end.

1.9K 136 97
                                    

minho ile han hâlâ çıkıyordu ve bunu sadece üyeler biliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

minho ile han hâlâ çıkıyordu ve bunu sadece üyeler biliyordu.

güvende değillerdi, menajerlerden tehditler alacaklardı, 'canlı yayında birbirinizle oturmayın ve öyle yaptığınızda bile, çok yakın oturmayın, insanlar yanlış bir fikre kapılabilir.' gibi cümleler duyacaklardı.

elbette bu onları rahatsız etmedi. halka açık olduklarında birbirlerine olan sevgilerini sakladılar.

mutluydular ve onlar için önemli olan buydu.

onlardan farklı olarak hyunjin ve seungmin karmaşık bir durumdaydı.

büyük olan genç olanı sevmekten kendini alamadı. seungmin'e olan sevgisi her geçen gün büyüyordu.

neyse ki fark edilmedi.

hyunjin, başkalarına da sevgi dolu ve temas halinde olduğundan emin oldu, bu yüzden sevgisi çok açık değildi.

'belki böyle davranırsam, seungmin artık ondan hoşlanmadığımı düşünecektir.' diye kendine söyledi.

ve seungmin ise buna kandı, hyunjin'in artık ondan hoşlanmadığını düşündü, bu nedenle kendini tekrar büyüğün yanında rahat hissederek buldu.

hyunjin ise gerçekten çok sevindi, hoşuna gitmişti. seungmin'in onunla tekrar konuştuğunu, ona sarıldığını, elini tuttuğunu görmekten mutluydu, tıpkı arkadaşlar arasındaki bir ilişki gibi.

yine de bu onu incitti. ama hediyenin tadını çıkarmanın daha önemli olduğunu düşündü.

'seungmin bir kızla evlenene kadar umarım onu unuturum.'

*

changbin baskı altındaydı, felix de öyle.

insanlar aralarında ne olduğunu bildiği için 'normal' davranmaya zorlandılar.

felix biraz nefret almıştı ama herkes çok geçmeden anlayış gösterdi, "belki de öyle büyüdü.' dendi.

felix kimsenin bilmesini istemiyor gibi değildi, changbin'e olan tutkusu konusunda açıktı ve bunu biliyordu.

bununla birlikte, 'normal' davranmak için changbin, felix ile kamera önünde daha fazla konuştu, yurtta bile gencin yemek yediğinden, iyi uyuduğundan ve yalnız hissetmediğinden emin oldu.

ama aynı zamanda küçüğün eylemlerini yanlış anlamadığından emin oldu.

"felix, beni yanlış anlama. sen benim küçük kardeşim gibisin." derdi.

felix bunu her duyduğunda ağlardı, tabii sessizce,  kimse bilmeden.

fakat aynı zamanda mutluydu, takdir edildiğini hissetti, changbin'in ona önceki davranış şeklinden çok daha iyiydi.

diğerlerine changbin'i aşmış gibi davrandı, ama gerçekten öyle değildi.

büyüğüne çaresizce aşıktı ve changbin bunu biliyordu.

genç çocuğun orada burada ağladığını fark etti. bu konuda hiçbir şey yapamazdı.

tek yapabileceği genç çocuğa sarılmak, 'daha iyisini hak ediyorsun' gibi güzel şeyler söylemekti. ancak daha sonrasında, 'ama ben sadece seni istiyorum.' gibi yanıtlar alıyordu.

changbin artık bugünlerde ona sinirlenmiyordu, felix'in yardım edemeyeceğini, duygularının kontrol edilemeyeceğini anlamıştı.

en küçüğü teselli etmeye çalıştı, ama yine biliyordu ki,
felix'in istediği şeyi veremeyecekti.

'özür dilerim.'

konuşmalarının son sözü buydu.

changbin genci sevemediği için üzgündü.

*

"hyung, üzülme, bu senin suçun değil." felix, gerçekten incinmediğine ikna etmek için sahte bir gülümseme sundu.

"felix anladığın için teşekkür ederim. seni seviyorum kardeşim." changbin de gülümseyerek, elini felix'in omzuna koydu.

"ben seni daha çok seviyorum."

aynı kelimeler ama farklı anlamlar.

ve felix tahmin ettiği gibi, sonunda duygularını gizlemek zorunda kalmıştı.

×son×


_________________

:")

OKUYAN, YORUM ATAN VE BEĞENEN HERKESE ÇOOOOK TEŞEKKÜR EDERİM ♡

hide || changlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin