prologue | escape

4K 253 242
                                    

Vindicta : İntikam.

Neredeyse çeyreği kırık olan tahta kapıya sertçe vuruldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neredeyse çeyreği kırık olan tahta kapıya sertçe vuruldu. Bu vuruşla beraber kapıdan tozlar dökülmüş ve kapının ardından küçük bir mırıldanma duyulmuştu. Jungkook, oturduğu koltuktan sertçe kalktı ve uçarcasına gidip kapıyı açtı. Taehyung, o an kapıyı yumruklamayı bırakarak nefes nefese içeri girmiş ve ellerini kirli duvara yaslamıştı. "Jeongguk," demişti hızlı nefeslerinin arasından. "Biri peşimde ve.." Nefesler ciğerlerine yetmezken başka bir şey söylemesine de gerek kalmamıştı. Birileri peşindeydi, Taehyung onları atlatamamıştı ve mecburen Jungkook ile birlikte yaşadıkları eve - bu izbe yere ev demek ne kadar doğru olurdu bilmiyordu - gelmek zorunda kalmıştı.

Jungkook, kaşlarını çatarak pencereye yaklaştı ve perdenin arkasından dışarıyı süzdü. Çok geçmeden "Bir adam var," diye mırıldandı. Ayak sesleri çok yakındaydı. "Yalnızca bir kişi ama burada olduğumuzdan çok emin. Sikeyim.." Geriye çekildi ve büyük bir çantayı Taehyung'a atıp benzer bir çantayı da kendi sırtına aldı. Aynı zamanda neredeyse titreyen elleriyle salondaki büyük tuvalet masasının çekmecesinden bir silah çıkarmıştı. "Bu adamı atlatamazsak biteriz. Eminim devamı geliyordur."

"O silahla ne yapacaksın?" Taehyung, çantayı tıpkı Jungkook gibi sırtlanmış endişeli bakışlarla en yakın dostunu süzmüştü. "Jungkook arka pencere-"

"Sadece korkutacağım Taehyung, sessiz ol artık." Jungkook neredeyse tıslayarak konuşmuş, silahı kapıya yönlendirmişti. Tam o sırada kapı aniden açılmış, Taehyung'u buraya dek takip etmiş olan adam içeriye dalmıştı. Fakat, kendisine bir silah doğrultulmasını beklemiyor gibi gözüküyordu. Jungkook elini tetiğe yasladı. Gözleri kısıktı ve göğsü hızlıca inip kalkıyordu. "Geri çekil. Hemen."

Ancak karşısındaki adam geri çekilmek yerine daha da üstüne gelmeye başlamıştı. Belli ki adamda da bir silah vardı ama Jungkook'un tecrübesiz olduğunu düşündüğünden silah kullanmadan bile bu işi halledebileceğine inanıyordu. Ani bir haraket ile Jungkook'un bileğini tutup çevirmeye çalıştığında Jungkook adamın karın boşluğuna bir tekme atmıştı. Adamın birkaç saniyeliğine nefesi kesilmiş olsa da vazgeçmemiş, daha da sıkı tutunmuştu karşısındaki çocuğun bileğine. Sonunda, tam bir boğuşma içine girdikleri zaman Taehyung panik olmuş hissediyordu. Ayaklarını haraket ettirebileceğini hissettiği ilk anda adama doğru atılmıştı ama çok geçti.

Silah patlamıştı.

Jungkook ile boğuşan adam kalbinin hemen altını tutarak yere yığıldığında kan, çoktan odanın ortasına yayılmaya başlamıştı. Taehyung birkaç adım geriye atıp şok içinde arkadaşına bakarken, Jungkook zorlukla yutkunmuştu ve elindeki silah yavaşça yerle buluşmuştu. Tam o sırada duyduğu siren sesiyle tek yapabildiği kendi çantasını de Taehyung'a atıp "Kaç," demekti. "Hemen kaç Taehyung.." Kekeleyerek konuşmuştu.

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin