9 ❧ i got lost on the way but i'm a supergirl - lisa's story

1K 118 39
                                    

9 ❧ Ve sonrasında "sorun değil," der. "Yolda kayboldum ama ben bir süper kızım. Ve süper kızlar ağlamaz."

| Lisa'nın geçmiş hikayesi 2 |

Lisa, gri duvarları olan bir odadaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lisa, gri duvarları olan bir odadaydı. Odadaki boyalar yer yer dökülmüştü, yerler biraz ıslaktı ve rutubet kokuyordu. Odayı yalnızca kapının üst tarafında bulunan küçük camdan sızıyor olan beyaz ışık aydınlatıyordu. Onun dışında oda tamamen karanlıktı. Küçük kız, tahta ve kahverengi eski bir sandalyeye iplerle bağlanmıştı. Sandalyenin her an kırılabilirmiş gibi dengesiz olmasına karşın ipler çok sağlamdı. İpler; kızın karnından geçiyor, kollarını sıkıştırıyor ve sırtında birleşiyorlardı. İpler bana sarılıyormuş gibi, diye düşündü Lisa. Ama bu sarılma çok can yakıcıydı. Sonunda, kapı aralandı ve içerinin karanlığı biraz da olsa geçti. Işık, kapının gölgesini Lisa'nın tam üstüne yansıtıyordu.

İçeriye yurt müdürünün en güvenilir elemanlarından biri girmişti. Bu kişilerin sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Bu görevi neden bu kadın üstlenmişti anlayamamıştı doğrusu. Yapılacak olan basit bir azar belki biraz da dayak değil miydi? Pekala, öğretmene karşılık vermek iyi bir davranış sayılmayabilirdi ancak sonuçta dövüşmüştü. Onların istediği bu değil miydi? Lisa'nın hangi cinsiyette, kiloda, boyda olduğu fark etmeksizin önüne gelen herkesi etkisiz hale getirmesini istemiyorlar mıydı? Aksi halde, Lisa onların ne işine yarardı... Bu düşünce oldukça mantıklı gelmişti ona. Ancak sonradan algılayabilmişti asıl sorunun hesapta yokken öne atılıp birini dövmek olmadığını.

"Lisa," demişti kadın. İsmi Chloe'ydi. Yarı ingiliz, yarı koreliydi. Kıvırcık, kızıl saçlara sahipti ancak güzel bir kadın değildi. Hayır, aksine çok korkunçtu. Ses tonu da, bakışları da, yüz hatları da öyle korkunçtu ki Lisa sadece yutkunup kafasını başka bir yere çevirmişti. Chloe'yi elbette ki önceden de tanıyordu ancak bu odada ilk defa bulunuyordu. Gerçekten, tam olarak neyle karşılaşacaktı? "Ne yaptığından haberdar mısın, küçük kız?" Tiksinir gibi söylemişti bunu.

"Özür dilerim," diye cevaplamıştı onu Lisa. Zorlukla konuşuyordu ve sesi titriyordu. "Öğretmene karşı gelmek değildi niyetim, sadece arkadaşıma yardım ettim."

Chloe'nin tiz gülüşü gri duvarların arasında yankılanmıştı. "Arkadaşına mı yardım ettin?" Alaycı bir ses tonuyla konuşuyordu. "Senin tek arkadaşın Jungkook sanıyordum." Umarsamıyormuş gibi görünseler de onları her daim izliyor, kimlerle konuştuklarını, boş zamanlarında neler yaptıklarını tek tek kaydediyorlardı. Amaçları neydi tam olarak emin değildi ancak belli ki onların zayıf yerlerini bulmaya çalışıyorlardı. Ve zayıf yerlerini bulmaktaki amaç zayıf taraflarını güçlendirmekten ziyade vakti geldiğinde onlara karşı kullanabilmek içindi. "Ama bu zamana dek Jungkook için bile yapmadın bunu. O da defalarca dayak yedi. Ama henüz yeni gelmiş bir çocuğu koruyorsun? Üstelik arkadaş olduğunu söyleyerek. Ne ara arkadaş oldunuz siz Lisa? Ya da şöyle mi sormalıydım, gerçekten arkadaş olduğun biri için bu fedakarlığı yapar mıydın?"

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin