16 ❧ baby i'll be like a wildflower, i live on sheer willpower

635 85 24
                                    

16 ❧ Bebeğim, ben bir kır çiçeği gibi olacağım. Saf iradeyle yaşıyorum. Yakan bir şeye dönüşmemek için...

Jennie, kaldıkları evin merdivenlerden inerken oflayarak etrafına baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jennie, kaldıkları evin merdivenlerden inerken oflayarak etrafına baktı. Rose, Jennie en yakın arkadaşının bunu yapmasını çok garipsiyordu, tuhaf bir şekilde duruma ve ortama ayak uydurmayı başarmıştı. Dahası bir şekilde Jungkook'a güveniyor, onlarla kalmanın yapılacak en mantıklı şey olduğunu düşünüyordu. Ama Jennie için durum bu şekilde değildi. Jungkook, Taehyung ve diğer iki garip kızla kalmak da bir seçenekti elbette fakat son seçenek olmalıydı. Daha önce buradan kaçmak için başarısız planlar yapmış olsalar da şimdi çok daha sakindiler. Üstelik dinlenmişlerdi. Kısacası biraz düşünürlerse zekice planlanmış, buradan kurtulmayı direkt olarak başarmalarına sebep olmasa da dolaylı yoldan birilerine haber verebilecekleri bir plan yapabilirlerdi. Jennie'ye göre eğer eve geri dönerlerse onları daha kötü insanların rahatsız edebileceği hatta zarar verebileceği olasılığı yalnızca bir safsatadan ibaretti.

Gözleri neredeyse boş olan oturma salonunda gezinirken şöminenin önünde oturan Lisa'yı görerek duraksadı. Lisa'nın değişken ruh hallerinden ve özellikle de o sinirli tavırlarından korkmadığını söylese yalan olurdu. Ancak neyse ki kız, mutlu ve tatlı karakteriyle birlikteydi. Nereden bulduğu bile belli olmayan, belki de birkaç yıl önceki bir noelden kalma, iki üç çam süsünü bulmuş birbirine vuruyor ve çıkan melodiye uygun bir şarkı mırıldanıyordu. Jennie, onu görmezden gelerek öylece mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Ama yolun yarısında aniden aklına gelen fikirle durmuş, gözlerini bir kez daha şöminenin önünde oturan kıza çevirmişti. Lisa'nın bir telefonu vardı.

Yüzünde ufak bir gülümseme oluştuğunda hızlı adımlarla, sonuçta Lisa'nın ne zaman karakter değiştireceğini bilemiyordu vakti sınırlı olabilirdi, şöminenin önüne ilerledi. Lisa'nın önüne çöküp tıpkı onun gibi bağdaş kurasıya dek kız onu fark etmemişti bile. Jennie, önüne düşen sarı ve siyah tutamları geriye itekleyerek kakülünün arkasından kendisine parlak gözlerle bakan kıza odaklandı. "Lisa," dedi tatlı olmaya çalışarak ama ne olursa olsun onunla konuşurken diken üstünde gibiydi. "Sana bir şey sorabilir miyim?"

Lisa, elindeki süsleri birbirine vurmayı keserek kafasını aşağı yukarı salladı. Kendisine bir şey sorulması veya danışılması fikri oldukça hoşuna gitmişe benziyordu çünkü çoğu kişi bunu yapmazdı. "Tabii ki sorabilirsin!" İstemsizce heyecanla konuştuğunda Jennie de bundan güç almışa benziyordu.

"Bir telefonun vardı değil mi? Telefonunu kullanabilir miyim, Lisa? Lütfen, bu gerçekten çok önemli."

"Ah," Lisa kaşlarını indirerek dudaklarını büzdü. "Telefonum hala benimle olsaydı seve seve kullanmana izin verirdim ama telefonumu benden aldılar. Taehyung'a lütfen telefonumu benden alma orada çiftlik oyunum var tavuklarıma kim bakacak ki dedim ama yine de aldı." Neredeyse gözleri dolmuştu. Sonra, çok gizli bir şey söyleyecekmiş gibi Jennie'ye doğru eğilmişti. "Hem de neden biliyor musun? Neymiş bazenleri Yoongi'ye konum atıp yerimizi bildiriyormuşum! Bahaneye bakar mısın?"

vindicta ❅ rosékook•taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin