"neredeyse öpüşüyorlardı. sadece, keşke odaya girmeseydim. ne yapabilirdim, kıyafetlerimi bırakıyordum."
"neden bahsediyorsun minnie?"
"senin adamın ve... kimden bahsettiğimi biliyorsun."
"yeni bir şey değil seungmin."
"gizlice çıktıklarını mı düşünüyorsun?"
"belki, belki de öyle."
"sanırım öyleler."
"konuyu kapatalım."
*
"neden buradayız?"
"konuşmamız lazım."
"han saçmalıklarını bırak."
"oh, tamam görüşürüz. "
han, minho'yu getirdiği çatıdan çıkmaya çalıştı.
"kalmamı söyle. gitmemi istemediğini söyle."
"ew. utanç verici konuşma."
"hyung? gerçekten mi?"
"ne?"
"gerçekten gitmeme izin mi veriyorsun? benim için ne tür bir aşk besledin? sence de çabucak kaybolmadı mı?
"bana söyleyen sendin, senin için hislerim olmamalı, çünkü sen bir çocuksun."
"bu uzun zaman önceydi."
"peki ne yapmamı istiyorsun?"
han şimdi ağlıyacak gibiydi.
tedirgin hissetti
hatalıydı,
bunu büyüğün sevgisini bile bile aylarca, aylarca ve aylarca reddedetmişti.
şimdi ise büyüğün onu tekrar sevmesini istiyor,
herhangi bir şovu eğlenceli hale getirmek için bir idol olarak yapması gerektiği gibi başka biriyle flört edeceğini biliyordu.
ama minho'nun hayatında özel bir insan olmak istiyordu.
yumruklarıyla gözlerini kabaca sildi ve gözlerinin daha fazla acımasına neden oldu.
"hyung gidebilirsin. aslında aradığım için üzgünüm."
minho başını salladı ve merdivenlere doğru yürüdü,
ama aşağı inmeden önce bir hıçkırık duydu.
minho'nun gittiğini düşünerek han ağlamaya başladı.
çok şey oluyordu, uygulamaları iyi gitmiyordu, fazla uyuyamıyordu, sonra bir zamanlar minho'yu görmezden gelme suçu aklını tırmalıyordu.
ağlaması gerekiyordu, bu yüzden burada kimsenin fark etmeyeceğini düşünerek ağlıyordu.
minho hâlâ onu seviyordu, han jisung'dan nefret etmek onun için imkansız bir şeydi.
küçüğünü ağlarken görmek onu kırıyordu.
"hey ssh." minho, han'ı belinden kucaklarken söyledi.
genç hızla gözlerini tekrar sildi.
"hyung neden hâlâ ayrılmadın?"
"çünkü konuşmamız gerekiyor."
"elbette. ne hakkında konuşmak istiyorsun?" han hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştı.
"sen ve ben."
gülümsedi.
"benimle dalga geçme." diğerinin elini belinden çekip arkasına dönerken söyledi.
han bir daha bir şey söyleyemeden önce minho dudaklarını onunkine dokundurdu.
ardından alnını öpmeden önce vücudu iki kez gagalanır gibi titredi.
han ise orada geniş gözlerle durdu.
"ne oldu?" minho güldü.
"a-az önce s-sen? n-nasıl? benden h-hoşlanıyor musun?"
minho başını salladı.
han diğerinin üzerine atladı, kollarını büyüğünün boynuna sardı.
"seni seviyorum hyung, teşekkür ederim."
*
yardım gönderin.💀
han'ı öptüm
lix: neeeeee
sonundaaaaasam: hadiiiii
lix: changbin ve hyunjin de öpüştü
şaka yapmayı bırak
sam: lix sana bunun bir kaza olduğunu söylüyorum
yapışkan göt changbin hyung
yanlışlıkla beni dudağımdan öptüwtf
seungmin'e söylüyorumsam: o umursamıyor
lix bana kızma
onu öpmek istemedimlix:
benim için endişelenme.
yine de sen ve han için mutluyumsam:
AYNEN SİZİN İÇİN GERÇEKTEN MUTLUYUM ÇOCUKLAR
KEŞKE SEUNGMİN BENİ ÖPSEYDİ YA DA İZİN VERSEYDİ
ÖP ONU!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! üzgünbisürtüğüm
seungmin beni asla sevmeyecek.lix:
changbin hyung da beni asla sevmeyecek.;)
lix: çıkıyor musunuz?
bilmiyorum biz birbirimizi seviyoruz ve bunu biliyoruz bu kadar
sam:
önemli olan da bu.bye kucaklaşacağız;;))));;;;)));;;;))
sam:
şanslı ama etf
wtf*
çok heyecanlı okma
olma**lix:
iyi eğlenceler <3_______________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hide || changlix
Fanfiction[tamamlandı.] felix kamera önünde changbin için sevgisini gösterir, bu durum ise changbin için uygun değildir. cr: cloudylixx