13 ❧ wish we could turn back time to the good old days - taehyung's story

1K 122 110
                                    

13 ❧ Keşke eski güzel günlere geri dönebilseydik. Annemizin bize uyumamız için şarkı söylediği günlere.

| Taehyung'un Geçmiş Hikayesi |

Taehyung, on üç yaşına geldiklerinde Lisa'nın söylediği süper kahraman olayının bir yalandan ibaret olduğunu tam anlamıyla fark etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taehyung, on üç yaşına geldiklerinde Lisa'nın söylediği süper kahraman olayının bir yalandan ibaret olduğunu tam anlamıyla fark etmişti. Yine de, kendilerini üçlü bir süper kahraman takımı olarak hayal etmek hala daha güzel hissettiriyordu. Burada öğrettikleri şeyler normal çocukların okulda öğrettiklerinden oldukça farklıydı. Normal çocuklar gibi dil, kimya, fizik, biyoloji ya da matematik falan öğrenmiyorlardı. Tabii, bir insanı silahla neresinden vurursanız öleceği neresinden vurursanız yaralanacağı biyoloji, silahların mekanik kısmı fizik ve boyalarla sahte paralar oluşturmak kimya sayılmıyorsa. Burada nasıl dövüşeceklerini öğreniyorlardı, kendilerini nasıl savunacaklarını. Gizliden gizliye bu yurdun sahibi olan adamın pis işlerini nasıl yapacaklarını...

Taehyung, yüzünü buruşturmadan edemedi. Burası berbat bir yerdi. Sadece birkaç kez gördüğü o gıcık ve pislik olduğu her halinden belli olan adam için çalışarak insanlara zarar vermek istemiyordu. Bulunduğu yerden nefret ediyordu. Derin bir nefes alarak parmakları arasında tuttuğu ip yumağını beceriksizce dolamaya devam etti. Tuvaletlerden birinde lavobanın hemen önüne çökmüştü ve bir kitabın üzerine yerleştirdiği mavi iple uğraşıyordu. Hediyeyi burada hazırlamak istememişti ama koskocaman binada kamera olmayan tek yer burasıydı. Jungkook, kapının hemen arka tarafında duruyordu. "Biraz acele etsene Taehyung," Kaşlarını çatarak arkasını dönmüş ve iplerle cebelleşen arkadaşına bakmıştı. "Yakalanırsak sağlam dayak yeriz."

"Elimden geleni yapıyorum Jungkook." Göz devirmeden edemedi. "Her gün bileklik yapmıyorum farkındaysan. İlk defa yapıyorum bunu."

"Of," Jungkook sabırsızca yerinde sallandı. "Alt tarafı iki ipi birbirine dolayacaksın. Ne kadar zor olabilir ki?"

Taehyung iç çekmiş ve kendini olabildiğince hızlandırmıştı. Beş dakika sonra bileklik -buna bileklik demek ne kadar doğru olurdu bilmiyordu daha çok bir yumak ya da düğümler silsilesi gibiydi- tamamlanmıştı. "Bitti," Mutluluk içinde ayağa kalktığında Jungkook da rahatlayarak derin bir nefes aldı. "Pek güzel olmadı, bilekliğe de benzemiyor." Kafasını yavaşça iki yana salladı. "Ama iyi tarafından bakalım, en azından mavi." Bilekliği cebine attığında ikisi de tuvaletten çıkmışlar ve normal bir şekilde koridordan yürüyerek ortak salona gelmişlerdi. Lisa, her zamanki yerinde yani salondaki tek pencerenin önünde oturuyor ve dışarıyı izliyordu. Burası şehirden uzaktaydı ve görülebilecek tek manzara dağ ile ağaçlardı. Etrafta hiç insan yok gibi gözüküyordu. Eğitmenleri ve aşçılar hariç bir yetişkin görmeyeli uzun zaman oluyordu.

Lisa'nın yanına yaklaştıklarında Jungkook, Taehyung'u beklemeden "Doğum günün kutlu olsun Lisa," dediğinde arkadaşından büyük bir yumruk yemişti. Hem de sırtına. Taehyung'a kötü bir bakış atıp sırtına erişmeye çalışırken Lisa kocaman gülümseyerek ikiliye bakmaya başlamıştı.

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin