Bölüm 1

28 4 4
                                    


Ben sadece normallik ister, fazlasıyla aksiyondan kaçınır, her yerde suskunluğumu korur, psikologlarımdan ve bana karşı tehtid oluşturan kişilerden saklanırdım küçükken. Küçüklüklüğümden bu yana bu isteklerim değişmedi. Ama istemekle değil yapmakla olduğu için fazlasıyla hayal kırıklığı yaşarım.

Hayat mı? Hayır bana karşı oldukça garip bir şekilde yaşama şansı veriyor. Pek detaylara girmeme gerek yok, ben Işıl Akyel. 17 yaşında ve Lise 2'ye gidiyorum. Küçüklüğüm fazlasıyla kötü geçti ki, şaşırtıcı değil şuanda da pek iyi sayılmam. Çocukluğumda olan ailem yüzünden fazla içe kapanık biri oldum ve inanılcak gibi değil ama aklımı kaybediyorda olabilirim. Küçükken benim sinirlenmeme veya ağlamama izin verilmezdi. Ama yaptığımda olan şeyleri ben bile hatırlayamıyorum. Babam, hangi cehennemde hiç bir fikrim yok. 5 yaşında beni ve annemi terk etmiş. Annem, o kadın her ne halt yedi bilmiyorum ama şuan hapishanede. Cinayet işlediği biliniyor ve bana her hafta mektup yolluyor. Ve bana bunca zamandır kendimi bir hayalet gibi hissettirmemiş olan tek kişi, Selin Tüten. Benim yaşımda ve benim çocukluğumda ilgili olan herşeyde yanımda kalan, halada beni bırakmayan tek dostum.

O olaylardan sonra teyzem beni Antalya'daki bir yurda - orası bir yetimhane ama beni kırmamak için sürekli yurt diyorlar- yazdırdılar. Bu yurda gitmemle İzmir'deki yaşamıma son verecek ve benim tek aile üyem Selin'den kopacaktım. Malesef zorunlu olaraktan Antalya'ya gönderildim. En azından annemin kaldığı hapishane bu şehirde değildi.

Bu yetimhanede kalalı, Selin'den ayrı kalalı, bu şehirde yaşayalı ve bu Arsoy okuluna gideli tam 1 sene olmuştu. Kimseyle asla iletişim kurmaz ve bana taktıkları lakap ve sözleri aldırmazdım ki aldırdıktan sonra yaptığım şeyleri asla hatırlayamıyorum. Seslendikleri lakaplar annemin cinayet işlemesi ve hapishanede kalmasıyla ilgili olunca o kadına sürekli lanetlerimi savuruyordum. 'Katilin kızı', 'Annen nerde, doğru hapishaneden sana mektup yazıyor.' laflarıyla bu şehirde sürüklenmeye başladım. Selin'le hala bağımız kopmadı, internet üzerinden konuşuyoruz ve mesajlaşıyoruz. Bana büyük bir süprizi olucağını ve buna fazlasıyla seviniceğimi söylüyor sürekli.

:):   :):   :):   :):   :):   :): 

Yaz tatilinin son gecesinde okul için hazırlıklarımı tamamlarken birden odama biri girince ürktüm ve hafifçe yerimden sıçradım.

"Işıl? Hazırlanıyor muydun? Sana sınıf listeni vermek için gelmiştim canım." Bu gelen Yasemin abla. Yetimhanenin yufka yürekli müdiresidir kendisi, burada yalnızca o bana güler yüzlü yaklaşır ve benimle zorlada olsa sohbet eder. Bana elindeki Arsoy Lisesinin 2. Sınıfların bu yıl gidilcek sınıflarını bana doğru uzattı.

"Sağol..." deyip listeyi elinden aldım ve incelemeye başladım. Geçen sene o uyuz sınıfım 9/C deydim. Bu sene 10/B deydim. Bu sınıfta olan kişilerse çoğu tanıdığım ama hiç konuşmadığım kişilerdi. Biri hariç... Atlas Erpas. Onu hiç duymamıştım? Oda yetimhanede miydi acaba? Ama öyle olsa bende bilirdim.

"Yarın servis saat 9'da burda olur. Ön bahçede beklersin canım. Hadi erkenden uyu sen sabah geç kalma." dedi yumuşak sesiyle Yasemin Hanım.

"Tamam Yasemin Hanım" dedim. Bana küçük bir tebessüm edip odadan çıktı. Elimseki listeyi masama koyduktan sonra siyah ve mavi renkli çantamın içine son olarak sakinleşmem için yapacağım şeylerin aptalca bir kitabı koydum. Teyzemin bana buraya gelmeden önce aldığı cep telefonunu elime aldığımda Selinden 2 tane mesaj geldiğini gördüm.

Kimden; Selin

  *İyi geceler dostum* :)

   *Yarın iyi şanslar*

Ona kısa bir mesaj gönderip ışığımı kapattım ve yatağıma geçtim. Başımı yastığa koydum ve gözlerimi yumdum. Bir kaç saniye sonra içimde birşey hissettim sanki içimden çıkıp bağırmak istiyor gibiydi. Hızlıca yatağımdan doğrulunca gözlerimi kırpıştırdım. Yanımdaki suyu elime aldım ve titreyen elimle suyu içtim ve yerine bıraktım. Yeniden uyumaya çalıştım. Ve zaten gerisi önceki her gecemde olduğu gibi kabus dolu rüyalar oldu.

Gözündeki Cehennem SıcaklığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin