13

12 3 0
                                    

5 yıl sonra...

Sevgili günlük;

Bu gün akşam üstü sahile indim. İnsanlardan uzak sessiz sakin bir yere geçip kumların üstüne oturdum. Dalgalar sahile vururken çıkarttıkları ses beni rahatlatıyordu. Sonra birden burnuma deniz kokusu değil papatya kokusu geldi. Kafamı kokunun geldiği yöne çevirdiğimde ise onu gördüm. Her zerresine aşık olduğum papatyalara bürünmüş kadını gördüm. Yanında küçük bir kız çocuğu ve yanında da Çağatay. İkisi de küçük kızın ellerini tutmuş sahilde yavaşça ilerliyorlardı. Nevra'nın gözleri benimkilerle buluştuğunda bir an durur gibi oldu. 

Yanındaki küçük kız bunu fark ederek "ne oldu anne?" diye sordu. 

Anne demişti. Papatya büyümüş ve küçük bir papatya doğurmuştu. Arkamdan geçip giderken daha fazla üzülmemek için gözlerimi üstlerinden çektim hırçın dalgalara baktım.

 Çok geçmeden papatya kokusu daha yakından gelmeye başlayınca gözlerimi dalgalardan ayırdım ve yanıma oturmuş Nevra'ya baktım. 

"Uzun zaman oldu." dedi. 

"5 yıl geçti." dedim sakince. 

 "Hala papatyaları seviyor musun peki?" 

" Ben seni papatya açımında, uzaktan kokan papatya kokusunda sevdim. Bu nasıl soru? Ben her gün papatyalar açsında onları koklayayım diye gün sayıyorum." 

"Özür dilerim." dedi bir anda. 

"Özür dileme. Bak! Papatya mevsimi geldi. Mevsimlerden papatyayı severim. Sonra seni. Sonra yine seni. Ve hep seni." 

"Bu dünyada kavuşamadık ama diğerinde seni hep bekliyor olacağım. Sen sadece papatyanın yapraklarıyla hiç uğraşma. Kalabalıkların içinde beni fark et yeter." dedi ve yanımdan kalkıp kızı ile kocasının yanına gitti. Ben ise o saniyeden sonra sadece ölmeyi diledim. Çünkü ona kavuşabileceğim tek yer bir hiçlikti...

16 Haziran 2011

Aşktan ÖteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin