8 ❧ as long as i got you i'm gonna be alright - lisa's story

1.1K 134 43
                                    

8 ❧ Şimdi düşüyoruz. Sana sahip olduğum sürece iyi olacağım. Sana sahip olduğum sürece evet, ölmekten korkmuyorum.

| Lisa'nın Geçmiş Hikayesi |

Lisa, henüz dokuz yaşındaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lisa, henüz dokuz yaşındaydı. Ailesi o çok küçük yaşta vefat ettiği için uzun zamandır bir yetimhanede kalıyordu. Bu yetimhane, birçok küçük çocuğa ev sahipliği yapan bir yerdi ama bu yeri diğer sevgi evlerinden veya yetimhanelerden ayıran çok önemli bir özelliği vardı. Buranın sahibi, çok güçlü bir adamdı. Bunun gibi birçok yetimhaneye sahipti ve içlerinden en zeki, en güçlü çocukları bu yetimhaneye seçtirir ardından onların eğitim almasını sağlardı. Klasik bir okul eğitimi değildi bu. Çocuklar dövüşmeyi, silah kullanmayı ve bunun gibi birçok şeyi daha öğrenirdi ve hepsi de büyüdüklerinde bu yetimhanenin sahibine hizmet etmek içindi. Ne yazık ki başka seçenekleri yoktu.

Küçük kız, yine berbat bir güne uyanmıştı. Saat daha altıya bile gelmemişti ve o, çoktan kahvaltıyı kaçırmıştı. Apar topar üstünü değiştirdikten sonra her sabah saat tam altıda toplandıkları alana gitti. Birçok çocuk, kendisinden büyük ya da küçük çocuklar, büyük saha diye adlandırılan yerdeydiler. Kenarlarda oturuyor, sohbet ediyor veya bu seferki dövüş turnuvasında kesinlikle birinci olacaklarına dair atıp tutuyorlardı. Lisa, her zamanki gibi kendi köşesine geçip kalorifere sırtını dayayarak oturdu. Gözlerini etrafta gezdirerek insanları incelemeye başladı. Gözlem yapmaya bayılırdı ve çoğu zaman kendi kendisine diğerleriyle dalga geçerdi. Oldukça zeki bir kızdı.

Sonunda, gözleri bir çocuğa takıldı. Bu çocukla aynı yaşlarda olmalıydılar ama buraya henüz bir hafta önce geldiğinden dolayı oldukça çelimsiz gözüküyordu. Lisa, çocuğun ismini bilmiyordu ama onun adına üzgün hissetmişti. Çocuk, duvarın köşesine sinmiş ve bacaklarını kendisine çekerek oturmuştu. Küçük bir ceylan yavrusu gibi ürkek bir şekilde, dolu gözleriyle, etrafa bakıyordu. Minik kız üzgünce gözlerini kırpıştırdı. Keşke elimden bir şey gelseydi diye düşündü ama kendisi için bir şey yapamıyordu ki bu çocuk için nasıl yapacaktı?

"Lisa," Jungkook'un sesini duyduğunda kafasını çocuktan çekti ve Jungkook'a baktı. Jungkook, yetimhanede konuştuğu sayılı kişilerden biriydi. "Ne yapıyorsun?"

"Hiç," Omuz silkti yavaşça. Jungkook, sırtını pencerenin kenarındaki duvara dayamıştı. "Yeni gelen çocuğa bakıyorum. Üzgün hissettim, kimseyle konuşmuyor ve başına geleceklerden de habersiz."

Jungkook gülüp kafasını iki yana salladı. "Buraya ilk geldiğinde herkes öyledir Lisa, sonra alışılıyor ister istemez." Derin bir nefes aldı. "Her gelen kişi için bu kadar üzülmeyeceksin, değil mi?"

"Hayır," Duraksadı. "Yani, bilmiyorum. Bu çocuk farklı işte." Derin bir nefes aldı. "Ben yanına gideceğim sanırım."

"Lisa, ne gerek var şimdi buna?" Ancak Lisa, Jungkook'u dinlemeyerek çocuğun yanına ilerlemişti. Yanına oturduğunda çocuk başını dizlerine gömerek konuşmak istemediğini açıkça belirtmişti. Jungkook ise Lisa'nın peşinden gelerek Lisa'nın hemen yanına oturmuştu. Bu çocuğu pek umursadığı söylenemezdi. Ama Lisa ile ne konuşacaklarını merak etmişti.

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin