Gözlerin gözlerimi buluyor ve dudakların kıvrılıyor.
O beyaz karlar içinde öyle güzelsin ki sana bakmaktan alıkoyamıyorum kendimi.Ancak iki yıl pek de iyi gelmemiş sana, büyümüşsün ama sayılır mı ki bu büyümek, boyun hala aynı kalmış, miniksin, benim küçüğümsün hala.
Bedenin aynı ilk gördüğüm andaki gibi zayıf,ancak öyle güzelleşmiş ki kıvrımların ortaya çıkmış ve bu sana ayrı bir hava katmış,hep güzeldin küçüğüm, hep de güzel olacaksın emin ol.
Yanına geliyorum ve gözlerin tekrar gözlerimi buluyor etrafımızda kimse yok, yargılayan bakışlar, iğrenç sözler.
Hiçbiri yok. Sadece sen, ben ve semayı aydınlatan güneşin yavaş yavaş erittiği karlar.
Başında bir bere var ama ağzını kapatan bir atkı yok. Dudakların ve yanakların kızarmış,çok şirin görünüyorsun. Ancak seni gördüğüm an gözlerim doluyor yeniden, bunca yıl nasıl senden ayrı kaldım ben?
Benden farksız değilsin, ikimizde gözyaşları ile yanaklarımızı ıslatırken soğuktan kızarmış ellerine bir eldiven dahi geciremediğine ağlıyorum bir de, öyle narinsin ki burnun neredeyse kırmızıya dönecek.
Kendi atkımı boynuna geçiriyor ve alnından öpüyorum seni. Gülümsüyorsun,gülüşüne aşık oluyorum şimdi de tıpkı sana olduğum gibi, kalbim hızlanıyor karnımda kelebekler uçuşuyor her mimiğine.
Karla kaplı banka örtü sermişşin, oturuyoruz ancak içimde ki cesaret sanki seni görünce solup gitmiş gibi öyle çekiniyorum ki seni incitmekten ancak biliyorum adım atmalıyım,sen çekinirsin eh pek de atılgan değilsin küçüğüm utanırsın.
Bir adım daha;
"Seni beklerken her gün öldüm ben"
Gülüşün soluyor tekrar doluyor gözlerin, dudaklarım arasından nasıl çıktı bu kelimeler bilmem ancak, bildiğim tek şey şuan içimde ne varsa sana açmak ve bu yükten kurtulma isteğim.Dudaklarını aralıyorsun
"Nasıl cesur olurum?
Düşmekten korkarken nasıl severim"Büyük olan küçüğünün yanağına avcunu yasladı ve baş parmağı ile dudaklarını okşadı. Ona masum masum gözlerle bakan Yoon, öyle güzeldi ki elinde olsa saatlerce öper yine de doyamazdı onu sevmeye.
Ama küçüğünün korkuyor oluşu Jimin'in içine kötü bir his bırakmıştı,sanki bunca zaman ayrı kaldıkları yetmezmiş gibi yine giderse diye korkmadan edememiş o gitmezse ya zalim babam bizi ayırırsa düşüncesi de cabası olmuştu.
Küçük yoon tekrar araladı ince dudaklarını ve öyle bir cümle söyledi ki o şüphe uçup gitti yerini kalbi eritecek bir mutluluğa bıraktı.
"Sana çok kırıldım,ancak sana öyle çok aşık oldum ki söylediğin sözler ağırlığını yitirdi, canımı yakan düşünceler yerine zihnimin ücralarında kalan;
Bana kaçamak sandığın derin bakışların,güzel gülüşün kaldı ve iki yılın sonunda kendimden emin olduğum an sana yazdım perşömen kağıdı arasına sıkıştırdığım papatya vardı ya hani işte o benim kalbim, yıpransa dahi çiçekler açmaya devam edecek sana yeter ki onu sev.""Senin yanında olmayı,senin beni sevişini, saçlarımı okşayışını, gülüşünü kalbini,evim olan koynunu,öyle çok istedim ki o yüzden şimdi buradayım, yanında."
"Senin kolların arasında olmak tüm şüphelerimi götürse dahi korkuyorum,babandan,ailenden, yeniden,yeniden aynı şeyler yaşamaktan, çok korkuyorum.
Beni anlıyorsun değil mi?""Papatyam,korkma küçüğüm seni incitmelerine bir daha izin veririm mi sanıyorsun?"
"Seni incitir miyim bir kez daha?"
"Ağlatır mıyım yeniden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Te Molla✵Yoonmin
Fanfiction-Tamamlandı🍎- "Elma ağacının altında mısın Yoongi'm?" [Ukegi/sememin]🧸 020820 #Hayrankurgu 96🎖️ #Edebiyat 54🎖️ #Papatya 10 🌼 #Ukeyoongi 3🦋