Papatya

998 97 48
                                    

Büyük olan elindeki papatyaları okşadı, yabancı çocuk onu bir hayli etkilemişti, gözlerini kapattığı an kanayan yaralarını görüyordu,içi acıyordu, kalbi acımıştı, onun canı yandığında alışmışlık hissi ile gözyaşı bile dökmeyişi gözleri önünden gitmiyordu.

Bembeyaz kesiklerle dolu vücudu geldi gözleri önüne,yeniden yutkundu ve bir kez daha yutkundu, farkında olmadan gözlerinden bir kaç damla yaş düştü, adını bile bilmediği çocuk için gözyaşı döküyordu.

Sabahın ilk ışıkları yeryüzünü aydınlatana kadar sessizce gözyaşı dökmüştü  çocuk için,zira sesi çıkarsa babası en ufak seste uyandığı uykusundan,onu sabahın en erken saatinde uyandıran Jimin için bir hayli ağır cezalar verirdi.

Şimdi gerçekten sabah olmuştu ve bahçede bir kaç tıkırtı duydu Jimin, odasının camına yaklaştı ve bahçeye baktı,sabahlara kadar gözyaşı döktüğü o beyaz tenli çocuğu gördüğü an gözleri parlamıştı yine Elma Ağacı'nın altındaydı ve bir elmaya ulaşmaya çalışıyordu.

Jjmin bir hayli şaşkındı ve biraz da kızgındı babası uyanırsa o siniri ile küçüğü hastanelik bile edebilirdi ve bir yabancının her gün bahçelerine izinsiz girmesi haklı olarak kızdırıyordu onu

Kendini evin kapısını sessizce açarken buldu ve küçüğün yanına gitti
"Hey" dedi Jimin "yine mi sen?'
Küçük yutkundu ve Jimin'e döndü
"Özür dilerim bayım ama yine ben"

Jimin güldü elmayı onun için aldı ve avuçlarına bıraktı "buraya izinsiz girmemelisin" "Biliyorum bayım" dedi küçük olan "Ama çok acıktım",çaresiz görünüyor küçük olan fazlasıyla çaresiz.

"Nerede yaşıyorsun" dedi büyük olan küçük olanın gözünden bir damla yaş düşmüş ve dudakları titremişti sesi de dudakları gibi titrek bir şekilde çıkmıştı "Sokakta yaşıyorum" Jimin yutkundu "Ailen nerede?" küçük olan başını eydi büyük ise çenesini tutup başını kaldırdı "Ailen nerede?" sorusunu yineledi,

Küçük olan hıçkırdı,şimdi gerçekten ağlıyordu Jimin kalbinin çok acıdığını hissetti, küçüğü ağlayınca sanki canından can gitmiş gibi hissetmişti, büyük olan "tamam" dedi "anlatmak zorunda değilsin lütfen ağlama" gözlerini sildi küçüğün ve onunla birlikte salıncağa oturdu, küçük olan ürkekçe elmasından bir kaç küçük ısırık aldı, zira dişleri de küçücüktü istese de büyük ısırıklar alamazdı.

Dondurmayı da ısırarak yiyemezdi hep özenmişti öyle yiyebilenlere,
"Babam öldü annem de dayanamayıp  hıçkırdı kardeşlerime hamileyken intihar etti onlar da annemle birlikte öldüler,ailemsiz büyüdüm.

"peki evin" dedi Jimin "eviniz yok muydu?" yutkundu küçük olan "babamın borçları yüzünden onu da aldılar" Jimin başını salladı içinin bir kez daha acıdığını hissetti.

"Ve çok acıktığında elma almaya buraya mı geliyorsun?" küçük olan başını eydi "özür dilerim bayım ama başka bahçelerin yakınına gidince korkunç polis amcaları arıyorlar" "ve sen de bu yüzden bizim bahçemize mi giriyorsun?" "özür dilerim" dedi küçük olan ve yeniden gözyaşı döktü.

Büyük olan ise yutkundu ve konuşmaya başladı "küçüğüm tabiki istediğin kadar yiyebilirsin istersen sana yemek de verebilirim" küçük olan başını hayır anlamında iki yana salladı. "size yük olmak istemem bayım sadece bir elma yememe izin verin lütfen".

"Bana yük değilsin küçüğüm, sana her gün bu saatte bir tabak yemek bırakacağım, sen ise gelecek elman ile yemeğini alacaksın ve babama yakalanmadan çıkacaksın,çünkü o çok sinirlidir sana tahmin edemeyeceğin kadar kötü şeyler yapabilir." küçük olan korkuyla titremiş ve başını sallamıştı "teşekkür ederim bayım çok teşekkür ederim."

Büyük olan ise elinde tuttuğu bir kaç dal papatyayı küçük olanın avuçlarına bırakmıştı,"bu dünya senin için fazlasıyla çirkin küçüğüm" avuçlarını öptü küçüğü ise büyüğüne parlak gözler ile baktı ve yanağına minik bir öpücük bıraktı.

O gece büyük olan küçüğüne ismini sormayı unuttuğu için çok pişmandı. Küçük olan ise karnı doyacağı için bir hayli mutlu ve yarının bir an önce olması için heyecanlıydı.

Te Molla✵YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin