge sen hemen eve gidiyorsun
Diye bağırdım İremin beni duyup anlaması lazımdı.
Aykut:O da benle kalıyor.
İlk defa bir işe yaratmıştı dediği şeyler. İrem burdan anlardı ve kurtarırdı beni. İmge tam çıkacakken ona sarıldım. Sarılmamın amacı telefonu ona vermekti. Başına başka bir şey gelsin istemiyordum.
Telefonu İmge'ye verdim ve İmge'yi koşarak gönderdim.
Bundan sonra napacaktım bilmiyordum