Sevgili günlük;
Bu gün grip olduğum için işe gitmemiş evde oturmuş televizyon izliyordum. Sonra bir anda kapı çaldı. Daha kapının oraya varmadan papatya kokmaya başlamıştı evin içi. Kapıyı açtığımda karşımda Nevra vardı.
Elindeki kaseyi gösterip "birileri hasta olmuş yardım edeyim bari" dedi.
İçeri davet ettim ve bana getirdiği çorbayı verdi. Kendi elleriyle yapmış. "Papatya çayı da getirdim seversin" dedi.
"Severim" dedim ve papatya çayı da yaptı.
Evde sessizlik hakim iken "gerçekten de kanatsız bir meleksin, sırf bana değil herkese yardım ediyorsun hemde karşılık beklemeden"dedim.
"Ne yapayım seviyorum insanlarının yüzünü güldürmeyi" dedi.
Evin içi buran buram papatya kokarken dayamayıp sordum "nasıl böyle güzel papatya kokabiliyorsun?" diye.
"Papatyalar koparıldıktan sonra kokarlar. Garip şey; ölüm bu kadar güzel kokabilir mi ?"dedi.
"Ne yani ölü olduğunu mu söylüyorsun?" dedim.
"Ben hiç doğmadım ki öleyim"dedi ve "neyse işe geç kaldım ben sonra görüşürüz" diyerek hızla evden çıktı. Hala düşünüyorum da ölüm bu kadar güzel kokabilir mi gerçekten?"
7 Eylül 2007
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Öte
KurzgeschichtenSevgili günlük; Gülüşünde papatyalar açan kadını anlatacağım sana bol bol. Sonra da bir gün gülüşünden çaldığım bir papatya ile seviyor sevmiyor yapacağım. Sonrası olur mu bilmem ama benim kalbimde sonsuz olduğu kesin...