lost.

1.6K 161 77
                                    

kore'ye döndüler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kore'ye döndüler.

son 2 haftadır tur sırasında, changbin ve felix konuşmadı,

changbin en son ne zaman konuştuklarını hatırlamıyor, sanki yıllar geçmiş gibi hissediyordu.

bu günlerde yurt çok sessizdi.

changbin bu gerçeği beğenmemişti.

felix'in artık pek konuşmadığını fark etti,

gençlerin de yemek yemediğini fark etti.

minho ve hyunjin bu günlerde şaşırtıcı derecede sessizdi.

sadece han ve jeongin konuşkan olanlardı ama yine de eski hyunjin'den daha yüksek sesli değillerdi.

öğle yemeği sırasında felix'in yanında oturmaktan nasıl kaçındığını gördü.

changbin bunun kendi hatası olduğunu biliyordu.

felix'in numarasını engelledikten sonra kendini suçlu hissetti.

onu arayan genç gibi değildi.

belki de felix'i ondan daha fazla uzaklaştırmak istemişti.

şimdiyse pişman oldu.

kabul etmekten nefret ediyor ama bu tür durumlarda felix'i özlüyordu.

küçük olanın ona sarılmasını, tatlı mesajlar göndermesini, ona eski günlerdeki gibi yüzlerce soru sormasını, saçma şakalar yapmasını istiyordu.

felix'i özlüyor,

çok fazla.

"bencil changbin, sen bencilsin." kendi kendine söylendi.

*

minho bugün han'a dans hareketlerini öğretmedi.

han'a bunu hyunjin'den öğrenmesi gerektiğini söyledi.

"böyle olmamalı. minho hyung bana öğretmek için her zaman heyecanlıdır."

fakat minho bugün korkmuştu,

genç çocuğun sinirlenmesini istemiyordu.

han, minho'nun diğer günlerden ne kadar farklı olduğunu gördü,

geçmişte olduğu gibi her 2 saniyede bir han'ı öpmeye çalışmıyordu.

ufaklığın saçını bile karıştırmadı.

han, minho'yla konusu olmadığı için dans hakkında konuşmaya çalıştı.

elbette genç olanı yanıtladı.

başka birinin yapacağı gibi sadece sorularını yanıtladı.

ama minho ona hiçbir şey sormadı, han'ın sesini duymak için sorduğu aptalca soruları bile.

han, minho'nun onunla 'yarın' konuşmasını bekledi,

günler geçiyordu fakat 'yarın' gelmedi,

minho onun hemen yanındaydı, ama bir yabancı olarak.

han suçlu hissetti,

belki de onun hatasıydı.

o kaba sözleri ona söylememeliydi.

lâkin artık çok geç, tek yapabileceği pişman olmaktı.

*

"seungmin! koreografın bize öğrettiği yeni hareketi gösterebilir misin?"

"neden?"

"sadece doğru yapıp yapmadığını görmek istiyorum."

"sinir bozucu." seungmin mırıldandı ve dans hareketini yaptı.

hyunjin onu duydu, kalbinde bir acı hissetti.

"seungmin, bence bunu böyle yapmalısın-" hyunjin ona göstermek için adımlar atmaya çalıştı, ancak kesintiye uğradı.

"pislik gibi davranmayı bırak. sen bir hiçsin, senden hoşlanmıyorum. ve minho hyung senden çok daha iyi dans ediyor, ondan öğrenmeyi tercih ederim." seungmin duygusuz bir yüzle söyledi ve gitti.

hyunjin ise orada boş bir zihin ve kırık bir kalple kala kaldı.

hide || changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin