9.Bölüm: EVİN ZİMAN TUNE ( AŞKIN DİLİ YOKTUR.)

16 1 0
                                    


9. BÖLÜM: EVİN ZİMAN TUNE (AŞKIN DİLİ YOKTUR.)

Azad, hayal âleminde yaşadığı anı yaşarken birden yanına Areksiya gelir.

Areksiya;

"Azad, merhaba ben seni yukarıda görünce hemen yanına gelmek istedim. Nasılsın görüşmeyeli." Diye sordu.

Azad yaşadıklarına inanmakta zorlanıyordu çünkü yıllarca yolunu beklediği imkânsız aşkı Areksiya hiç ummadığı anda karşısına çıkmış ve hatta şuan onun nefesini hissediyordu.

Azad heyecanla Areksiya'ya dönerken yaşadıklarından dolayı bir yandan da gözlerinden akan yaşları gizleyerek Areksiya'ya cevap vermeye çalıştı.

Azad;

"Merhaba, hoş geldin."

Areksiya, Azad'ın heyecanını ve mutluluğunu hissetmişti. Aynı duyguları oda yaşıyordu. Yıllarca birbirlerini göremeden geçiren bu iki âşık adeta zamanın ve hayatın durmasını istercesine birbirlerine sessizce dakikalarca baktılar.

Aradan gecen yılların hasretiyle birbirlerine bakan bu âşıkların dilleri susup gözleri konuşurken tam o sırada Areksiya'nın arkasından bir ses böler bu sessiz aşk çığlığını.

Areksiya'nın babası Sarkisyan kızına seslenip yanına gelmesini söylüyordu.

Areksiya babasının sesi ile kendine gelerek Azad'a "gitmem gerek babam çağırıyor" dedikten sonra Azad'ın ona masum bakışları arasında kayboldu.

Azad ise yaşamış olduğu bu dakikaların hiç bitmesini istemiyordu fakat aynı zamanda mutluluktan aklını yitirecek kadar da heyecan içinde ne yapacağını bilemiyordu. Yıllardır yolunu beklediği imkânsız aşkı Areksiya bunca yıl sonra dönmüştü bu onun için hayal bile edemeyeceği kadar güzel bir şeydi.

Azad artık aşkının dönmesi üzerine kendini toparlamaya karar verdi.

Evine gelen Azad, hemen yaşadığı yoğun duyguları yüreğinden kâğıt sayfalarına dökmeye başlar.

Azat, yaşadığı aşkının ona vermiş olduğu o yoğun duyguları sayfalara yazıp durdu. Ve her bir kelam onun aşkını ölümsüzleştirdi. Yazmış olduğu tüm nesirleri gizli aşkı olan Areksiya'ya armağan ediyordu. Genç yaşta bu denli yazma yeteneğine sahip olmasının sebebi ise yaşadığı imkânsız aşkı kimseye anlatamamasıydı çünkü o devrin en kabul edilemez durumlarından biri Müslüman bir kişinin gayrimüslim biriyle evlenmesiydi. Bu iki kültür ve din sahibi kişiler genelde kendi dinlerinden olan kişilerle evlenirler asla farklı bir dinden olanlar evlenmezdi. Dönemin en ağır törelerine sahip Kürtler, asla farklı dine mensup kişileri kabul etmiyor hatta o kişilerle zorunluluk dışında bir araya bile gelmiyorlar. Bunlara rağmen birbirini seven farklı dinlere sahip kişiler bu aşklarından vazgeçiyorlardı.

Azad ise bunları bilmesine rağmen yıllarca o ilk çan sesi ile görüp âşık olduğu Areksiya'yı sevmekten hiç vazgeçmedi. Areksiya ise aynı şekilde Azad'a büyük aşk ile hayranlık duyuyordu lakin bu imkânsız aşkın kurbanı olmamak adına hiçbir zaman Azad'a yaklaşamamıştır. Aynı şekilde aşkından yanan Azad da aşkını herkesten gizlemiştir. Onu bir tek içini döktüğü şiirleri rahatlatıyor. Azad, Areksiya'nın dönüşü ile muhteşem bir şiir yazar ve bu yaşadığı günün sonunda rabbine dualar ederek, imkânsız aşkına kavuşmuşçasına cennet bahçelerinde olduğu bir uykuya dalar.

Tu ve dinyayedi sebebamıni  – Sen bu dünyada sebebimsin

Be te nabe delalamın  -Sensiz olmuyor değerlim

Dilimin Bi Kuli xemme  – Gönlüm yarali ve kederli

Te rıhemı jimin ıstand  – Sen ruhumu aldın benden

Navete dileminda  – İsmin kalbimde

Rehinya çavemin   -Gözümün nuru

Dilbirinam  -Gönül yaram

Birinamın  -Yaram

SURP GİRAGORS KİLİSESİNDE ÇALAN ÇANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin