11 ❧ that makes me think of you someshow an' i play it on repeat

966 120 52
                                    

11 ❧ Çünkü burada bana bir şekilde seni düşündürten bir şarkı var bulduğum ve tekrar tekrar çalıyorum.

11 ❧ Çünkü burada bana bir şekilde seni düşündürten bir şarkı var bulduğum ve tekrar tekrar çalıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir araba yavaşça ara sokağın kenarına yaklaşmış ve durmuştu. Şoför koltuğunda oturuyor olan Hoseok dikiz aynasından arkayı ve ön cam sayesinde etrafı şöyle bir kontrol ettiğinde hemen yanında oturan Yoongi arkaya dönmüştü. Seokjin, arka koltukta sanki birazdan aşağıya inecek olan kişi o değilmiş gibi rahatça oturuyordu. Hiç umrunda olmadığı o kadar belliydi ki neredeyse yolda uyuyakalacaktı. Bu işe bulaşmayı hiç istemiyordu, kurtulma şansı olduğunu bilse şu an bile işi başkasının üstüne yıkmaya çalışırdı. Bunu fark eden Hoseok kafasını geriye atarak hafifçe güldü ve Yoongi'nin bir kez daha konuşma yapması gerektiğini anladığında eğilip arabanın radyosunun altında duran sigara paketini aldı ve kendisi için bir sigara yaktı.

Yoongi, derin bir nefes alarak "Seokjin," demişti. "Senden sadece bunu istiyorum eline yüzüne bulaştırma olur mu? Anladım hiç istemiyorsun ama bunu sen yapacaksın. Namjoon ve Hoseok meşgul, biliyorsun."

"Sigara içmekle mi meşgul?" Jin, gözlerini devirerek sorduğunda Hoseok sırıtmıştı. Jin ve Yoongi'nin konuşmaları her zaman çok eğlenceli olurdu. Karakterleri birbirine o kadar zıttı ki bu durum onları tuhaf diyaloglara sürüklerdi. Jin'in tek derdi eğlenmek, boş bir şekilde etrafta takılmak, yemek, içmek ve keyfine bakmaktı. Buna yetecek kadar parası olduğu sürece dünya yansa umrunda olmayacak kadar da gamsızdı. Yoongi ise tam tersine asla elindekiyle yetinmezdi. Çok hırslıydı ve kindardı da. Kin tutmayı seven bu yapısı sayesinde yıllar geçmiş olsa da hala Wade'in ve Victor'un peşini bırakmıyordu.

Yoongi, Jin'i duymamış gibi yaparak "İki sokak ileride Irene'in çalıştığı yer," dedi. "Ne yaparsın bilmiyorum ama bir şekilde oraya sız ve kendini çalışan biri olduğuna inandır. Başka şirketten falan geldiğini söyle işte. Irene'in sana inanmasını ve güvenmesini istiyorum, elindeki bilgileri seninle paylaşmalı. İşten çıkış saatindeyse normal bir şekilde kendi evine gidiyormuş gibi bizim eve gelirsin yine ama kimsenin seni takip etmediğine emin ol, tamam mı?"

"Tamam." Seokjin, iç çekerek arabadan inmişti. O iner inmez Hoseok gaza basmış ve araba nispet yaparmış gibi sokağın sonuna doğru hızla ilerlemişti. Gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu ve kaldırımda hızlı adımlarla yürümeye başladı. Çok geçmeden Irene'in çalıştığı şirketin binasıyla karşılaşmış ve içeriye girmişti. O girer girmez birçok kişinin gözleri onun üzerine çevrilmişti. Asla tarzı olmamasına rağmen Yoongi'nin zoruyla bir takım elbise giymişti. Daha inandırıcı olacağını düşünüyordu, gerçi yanılmıyordu da. Buradaki herkes takım elbise giymişti. Jin, yanından geçtiği insanların fısıldaşmaya başladığını fark ettiğinde yüzüne ukala bir gülümseme yerleştirdi. Muhtemelen, yakışıklı olduğu için onu bir oyuncu ya da bir ünlü sanmışlardı. Bu komikti.

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin